Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i temsilen içinde bulunduğumuz hidayet çağının önderi, vekâleten devrin imamı Mehdi (A.S) doğrudan Allah’tan aldığı vahiyle Kıyâme-19’a göre Kur’ân’ı açıklıyor diyebilir miyiz?

Evet, diyebilirsiniz. Allahû Tealâ Kur’ân’ın açıklamalarını vahiy yoluyla gerçekleştirir. Allahû Tealâ’nın ifadesi:

Sonra O’nun beyanı (açıklanması) muhakkak ki Bize aittir.


“Sonra O’nun beyanı Bize aittir. O’nu açıklamak Bize ait bir iştir.” diyor. “Sonra da” diyor, “Senden sonra da Biz Kur’ân’ı açıklamakta devam edeceğiz.”

“Senden sonra da birilerine vahyetmek suretiyle bunu devam ettireceğiz.” diyor Allahû Tealâ.

Ve risâlet müessesesi, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le bitmemiştir. O resûllerin değil, nebîlerin sonuncusudur. Kıyâmete kadar huzur namazının imamı mevcut olacaktır. Bu mevcudiyetse hep resûller yoluyla gerçekleştirilecektir. Bir defa daha söyleyelim; bütün resûller nebî değildir. Bir kısım resûller velî resûldür. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra huzur namazının imamı daima velî resûl olacak ve bu görev vekâleten yürütülecektir. Nebîler onun asaleten sahipleridir, huzur namazının imamlığının ve kıyâmetten sonra da Kur’ân’ı açıklama görevi Allahû Tealâ tarafından insanlara verilecek ve Allah onlara öğretecektir Kur’ân-ı Kerim’i ve nitekim şimdi de öğretmektedir, öğrettikleri de O’nun emriyle açıklanmaktadır. Evet, bizim ağzımızdan ve Kur’ân-ı Kerim’de “Ya Rabbi! Benim kavmim Kur’ân’ı unuttu.” diyen resûl de aynı resûldür.

Allah razı olsun.