Şeytan A'râf-16’ya göre Sıratı Mustakîm üzerine oturarak insanların hidayetlerine nasıl mâni oluyor? Bunu gerçekten başarabiliyor mu?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Şeytan A'râf-16’ya göre Sıratı Mustakîm üzerine oturarak insanların hidayetlerine nasıl mâni oluyor? Bunu gerçekten başarabiliyor mu?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Şeytan A'râf-16’ya göre Sıratı Mustakîm üzerine oturarak insanların hidayetlerine nasıl mâni oluyor? Bunu gerçekten başarabiliyor mu?

Nisâ-175 ve Âli İmrân-73’e göre “hidayet” ve “sıratı mustakîm” kavramlarının iç içe olduğunu sizden öğrendik. (Sıratı Mustakîm; insanları hidayete erdiren, ruhu Allah'a ulaştıran yolun adıdır. Hidayet ise; ruhun Allah'a ulaşmasıdır.) Şeytan A'râf-16’ya göre Sıratı Mustakîm üzerine oturarak insanların hidayetlerine nasıl mâni oluyor? Bunu gerçekten başarabiliyor mu? Sizi çok seviyoruz.

Başardığı kesin. İnsanların kurtuluşa ulaşanları şu anda dünya üzerinde %10’un çok altında. Geri kalan hepsinin Sıratı Mustakîm’ine oturmuş ve onları duman etmiş durumda iblis.

7/A'RÂF-16: Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm(mustekîme).
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi.


Âli İmrân-73:

3/ÂLİ İMRÂN-73: Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir).


“innel hudâ hudallâh: Hidayet, Allah'ın Kendisine ulaştırmasıdır.” diyor.

Nisâ-175:

4/NİSÂ-175: Fe emmâllezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).
Böylece Allah'a âmenû olanları (ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenleri) ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) Kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, Kendisine ulaştıran "Sıratı Mustakîm"e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).


“Allah'a âmenû olanları ve O'na sarılanları Allah kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları Kendisine ulaştıran Sıratı Mustakîm’e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).”

Sıratı Mustakîm, Allah'a ulaştıran yoldur. Sadece Allah'a ulaşmayı dileyen kişiler Allah'a ruhlarını ulaştırabilirler ya da daha doğru bir ifadeyle, Allah sadece ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyen kişinin ruhunu Kendisine ulaştırır.

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

Benzer konular