Rûm 8'in Yûnus 7-8 ve A'râf 179 ile bir ilişkisi vardır diyebilir miyiz?

Rûm Suresinin 8. âyeti kerimesinde, "Muhakkak ki insanların çoğu Allah’a ulaşmayı inkar ederler." buyruluyor. Bu âyeti kerimenin Yûnus Suresi 7-8 ve A'râf Suresinin 179. âyeti kerimesi ile bir ilişkisi vardır diyebilir miyiz?

Rûm 8:

30/RÛM-8: E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne).

Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkür etmiyorlar mı (düşünmüyorlar mı)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların çoğu, Rab’lerine mülâki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) inkar edenlerdir.

Nefslerinde tefekkür etmiyorlar mı ki (iç dünyalarında tefekkür etmiyorlar mı ki), Allah, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakileri neden yarattı? Ancak hak ile ve belli bir vade ile. Allah'a göre bütün yaratıkların, yarattığı her şeyin bir vadesi var. Ve muhakkak ki insanlardan çoğu, Allah’a mülâki olmayı inkâr ederler.

Şimdi bu âyeti kerimenin Yûnus Suresinin 7 ve 8. âyetleriyle alakası var mı?

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).

Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.

10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).

"Onlar ki, muhakkak surette Bize mülakî olmayı dilemezler." diyor Allahû Tealâ. Dünya hayatından razıdırlar, dünya hayatıyla mutmain olurlar. Ve Allahû Tealâ buyuruyor: "Onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. Onların gidecekleri yer kazandıkları dereceler gereği ateştir."

Allah’a ulaşmayı inkar edenler burada (Yûnus 7 ve 8'de) açık bir şekilde görülüyor. Gidecekleri yer cehennem.

A'râf 179:

7/A'RÂF-179: Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîran minel cinni vel insi, lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne).

Ve andolsun ki; cehennemi, insanların ve cinlerin çoğuna hazırladık (yarattık). Onların kalpleri vardır, onunla fıkıh (idrak) etmezler. Onların gözleri vardır, onunla görmezler. Onların kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. İşte onlar, onlar gâfillerdir.

Allahû Tealâ diyor ki: "Biz cehennemi muhakkak ki insanların ve cinlerin çoğu için hazırladık. Onların gözleri vardır ama o gözlerle görmezler. Onların kalpleri vardır; onunla idrak etmezler. Onların kulakları vardır; onunla işitmezler. "Gözleri vardır; görmezler, kulakları vardır; işitmezler, kalpleri vardır; idrak etmezler." diyor Allahû Tealâ. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. İşte onlar, gâfillerdir. Allah'ın âyetlerinden gâfil olanlardır.

Öyleyse Allah’a ulaşmayı inkar edenler Yûnus 7, 8 ve A’râf Suresi 179. âyeti kerimesiyle bir ilişki içerisinde midirler? Evet.