En’âm-39 ile Nisâ-175 arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dalâlet » En’âm-39 ile Nisâ-175 arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

En’âm-39 ile Nisâ-175 arasında bir ilişki vardır diyebilir miyiz?

En’âm-39:

6/EN'ÂM-39: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ summun ve bukmun fîz zulumât(zulumâti), men yeşâillâhu yudlilhu, ve men yeşe’ yec’alhu alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içinde sağırdırlar, dilsizdirler. Allah (dilediğini) kimi dilerse onu dalâlette bırakır. Ve kimi dilerse onu, Sıratı Mustakîm (Allah'a ulaştıran yol) üzerinde kılar.


vellezîne kezzebû bi âyâtinâ: Onlar ki âyetlerimizi tekzib ederler (yalanlarlar).         
summun ve bukmun fîz zulumât(zulumâti): Onlar karanlık içinde sağır ve dilsizdirler, onlar  karanlıklar içinde sağır ve dilsizlerdir. Yani kalpleri kapkaranlıktır. Sağırdırlar dilsizdirler. Aynı zamanda zulumât içinde olmaları, gözlerinin de kör olduğunu da ifade eder. Görmeyenler karanlıktadırlar.
men yeşâillâhu yudzulilhu: Allah dilediğini, kimi dilerse onu dalâlette bırakır.
ve men yeşe’yec’alhu alâ sırâtın mustakîm: Kimi de dilerse onu Sıratı Mustakîm üzerinde kılar.

Öyleyse Allah’ın âyetlerini tekzip edenler kör sağır ve dilsizdirler. Bunlar, Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerdir. Ve onları kör sağır ve dilsiz olanları Allah dalâlette bırakır. Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için zaten onlar dalâlettedirler yani "Dalâletten onları hidayete almaz." diyor Allahû Tealâ. Onları dalâlette bırakır yani onlarla ilgilenmez onlar dalâlettedir zaten. Dalâlette kalırlar. Allah onları dalâlete itmemiştir, dalâlete sokmamıştır. Onlar dalâlettedirler ve kaldıkları dalâlet çukurunda Allahû Tealâ onları bırakır. Ama kim Allah’ın âyetlerini yalanlamıyorsa (yalanlamayan kişi Allah’a ulaşmayı dileyen olduğu için) onu da Allahû Tealâ Sıratı Mustakîm’e ulaştırır. Sıratı Mustakîm’in üzerinde kılar. Allah’a ulaşmayı dileyen herkes 1. Sıratı Mustakîm’in üzerindedir.

Nisâ 175:

4/NİSÂ-175: Fe emmâllezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).
Böylece Allah'a âmenû olanları (ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenleri) ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) Kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, Kendisine ulaştıran "Sıratı Mustakîm"e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).


fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî: Onlar ki Allah’a âmenû olurlar ve ona sarılırlar. Âmenû olup da Allah’a sarılmak, Allah’ın Zat’ında yok olmak isteyenleri).
fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu: Allah onları rahmetinin içine koyacak.
fî rahmetin minhu ve fadlın: Rahmetinin ve fazlının içine koyacak.
ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen): Onları kendisine ulaştıran (Allah’a ulaştıran) Sıratı Mustakîm’e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).

En’âm Suresi 39.  âyet-i kerimesinde de,  Nisâ-175’ de de Allahû Tealâ’nın dilediği kişiyi Sıratı Mustakîm’e ulaştırması söz konusu. Ama En’âm Suresinin 39. âyet-i kerimesi; 1. Sıratı Mustakîm’i, Nisâ-175 ise Allah'a ulaştıran 3. Sıratı Mustakîm’i  ifade ediyor. Yani En’âm Suresinin 39. âyet-i kerimesi, 3. basamakla 7. basamak arasındaki Sıratı Mustakîm’i  ifade eder. Nisâ-175, 14.basamakla 21.basamak, hatta sarılmayı da ifade ettiğine göre 22. basamak arasında ki Sıratı Mustakîm’i ifade ediyor. Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm. Bu bakımdan Sıratı Mustakîm’de olmaları itibariyle aralarında bir ilişki var. Ama bu ilişki aynı Sıratı Mustakîm’i ifade etmiyor.

Benzer konular