En’âm 48 ile A’râf 35 Resûl kavramı çoğul kullanılmıştır. Sadece peygamberler resûldür diyerek, velî resûlleri kabul etmeyen geleneksel İslâm tatbikatçılarına aynı zamanda birden fazla peygamber olabilir mi sorusunu sorabilir miyiz? Âyetlerde sözü geçen resûllerin, aynı zamanda görev yapanların kavmin resûlleri olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » En’âm 48 ile A’râf 35 Resûl kavramı çoğul kullanılmıştır. Sadece peygamberler resûldür diyerek, velî resûlleri kabul etmeyen geleneksel İslâm tatbikatçılarına aynı zamanda birden fazla peygamber olabilir mi sorusunu sorabilir miyiz? Âyetlerde sözü geçen resûllerin, aynı zamanda görev yapanların kavmin resûlleri olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

En’âm 48 ile A’râf 35 Resûl kavramı çoğul kullanılmıştır. Sadece peygamberler resûldür diyerek, velî resûlleri kabul etmeyen geleneksel İslâm tatbikatçılarına aynı zamanda birden fazla peygamber olabilir mi sorusunu sorabilir miyiz? Âyetlerde sözü geçen resûllerin, aynı zamanda görev yapanların kavmin resûlleri olduğunu söyleyebilir miyiz?


Çok haklı bir sebebe dayalı. Çünkü Allahû Tealâ: “Resûller” diyor. Aynı devirde yüzlerce resûl söz konusu. Ne kadar kavim varsa o kavimlerin içinde, herbirinde mutlaka bir resûl yaşıyor. Ve ardarda gönderiyor Allahû Tealâ resûllerini, Mu’minûn Suresinin 44. âyet-i kerimesine göre:

23/MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).
Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.


“Biz resûllerimizi ardarda göndeririz ve bütün kavimlere göndeririz. Hangi kavime resûl gönderdiysek hepsi resûllerini inkâr ettiler.” diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse resûller:

• Bir bütün kavimlerde resûller var, o kavimlere kendi dilleriyle hitap ediyorlar.
• Bir de devrin imamı var, yine kavim resûllerinden bir tanesi.

Ama eğer nebî var olduğu bir devredeyse mutlaka o nebidir. Son Nebî Peygamber Efendimiz (S.A.V)’di. O’nunla beraber nübüvvet müessesesi sona ermiştir ve böyle bir dizaynda risalet kıyâmete kadar devam edecektir. Allahû Tealâ’nın temsilcisi olmayan bir dünya hayatı düşünülemez.

Öyleyse varsayımlar üzerine bina edilmiş bir geleneksel İslâm tatbikatı görüyoruz ve daha açık konuşmak gerekiyor, yanlışlar üzerine kurulmuş. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in sadece son nebî değil, son resûl olduğunu da zannediyorlar ve bütün yanlışlıklar buradan çıkıyor. Kıyâmete kadar risalet var olacak, kıyâmete kadar Allahû Tealâ’nın resûlleri bütün kavimlerde insanları ikaz edecekler, uyaracaklar. “Allah’a ulaşmayı dileyin! Yoksa gideceğiniz yer cehennemdir.” diye uyaracaklar. Bugün de bu uyarı devam ediyor. Bütün kavimlerde o kavimlerde bulunan Allah’ın resûlleri, hangi dînin içinde olurlarsa olsunlar, o kavme şu anda anlatmaktalar.

“Âyetlerde sözü geçen resûllerin, aynı zamanda görev yapanların kavmin resûlleri olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Evet, burada geçen resûller kavim resûlleridir, mutlaka bir tanesi de devrin imamıdır. Nebîler zamanında nebî ama yoksa kavim resûllerinden bir tanesi.

Allah razı olsun.

Benzer konular