Neml Suresi 82. âyet-i kerimeyi açıklar mısınız?
Neml Suresi 82. âyet-i kerimeyi açıklar mısınız?
Neml-82:
“Onların üzerine, insanların üzerine; bu devirdeki insanların üzerine Allah’ın sözü vuku bulunca yani o sözün vakti gelince. Onların üzerine söz vuku bulunca...” Bu, Allah’ın sözü.
“Onlara arzdan bir dabbe çıkartırız.”
Dabbe, aslında hayvan demek. Ama burada arzdan çıkıp da boşlukta bir işaret olabilen bir dizayn. O boşlukta olan arzdan çıkıp boşluğa ulaşan o dabbe-tül arz.
“tukellimuhum: Söyleyecek insanlara.”
Ne söyleyecek?
“ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn: Âyetlerimize yakîn hâsıl edemediklerini söyleyecek.”
İşte bu devirdeki uydumuz. Bu uyduda bize ait olan bu televizyon, insanlara devamlı bir mesaj veriyor. Allah’ın âyetlerine yakîn hâsıl etmediklerini söylüyor. Arzdan çıkmış; arzdan fırlatılmış uydu. Ve o uydu aracılığıyla sizin odanızdaki televizyonlara ulaşıyor aslında. Bunu söyleyen o uydudaki kişi. İşte söylediği şey de son derece açık: “Allah’ın âyetlerine yakîn hâsıl edemediniz.” diyor. Allah’ın âyetleri ne söylüyor? Allah’ın âyetleri şunu söylüyor: “Allah’a ulaşmayı dilemeyen küfürdedir, dalâlettedir, gideceği yer cehennemdir, şirktedir, hüsrandadır, tagutun dostudur, tagutun kuludur, Allah’ın kulu ve Allah’ın dostu değildir.” Bütün bunlar Allahû Tealâ’nın işaretleri ve bu söylenenlere insanlar yakîn hâsıl edemiyorlar. Dabbe-tül Arz çıkmıştır. Arzda, boşlukta dönüp duruyor. Ve dönerken de insanlara devamlı bu ihtarı yapıyor. Allah’ın âyetlerine yakîn hâsıl edemediklerini söylüyor.
27/NEML-82: Ve izâ vakaal kavlu aleyhim ahracnâ lehum dâbbeten minel ardı tukellimuhum ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn(yûkınûne).
Ve onların üzerine (Allah’ın Kitap’ta söylediği) söz vuku bulunca, onlara arzdan dabbe çıkardık (çıkarırız). İnsanların (Kitap’taki) âyetlerimize yakîn hasıl etmediklerini söyleyecek.“Onların üzerine, insanların üzerine; bu devirdeki insanların üzerine Allah’ın sözü vuku bulunca yani o sözün vakti gelince. Onların üzerine söz vuku bulunca...” Bu, Allah’ın sözü.
“Onlara arzdan bir dabbe çıkartırız.”
Dabbe, aslında hayvan demek. Ama burada arzdan çıkıp da boşlukta bir işaret olabilen bir dizayn. O boşlukta olan arzdan çıkıp boşluğa ulaşan o dabbe-tül arz.
“tukellimuhum: Söyleyecek insanlara.”
Ne söyleyecek?
“ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn: Âyetlerimize yakîn hâsıl edemediklerini söyleyecek.”
İşte bu devirdeki uydumuz. Bu uyduda bize ait olan bu televizyon, insanlara devamlı bir mesaj veriyor. Allah’ın âyetlerine yakîn hâsıl etmediklerini söylüyor. Arzdan çıkmış; arzdan fırlatılmış uydu. Ve o uydu aracılığıyla sizin odanızdaki televizyonlara ulaşıyor aslında. Bunu söyleyen o uydudaki kişi. İşte söylediği şey de son derece açık: “Allah’ın âyetlerine yakîn hâsıl edemediniz.” diyor. Allah’ın âyetleri ne söylüyor? Allah’ın âyetleri şunu söylüyor: “Allah’a ulaşmayı dilemeyen küfürdedir, dalâlettedir, gideceği yer cehennemdir, şirktedir, hüsrandadır, tagutun dostudur, tagutun kuludur, Allah’ın kulu ve Allah’ın dostu değildir.” Bütün bunlar Allahû Tealâ’nın işaretleri ve bu söylenenlere insanlar yakîn hâsıl edemiyorlar. Dabbe-tül Arz çıkmıştır. Arzda, boşlukta dönüp duruyor. Ve dönerken de insanlara devamlı bu ihtarı yapıyor. Allah’ın âyetlerine yakîn hâsıl edemediklerini söylüyor.
