İnşikak-6 ile Ankebût-5 ve 6. âyet-i kerimeleri ve Bakara 45 ve 46 arasında bir ilişki var mıdır? Allah’a ulaşmayı dileyip mutlaka Allah’a mülâki olacaklarına inananlar, hacet namazı kılıp mürşidlerini arayacaklardır diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » İnşikak-6 ile Ankebût-5 ve 6. âyet-i kerimeleri ve Bakara 45 ve 46 arasında bir ilişki var mıdır? Allah’a ulaşmayı dileyip mutlaka Allah’a mülâki olacaklarına inananlar, hacet namazı kılıp mürşidlerini arayacaklardır diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

İnşikak-6 ile Ankebût-5 ve 6. âyet-i kerimeleri ve Bakara 45 ve 46 arasında bir ilişki var mıdır? Allah’a ulaşmayı dileyip mutlaka Allah’a mülâki olacaklarına inananlar, hacet namazı kılıp mürşidlerini arayacaklardır diyebilir miyiz?

Allah, İnşikak Suresinin 6. âyet-i kerimesinde şöyle söylüyor: “Muhakkak ki sen, Rabbine varmak için cehd ile cihad edersin. Ve o zaman Allah’a ulaşırsın; mülâki olursun.”

İnşaallah bu âyet-i kerimeyi, mülâki olmayı ölümle Allah’a ulaşmak olarak söyleyenlere örnek olarak gösterebilir miyiz?

İnşikak-6:

84/İNŞİKAK-6: Yâ eyyuhâl insânu inneke kâdihun ilâ rabbike kedhan fe mulâkîhi.
Ey insan! Muhakkak ki sen, Rabbine doğru (yola çıkarak) cehd ile (nefsinle) cihad edersin. Sonunda O’na mülâki olursun (ruhunu Allah’a ilka edersin, ulaştırırsın).


yâ eyyuhel insânu: Ey insan.
inneke kâdihun ilâ rabbike kedhan: Muhakkak ki sen, Rabbine varmak için cehd ile cihad edersin (çabalarsın da çabalarsın).
fe mulâkîhı: Ve O’na mülâki olursun; ulaşırsın.

Aslında Allahû Tealâ burada açık bir şekilde bütün insanların Allah’a ulaşma konusundaki muhtevasını veriyor. Allah’a ulaşmak söz konusu. Bu istikamette bir sonuçla karşı karşıyayız:

“Muhakkak ki sen, Rabbine varmak için cehd ile cihad edersin. Ve o zaman Allah’a ulaşırsın; mülâki olursun.”

Şimdi kardeşimiz sualini soruyor: “İnşaallah bu âyet-i kerimeyi, mülâki olmayı ölümle Allah’a ulaşmak olarak söyleyenlere örnek olarak gösterebilir miyiz?”

Evet. Biliyorsunuz bir kısım dîn öğreticileri, profesörler insanlara diyorlar ki: “İnsana hayat veren ruhtur. Ruh vücuttan çıkarsa insan ölür. Hayattayken hiç kimsenin ruhu Allah’a ulaşmaz.” İşte bunun yanlış olduğunun kesin bir ispatı bu. Çünkü insanın çabaladığını söylüyor Allahû Tealâ. Nefs tezkiyesi yoluyla çabalamak söz konusu. Bu çabalamanın neticesinde de (nefs tezkiyesinin neticesinde) nefsin kalbinin %51 nurlarla dolması noktasında ruhun Allah’a ulaşması, Allah’ın Zat’ında yok olması söz konusu. Bu bir çabalama.

Zikir, her gün alışılmış olan bir dizayn olarak çıkıyor karşımıza. Her gün belli bir miktarda zikir yaptığımız zaman bu dünyada yaşamanın bir lezzet olduğunu, bir tat olduğunu, bir mutluluk olduğunu yaşayabiliyoruz. Mutlulukları, o vird adı verilen işlevle gerçekleştiriyoruz. O da çabalamaktır. Daimî zikre ulaştığınız zaman her an çabalayan birisi olacaksınız. Her an zikriniz söz konusu olacak. Çoktan Allah’a ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi teslim etmiş olacaksınız.

Bu âyet-i kerimeyle Ankebût nin 5 ve 6. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır?
 
Bu âyet-i kerimeyle Ankebût Suresinin 5 ve 6. âyetleri arasında bir ilişki vardır. Böyle diyelim ve âyete bakalım:

29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi le âtin, ve huves semîul alîm(alîmu).
Kim Allah’a mülâki olmayı (hayattayken Allah’a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah’ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah’a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.


men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât, ve huves semîul alîm: Kim Allah’a mülâki olmayı yani ruhunu ölmeden evvel Allah’a mülâki kılmayı dilerse, Allah’ın tayin ettiği o gün mutlaka gelecektir.
Allah işitir ve bilir.

Bu âyette kişinin durumunu gene garanti ediyor. “Kim Allah’a ulaşmayı dilerse o kişi mutlaka Allahû Tealâ tarafından Kendisine ulaştırılacaktır. Ulaştırıldığı gün mutlaka gelecektir.” diyor Allahû Tealâ burada, “Allah’ın tayin ettiği o gün mutlaka gelecektir.”

Ve Ankebût Suresi 6. âyet-i kerime:

29/ANKEBÛT-6: Ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsihî, innallâhe le ganiyyun anil âlemîn(âlemîne).
Ve kim cihad ederse, o taktirde sadece kendi nefsi için cihad eder. Muhakkak ki Allah, âlemlerden müstağnidir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).


ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsih: Ve kim cihad ederse o nefsiyle cihad etsin. (Muhakkak ki o, mutlaka nefsiyle cihad etsin.)
innallâhe le ganiyyun anil âlemîn: Allah âlemler üzerine ganidir (âlemlerde hiçbir şeye Allah’ın ihtiyacı yoktur).
 
Öyleyse Ankebût-5 ve 6, bize bir netice veriyor sevgili kardeşlerim. Hangi neticeyi veriyor? Ankebût-5 ve 6 bize insan ruhunun Allah’a ulaşmasının ancak zikir adlı bir müesseseyle gerçekleşeceğini ifade ediyor. Bir insanın nefsiyle cihad etmesi, nefs tezkiyesi yapması yoluyla olur. Kişi, nefs tezkiyesini zikirle yapar. Nefsiyle yaptığı cihadı kişinin mutlaka kazanması gerekir. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse nefsiyle yapacağı cihadı mutlaka kazanır. Daha başka bir ifadeyle o kazanmaz. Allah, ona kazandırır.

Öyleyse İnşikak Suresinin 6. âyet-i kerimesi bir insanın ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaşmasından bahsediyor. Ankebût Suresinin 5. ve 6. âyet-i kerimeleri de Allah’a mülâki olmanın mutlaka gerçekleşeceğini söylüyor. Hangi standartlar içinde? O kişi Allah’a ulaşmayı dilemiş, dilerse mutlaka Allah’a ulaşacak. O gün mutlaka gelecek. Yalnız bunun için zikretmesi gerekiyor. Bütün ibadetlerle beraber özellikle zikir ibadetiyle nefsini tezkiye etmesi gerekiyor. Nefsiyle mücahede, nefs tezkiyesi yapmak demek.

Öyleyse 2. sualin cevabı, bu âyetin yani İnşikak Suresinin 6. âyet-i kerimesinin Ankebût-5 ve 6’yla kesin olarak bir ilişkisi var.

Bu âyet-i kerimelerle Bakara Suresinin 45 ve 46. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır? Allah’a ulaşmayı dileyip mutlaka Allah’a mülâki olacaklarına inananlar, hacet namazı kılıp mürşidlerini arayacaklardır diyebilir miyiz?

Bakara-45 ve 46’da Allahû Tealâ diyor ki:

2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(salâti), ve innehâ le kebîratun illâ alâl hâşiîn(hâşiîne).
(Allah’tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah’a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.


Diyor ki Allahû Tealâ: “Sabırla ve namazla (bu namaz, hacet namazıdır) Allah’tan istianeyi isteyin.”

Ne diyorduk Fâtiha Suresinde?

“iyyâke nestaîn.”

1/FÂTİHA-5: İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu).
(Allah'ım!) Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden İSTİANE (mürşidimizi) isteriz.


Yalnız Senden istiane isteriz. Mürşidimizin kim olduğunu yalnız Senden öğrenmek isteriz. Senden başka kimse bize mürşidimizi gösteremez. Yalnız Senden istiane isteriz. Mürşidimizi bize göstermeni sadece Senden isteriz; böylece bizi Sıratı Mustakîm’e ulaştırasın diye.”

Burada Allahû Tealâ, bu istianenin nasıl isteneceğini söylüyor: “Sabırla ve hacet namazıyla Allah’tan istianeyi (mürşidinizin kim olduğunu) öğrenmeyi dileyin. Allah’tan istianeyi isteyin. Mürşidinizin kim olduğunu Allah’a sorun.”
 
ve innehâ le kebîretun: Bu zor bir iştir.
illâ alel hâşiîn: Ama huşû sahipleri için zor değildir.

Şimdi Allahû Tealâ huşû sahiplerinin kim olduğunu söylüyor:

ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn: Onlar kesin şekilde, muhakkak inanırlar ki, kesin olarak inanırlar ki Allah’a mülâki olacaklardır. Onlar Allah’a mülâki olacaklarına yakîn hâsıl ederek kesin şekilde muhakkak surette inanırlar ve Allah’a rücû edeceklerine de yani ruhlarının ölümden sonra tekrar Allah’a geri döndürüleceğine de.

Bakara Suresinin 46. âyet-i kerimesi iki defa dönüşü anlatıyor. Öyleyse bu âyetlerle yani İnşikak-6, Ankebût-5 ve 6’yla Bakara-45 ve 46 arasında bir ilişki var.

Sualde, “Bakara-45 ve 46’daki kişiler hacet namazını kılarak Allah’tan mürşidlerini soracaklardır, öğreneceklerdir diyebilir miyiz?” diyor. Evet, diyebiliriz. Allahû Tealâ tam onu söylüyor.

Benzer konular