Câsiye-23’e göre hevalarını ilâh edinen Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin, Bakara-78’de açıklanan Kitab’ı bilmeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Câsiye-23’e göre hevalarını ilâh edinen Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin, Bakara-78’de açıklanan Kitab’ı bilmeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Câsiye-23’e göre hevalarını ilâh edinen Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin, Bakara-78’de açıklanan Kitab’ı bilmeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Peşin olarak söyleyelim ki evet. Kesin olarak öyle. Kitab’ı bilmeyenler, insanların yazdıkları emaniyye bilgilerle o bilgilerin kendilerine yeterli olduğunu zannederek avunanların durumunu gösterir. Onlar, hevalarını (nefslerinin afetlerini) kendilerine ilâh edinenlerdir.

Allahû Tealâ Câsiye-23’te diyor ki:

45/CÂSİYE-23: E fe raeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveten, fe men yehdîhi min ba’dillâhi, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?


“Hevasını kendisine ilâh edineni gördün mü? Ve Allah onu ilim üzere (onun faydasız ilmi üzere) dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını, sem’î isimli işitme hassasını ve kalbinin idrak hassasını mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine perde kıldı (perde çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir, hâlâ tezekkür etmez misiniz?”

Burada Allahû Tealâ açıkça, onları ilimleri üzere dalâlette bıraktığını söylüyor. Allah’a ulaşmayı dilemeyen insanlar ve Allahû Tealâ onları dalâlette bırakıyor. Görme, işitme ve idrak etme hassalarını mühürlüyor. Hevalarını yani nefslerinin afetlerini ilâh edinen insanlar.

Heva; nefsin afetlerine tâbî olma muhtevasıdır. Kim nefsinin afetlerine tâbî olursa o, hevasına tâbî olmuştur. İki ayrı cepheden geçerlidir; münker ve fuhuş. Allah’ın söylediklerin inkâr etmek ve nefsinin istedikleriyle davranmak yani nefsinin afetlerine tâbî olmak.

Bakara-78:

2/BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).
Ve onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah’ın) Kitabı’nı bilmezler, sadece emaniyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zanda bulunuyorlar.


ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe: Ve onlardan bir kısmı ümmîlerdir ve onlar Kitab’ı bilmezler.
illâ emâniyye: Sadece emaniyyeyi bilirler.

“Onlar Kitab’ı bilmezler. Sadece emaniyyeyi bilirler (illâ emâniyye).”

ve in hum illâ yezunnûne: Onlar sadece zan içindedirler.

Eğer bu insanlar Kitab’ı bilselerdi ne olacaktı? Kitab’ı bilselerdi zanla hareket etmeyeceklerdi; Allah’a ulaşmayı dileyeceklerdi. Allah da onların görme hassalarını, işitme hassalarını ve kalplerindeki idrak hassalarını mühürlemeyecekti. Çünkü onlar eğer Kitab’ı bilselerdi, mutlaka Allah’a ulaşmayı dileyeceklerdi. Diledikleri zaman da daha diledikleri andan itibaren Allah’a teslim olmuş olacaklardı ve de hevalarına tâbî olmamayı tatbik sahalarına geçireceklerdi.

Benzer konular