Âli İmrân Suresinin 50. âyet-i kerimesi:
3/ÂLİ İMRÂN-50: Ve musaddikan limâ beyne yedeyye minet tevrâti ve li uhılle lekum ba’dallezî hurrime aleykum ve ci’tukum bi âyetin min rabbikum fettekûllâhe ve etîûn(etîûni).
Ve önümde bulunan Tevrat’tan (olan âyetleri) tasdik edici olarak, ve de size haram kılınmış olan bazı şeyleri helâl kılmak için, Rabbiniz'den size âyet getirdim. Allah’a karşı takva sahibi olunuz. Ve bana itaat ediniz.
“Önümdeki yani benden evvel gelen Tevrat’tan (o Tevrat’ta olan âyetleri yani), tasdik edici olarak ve üzerinize haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim. Ve Rabbinizden size bir mucize getirdim. Artık Allah’a karşı takva sahibi olun ve bana itaat edin.”
Burada Allahû Tealâ’nın açık bir hükmü var; Allah’ın söylediklerine tâbî olmak. “Tevrat’tan gelen âyetleri tasdik edici olarak ve Rabbinizden size mucize getirdim; Kur’ân-ı Kerim. Artık Allah’a karşı takva sahibi olun ve bana itaat edin.”
“Resûle itaatin tâbî olmak suretiyle gerçekleşeceğini söyleyebilir miyiz?”
Evet. Resûle itaat, ancak resûle tâbî olmakla gerçekleşir. Buradaki, Âli İmrân Suresinin 50. âyet-i kerimesindeki takva da Allah’a ulaşmayı dilemek suretiyle gerçekleşir.