Hud-119 ve Yûsuf-53 âyet-i kerimeleri ışığında rahîm esmasıyla tecelli ve bu tecellinin sonucunda Rabbimizin koruması altına girme müessesesini, kimlerin Allah'ın koruması altına girebileceğini ve bu korumanın en son teslime kadar devam edebilmesi için kişinin sahip olması gereken vasıfları açıklar mısınız?
Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Hud-119 ve Yûsuf-53 âyet-i kerimeleri ışığında rahîm esmasıyla tecelli ve bu tecellinin sonucunda Rabbimizin koruması altına girme müessesesini, kimlerin Allah'ın koruması altına girebileceğini ve bu korumanın en son teslime kadar devam edebilmesi için kişinin sahip olması gereken vasıfları açıklar mısınız?
Hud-119 ve Yûsuf-53 âyet-i kerimeleri ışığında rahîm esmasıyla tecelli ve bu tecellinin sonucunda Rabbimizin koruması altına girme müessesesini, kimlerin Allah'ın koruması altına girebileceğini ve bu korumanın en son teslime kadar devam edebilmesi için kişinin sahip olması gereken vasıfları açıklar mısınız?
Hud 119:
illâ men rahime rabbuk(rabbuke): Ama Rabbinin rahmet ettikleri kimseler hariç. Allah'ın Rahîm esmasıyla tecelli ettiği kişiler hariç.
ve li zâlike halakahum: "Ve insanları bunun için yarattı" diyor, yani İhtilafa düşmeyip Allah’a ulaşmayı dileyenler hariç.
ve temmet kelimetu rabbike le emleenne cehenneme minel cinneti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne): Rabbinin sözü tamamlandı. "Cehennemi tamamen insanların ve cinlerin tamamıyla dolduracağım." diyor Allahû Tealâ.
Burada o kişiye ki, Allah Rahîm esmasıyla tecelli etmiştir; onlar hariç. "Allah’ın Rahîm esmasıyla tecelli ettikleri Allah’a ulaşmayı dileyenler, onlar hariç." diyor Allahû Tealâ. "Ve bunun için Allahû Tealâ onları (insanları) yarattı." diyor. İhtilafa düşüyor bir kısmı, bir kısmı ihtilafa düşmüyor. Allahû Tealâ’nın rahîm esmasıyla tecelli etmesi için mutlaka Allah’a ulaşmayı dilemesi lazım kişinin. Bu tecellinin sonunda, tecelli eder etmez Allahû Tealâ’nın muhafazası altına giriyor. Allah onları Kendisine mutlaka ulaştırıyor. Allah’ın koruması altına bir kişinin girebilmesi için sadece Allah’a ulaşmayı dilemesi lazım. Dilemeyen hiç kimse Allah’ın koruyucu şemsiyesi altına giremez. Ve onlar cehenneme girecek olanlar.
Yûsuf 53:
Hz. Yusuf diyor ki; "Ya Rabbi ben nefsimi berat ettiremem. Çünkü nefs şerri emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği nefsler hariç."
Burada kişi Allah’a ulaşmayı dilemişse sadece Allahû Tealâ Rahîm esmasıyla tecelli ediyor. Ama dilememişse rahîm esmasıyla tecelli yok. O zaman o kişi Allah’ın koruyucu şemsiyesi altına giremez. Kişinin ruhunu Allah’a ulaştırıncaya kadar geçen devrede Allah’ın garantisi altında olduğu kesin. Ondan sonraki devre ise kişinin Allah’a tevekkül etmesine bağlı. Kişi inansa ki, Allahû Tealâ fizik vücudunu da Allah teslim alacaktır. Eğer o kişi Allah’a tevekkül edebilirse, o zaman Allah fizik vücudunu da teslim alır. Nefsi için de, irşada ulaşma için de, iradenin teslimi için de aynı şey söz konusudur. Kişi bütün bunlardan emin olursa, kesin olarak inanırsa ki, Allahû Tealâ mutlaka gerçekleştirecektir. Bu inanç üzerine ki Allahû Tealâ mutlaka onları o hedefe ulaştırır.
11/HÛD-119: İllâ men rahime rabbuke, ve li zâlike halakahum, ve temmet kelimetu rabbike le emleenne cehenneme minel cinneti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne).
Rabbinin rahmet ettiği (Rahîm esmasıyla tecelli ederek rahmet nuru gönderdiği) kimseler (ihtilâfa düşmeyip Allah’a ulaşmayı dileyenler) hariç. Ve onları (insanları), bunun için (ihtilâfa düşenlerle düşmeyenleri ayırmak için) yarattı. Rabbinin (ihtilâfa düşenler yani Allah’a ulaşmayı dilemeyenler için) sözü tamamlandı: Cehennemi mutlaka tamamen insanlar ve cinlerle dolduracağım.illâ men rahime rabbuk(rabbuke): Ama Rabbinin rahmet ettikleri kimseler hariç. Allah'ın Rahîm esmasıyla tecelli ettiği kişiler hariç.
ve li zâlike halakahum: "Ve insanları bunun için yarattı" diyor, yani İhtilafa düşmeyip Allah’a ulaşmayı dileyenler hariç.
ve temmet kelimetu rabbike le emleenne cehenneme minel cinneti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne): Rabbinin sözü tamamlandı. "Cehennemi tamamen insanların ve cinlerin tamamıyla dolduracağım." diyor Allahû Tealâ.
Burada o kişiye ki, Allah Rahîm esmasıyla tecelli etmiştir; onlar hariç. "Allah’ın Rahîm esmasıyla tecelli ettikleri Allah’a ulaşmayı dileyenler, onlar hariç." diyor Allahû Tealâ. "Ve bunun için Allahû Tealâ onları (insanları) yarattı." diyor. İhtilafa düşüyor bir kısmı, bir kısmı ihtilafa düşmüyor. Allahû Tealâ’nın rahîm esmasıyla tecelli etmesi için mutlaka Allah’a ulaşmayı dilemesi lazım kişinin. Bu tecellinin sonunda, tecelli eder etmez Allahû Tealâ’nın muhafazası altına giriyor. Allah onları Kendisine mutlaka ulaştırıyor. Allah’ın koruması altına bir kişinin girebilmesi için sadece Allah’a ulaşmayı dilemesi lazım. Dilemeyen hiç kimse Allah’ın koruyucu şemsiyesi altına giremez. Ve onlar cehenneme girecek olanlar.
Yûsuf 53:
12/YÛSUF-53: Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûi illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Muhakkak ki nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim, mağfiret edendir (günahları sevaba çevirendir). Rahîm’dir (rahmet nurunu gönderen ve merhamet edendir).Hz. Yusuf diyor ki; "Ya Rabbi ben nefsimi berat ettiremem. Çünkü nefs şerri emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği nefsler hariç."
Burada kişi Allah’a ulaşmayı dilemişse sadece Allahû Tealâ Rahîm esmasıyla tecelli ediyor. Ama dilememişse rahîm esmasıyla tecelli yok. O zaman o kişi Allah’ın koruyucu şemsiyesi altına giremez. Kişinin ruhunu Allah’a ulaştırıncaya kadar geçen devrede Allah’ın garantisi altında olduğu kesin. Ondan sonraki devre ise kişinin Allah’a tevekkül etmesine bağlı. Kişi inansa ki, Allahû Tealâ fizik vücudunu da Allah teslim alacaktır. Eğer o kişi Allah’a tevekkül edebilirse, o zaman Allah fizik vücudunu da teslim alır. Nefsi için de, irşada ulaşma için de, iradenin teslimi için de aynı şey söz konusudur. Kişi bütün bunlardan emin olursa, kesin olarak inanırsa ki, Allahû Tealâ mutlaka gerçekleştirecektir. Bu inanç üzerine ki Allahû Tealâ mutlaka onları o hedefe ulaştırır.
