Engeller açısından, hiç tebliğ almamış engeli bulunmayanlar, sadece hassaları engelli olanlar, sadece uzuvları engelli olanlar, hem hassaları hem uzuvları engelli olanlar ve Allah'a ulaşmayı dileyen ihbatın sahibi olanlar seklinde 5 çeşit insan tespit ettim. Bu tespitim doğru mudur? Eğer doğruysa bu insanların davranış biçimleri arasındaki temel farklılıklar nelerdir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Gışavet » Engeller açısından, hiç tebliğ almamış engeli bulunmayanlar, sadece hassaları engelli olanlar, sadece uzuvları engelli olanlar, hem hassaları hem uzuvları engelli olanlar ve Allah'a ulaşmayı dileyen ihbatın sahibi olanlar seklinde 5 çeşit insan tespit ettim. Bu tespitim doğru mudur? Eğer doğruysa bu insanların davranış biçimleri arasındaki temel farklılıklar nelerdir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Engeller açısından, hiç tebliğ almamış engeli bulunmayanlar, sadece hassaları engelli olanlar, sadece uzuvları engelli olanlar, hem hassaları hem uzuvları engelli olanlar ve Allah'a ulaşmayı dileyen ihbatın sahibi olanlar seklinde 5 çeşit insan tespit ettim. Bu tespitim doğru mudur? Eğer doğruysa bu insanların davranış biçimleri arasındaki temel farklılıklar nelerdir?

Bir daha bakalım şimdi:

* Tebliğ almamış engeli bulunmayanlar, evet.
* Sadece hassaları engelli olanlar, evet.
* Sadece uzuvları engelli olanlar, evet.
* Hem hassaları, hem uzuvları engelli olanlar.
* Allah’a ulaşmayı dileyen ihbatın sahibi olanlar yani uzuvların da engel olmaktan başka, "Allah’ın kalplerine idrak etmeleri için ihbat koydukları olarak 5 çeşit insan tesbit ettim, doğru mu?" diyor. Doğru.

Kardeşimizin teşhisi ve bulguları doğru.

"Eğer doğruysa bu insanların davranış biçimleri arasındaki temel farklılıklar nelerdir?"

Bu insanların davranış biçimleri arasında bir farklılık söz konusu değildir. Çünkü uzuvların duymaması, hassalar işitse de bir şey ifade etmez. Uzuvların görmemesi hassalar görecek özelliğe sahip olsalar da bir şey ifade etmez. Ve diğerini düşünelim. Hassaların işitmemesi, kulaklarda vakra olmasa da kulaklar işitse de kişinin işitmesine sebep olamaz. Çünkü kulak duyar, işiten zihindir. Hassa zihni, uzuv uzvu ifade eder. Görüntünün ilk alındığı yer gözdür. Göz merceği görüntüyü ters olarak alır. Hassanın üzerine, basar hassasının üzerine gönderir. Basar hassasında görüntü düzelir beyne öyle ulaşır. O zaman görme müessesesi söz konusuysa, gözler görmüyorsa görme hassası çalışsa da bir şey ifade etmez. Çünkü gözler görüntüyü görme hassasına ulaştıramıyor. Kulaklar duysa da eğer işitme hassası çalışmıyorsa, zihin onu işitemez. İşte olay buysa, Allahû Tealâ’nın hassalara engel koyması veya uzuvlara engel koyması bir insanın işitmesini veya görmesini tek başına engeller. İkinci vasıta, eğer iki vasıtadan bir tanesi çalışmıyorsa, ikinci vasıta görmeyi de, işitmeyi de, idrak etmeyi de sağlayamaz. Öyleyse bunlardan bir tanesinin engellenmesi aslında ikisinin de engellenmesi gibidir. Temel farklılıklar söz konusu değildir. Farklılık yoktur. Her iki tarâfta işitemezler, göremezler ve idrak edemezler. Yani Allahû Tealâ’nın kalplerine ekinnet koyduğu insanlar ve koymadıkları. Koymadıklarında kalpler mühürlü. Mühürlü olduğu için kalbe dizayn ulaşamıyor. İkincisinde Allahû Tealâ idraki vakâ olarak kalbe olaylar ulaşıyor. Ama ekinnet mani oluyor idrak etmeye. Gene sonuç değişmiyor.

Öyleyse Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir insan uzuvlar cephesinde de hasta olsa yani uzuvları da engellense, hassaları da engellense her halikarda kördür, sağırdır ve idraksizdir. Yani göremez, işitemez ve idrak edemez. Ve böyle olan insanlarda bu seviyede, Allahû Tealâ onun kalbine idraki sağlayıcı olan müesseseyi koymayacaktır. Hiçbir zaman o kişinin kalbine ihbat koymayacaktır Allahû Tealâ; bu kişi Allah’a ulaşmayı dilemedikçe. Yani netice; uzuvları engellenenlerle, hassaları engelliler arasında bir fark göstermiyor. Kalplerde iki tarâfta da kalbin idrak etmesini sağlayan hassa ihbat mevcut değil. Ya kalp mühürlüdür yada kişinin kalbinde ekinnet vardır. İkisi de aynı şey kalp idrak edemez.

Benzer konular