Allah’a ulaşmayı dilemeyenler dalâlette bırakıldığına göre, Ra'd-27’de Allah’ın hidayete erdirdiği kişilerin dünya hayatında Allah’a ulaşmayı dileyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Allah’a ulaşmayı dilemeyenler dalâlette bırakıldığına göre, Ra'd-27’de Allah’ın hidayete erdirdiği kişilerin dünya hayatında Allah’a ulaşmayı dileyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’a ulaşmayı dilemeyenler dalâlette bırakıldığına göre, Ra'd-27’de Allah’ın hidayete erdirdiği kişilerin dünya hayatında Allah’a ulaşmayı dileyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Allahû Tealâ A'râf-186’da dalâlette bırakılanların azgınlıkları isyanları içinde şaşkın bir halde terk edilenler olduğu, Yûnus-11’de ise isyanları içinde bırakılanların dünya hayatında Allah’a ulaşmayı dilemeyenler olduğu ifade ediliyor. Buna göre Allah’a ulaşmayı dilemeyenler dalâlette bırakıldığına göre, Ra'd-27’de Allah’ın hidayete erdirdiği kişilerin, dünya hayatında Allah’a ulaşmayı dileyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

A'râf-186:

7/A'RÂF-186: Men yudlilillâhu fe lâ hâdiye lehu, ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).
Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır).


men yudlilillâhu: Allah kimi dalâlette bırakırsa,
fe lâ hâdiye leh(lehu): Artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur.
ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne): Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır). A'râf-186.

Öyleyse âyet-i kerime açık. Kim dalâlette ise Allah onu dalâlette bırakmıştır. Yani onu olduğu hüviyette bırakmıştır. Bütün insanlar doğuşlarından itibaren Allah’ın yolunda değillerdir. Kendilerine tebligat yapılanlar, Allah’a ulaşmayı dilemedikleri takdirde onlar kör, sağır, dilsizdirler ve dalâlette olanlardır. Ama sorunluluk 15 yaşında başlar. 15 yaşında sorumluluğunu idrak etmeyen bir kişi, bir sorumluluğun altına girer. Ama kişinin dalâletten hidayette geçebilmesi, ancak Allah’a ulaşmayı dilemek ile gerçekleşir. Allah’a ulaşmayı dilemeyen herkes dalâlettedir. Allahû Tealâ’nın genel çerçevede ki ifadesi bu, "Allah onları dalâlette bırakır." diyor. Onlar gayy yolunu seçenlerdir. Kimlerdir gayy yolunu seçenler? İrşad yolunu seçmeyen herkes. Yûnus suresi 11. âyet-i kerime:

10/YÛNUS-11: Ve lev yuaccilullâhu lin nâsiş şerresti’câlehum bil hayri le kudiye ileyhim eceluhum, fe nezerullezîne lâ yercûne likâenâ fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).
Ve eğer Allah onların hayrı acele istemeleri gibi insanlara şer için acele etseydi, elbette onların ecelleri yerine getirilirdi (kaza edilirdi). Fakat (hayatta iken) Bize ulaşmayı dilemeyen kimseleri, isyanları içinde şaşkın bırakırız.


"ve lev yuaccilullâhu lin nâsiş şerresti’câlehum bil hayri: Ve eğer Allah onların hayrı acele istemeleri gibi insanlara şerr için acele etseydi.
le kudiye ileyhim eceluhum: Mutlaka, elbette onların ecelleri yerine getirilirdi.
fe nezerullezîne lâ yercûne likâenâ: O zaman, o taktirde, bize ulaşmayanları dilemeyenleri bırakırız." diyor Allahû Tealâ. "Bize mülâki olmayı, ruhlarını ölmeden önce bize ulaştırmayı dilemeyenleri, tuğyanları içinde (azgınlıkları içinde) şaşkın bir şekilde bırakırız." diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse Allah’a ulaşmayı dilemeyen herkes, şaşkın bir halde isyanları içinde bırakılıyor.

Ra'd Suresi 27. âyet-i kerime:

13/RA'D-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbihi, kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”


"Ve kafirler derler ki ona Rabbinden bir âyet indirilmesi gerekmez miydi?"
kul: De ki.
innallâhe yudillu men yeşâu: Allah dilediğini dalâlette bırakır.
ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe): Ve Allah’a yönelirse, kim Allah’a ulaşmayı dilerse, onu Kendisine ulaştırır, kendisine hidayet eder kendisine ulaştırır. Hidayete erdirir.

Burada, Allah dilediğini muhakkak ki dalâlette bırakır ve kim Allah’a ulaşmayı dilerse onu kendisine ulaştırır. Öyleyse çok bariz bir farklılık var iki taraf arasında. Bir taraf Allah’a ulaşmayı diliyor, öbür taraf dilemiyor. Dilemediği için dalâlette ve Allahû Tealâ’da onu o dalâlet çukurunda bırakıyor, onula ilgilenmiyor. Allah’ın ilgilendikleri Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir. Eğer dilemiyorsa insanlar, Allah onlarla ilgilenmiyor.

Öyleyse Ra'd-27’de Allah'ın hidayete erdirdiği kişilerin, dünya hayatında Allah’a ulaşmayı dileyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Evet. Çok belli ki, onlar Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir.

Benzer konular