Sadece hassaları engelli insanların Allah'a ulaşmayı dilememelerinin yanı sıra Allah'a ulaşmaya inanmadıklarını da söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Sadece hassaları engelli insanların Allah'a ulaşmayı dilememelerinin yanı sıra Allah'a ulaşmaya inanmadıklarını da söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sadece hassaları engelli insanların Allah'a ulaşmayı dilememelerinin yanı sıra Allah'a ulaşmaya inanmadıklarını da söyleyebilir miyiz?

Hassaları engelli olan insanlara bakıyoruz şimdi beraberce. Bakara Suresinin 6. ve 7. âyetleri Allahû Tealâ diyor ki:

2/BAKARA-6: İnnellezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn(yu’minûne).
Onlar muhakkak ki kâfirdirler. Onları ikaz etsen de etmesen de onlar için eşittir (birdir), mü’min olmazlar.

2/BAKARA-7: Hatemallâhu alâ kulûbihim ve alâ sem’ıhim, ve alâ ebsârihim gışâvetun, ve lehum azâbun azîm(azîmun).
Allah onların kalplerinin üzerini ve işitme (sem’î) hassasının üzerini mühürledi ve görme (basar) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Onlar için azîm (büyük) azap vardır.


"Habibim, o kâfirlere ne söylersen söyle onlar için eşittir (birdir), netice değişmez. O kâfirler mü'min olmazlar. Biz onların basar hassalarının üzerine gışavet adlı bir perde çekeriz. Onların sem'î isimli hassalarını mühürleriz. Onların kalplerini de mühürleriz."

Öyleyse bu insanların kalplerinde ki idrak hassaları mühürlü. İşitme hassaları da mühürlü. Görme hassaları da mühürlü. Sem’î, basar ve kalp yada idrak hasası mühürlü, çalışmıyor. Şimdi hassalar konusunda ki diğer âyete bakalım, Câsiye Suresinin 23. âyeti kerimesine Allahû Tealâ buyuruyor ki:

45/CÂSİYE-23: E fe raeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveten, fe men yehdîhi min ba’dillâhi, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?


"Habibim, hevalarını kendilerine ilâh edinenleri görüyor musun? Allah onları ilim üzere (onların ilimleri üzere) dalâlette bırakır. Onlar ilim sahibidirler ama kendilerine göre ilim sahibidirler. O ilim onları dalâletten kurtarmaz. Biz onların görme hassalarının (basar üzerine) gışavet adlı bir perde ile örteriz. Onların işitme (sem’î ) hassalarını mühürleriz. Ve onların kalplerinide mühürleriz. Bundan sonra kim o insanları hidâyete erdirebilir? " diyor.

Olaya baktığımız zaman, "Allah’a ulaşmaya inanmadıklarını da söyleyebilir miyiz." diye bir ilave için yeterli bir delil yok. Belki hiç Allah’a inanmıyorlar. Belki Allah’a ulaşmaya inanmıyorlar. Belki Allah’a ulaşmayı sadece dilemiyorlar. Uzuvları değil de hassaları engelli diye hem Allah’a ulaşmayı dilemiyorlar hemde Allah’a ulaşmaya inanmıyorlar demek mümkün değil. Belki bunların arasında inananlar var ama dilemeyenler var olabilir. Yani bu indî bir mütelâ olur. Eğer biz Allah’a ulaşmaya inandıklarını veye inanmadıklarını söylesek. İkisi birbirinden temelde farklı kavramlar. Ve Allahû Tealâ inanmamak açısından incelemiyor konuyu. Allah’a ulaşmayı dilememek açısından inceliyor. Allah’a yönelmemek, Allah’a ulaşmayı dilememek açısından inceliyor.

Bir başka açıdan bakalım. Bir insan Allah’a inanmıyorsa, Allah’a ulaşmayı dilemeyede inanmayacaktır. Allah’a ulaşmayı dilemeyecektir. Allah’a ulaşmayı dilemeye de zaten inanmayacaktır. Ama burada Allah’a inanan birilerinden bahsediyoruz. Allah’a inanan bir dizaynda kişinin Allah’a ulaşmayı dilememesi, Allah’a inanmadıklarını göstermez. Bunun işareti bu değildir. Bu sebeple bu sual Allah’ın âyetleriyle hüviyet kazanacak olan bir sual değil. Bunların (Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin) bir kısmı, Allah’a da inanmayabilir, Allah’a ulaşmayada inanmayabilir. Ama inanmamak başka şey, dilememek başka şey. Allahû Tealâ inanmayanlara "kâfir" diyor, Allah’a inanmayanlara. Ama Allah’a ulaşmayı dilemeyenler içinde aynı ifadeyi kullanıyor. İnsanlar Allah’a inandıkları halde Allah’a ulaşmayı dilemiyorlarsa gene kâfir hüviyetinde kalıyorlar. Fakat Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin, Allah’a ulaşmaya inanmadıklarıda bir vakâ olabilir mi? Bazı insanlar inanmayabilirler, Allah’a ulaşmaya da inanmayabilirler. "Ama sadece hassaları engelli insanların Allah’a ulaşmayı dilememekle birlikte Allah’a inanmadıklarını söyleye bilirmiyiz?" suali cevabı olmayan bir sualdir.

Benzer konular