Bakara 38 ile Yûnus 62, 63 ve 64. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Bakara 38 ile Yûnus 62, 63 ve 64. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara 38 ile Yûnus 62, 63 ve 64. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır?

Bakara Suresinin 38. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ şöyle söylüyor:

2/BAKARA-38: Kulnâhbitû minhâ cemîa(cemîan), fe immâ ye’tiyennekum minnî hudenfe men tebia hudâye fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Biz dedik ki: “Hepiniz oradan (aşağıya) inin. Benden size mutlaka hidayet gelecektir. O zaman kim hidayetime tâbî olursa, artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.”


“kulnâhbitû minhâ cemîa(cemîan): Hadi hepiniz oradan aşağıya inin. de ki hadi hepiniz oradan aşağıya inin.
fe immâ ye’tiyennekum minnî huden: Bizden size bir hidayetçi gelecektir. O zaman.
fe men tebia hudâye: O zaman kim hidayetçiye tâbî olursa,
fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne):  Onlar, onun üzerine korku yoktur onlar mahzun da olmazlar.”

(Neymiş? Allah'ın hidayeti gelecekmiş. Ve o hidayeti getiren hidayetçi gelecekmiş.)

“Kim hidayetçiye tâbî olursa onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar." diyor Allahû Tealâ (Bakara-38).

İnşaallah bu âyet-i kerime ile Yûnus Suresinin 62, 63 ve 64. âyet-i kerimeleri arasında bir ilişki var mıdır?

Yûnus-62, 63, 64. Hadi gelin beraber bakalım. Ne diyor, Yûnus-62:

10/YÛNUS-62: E lâ inne evlîyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Muhakkak ki Allah’ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?


“e lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne): O Allah'ın evliyası var ya, onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.”

Bakara-38 ne diyordu?

“fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).”

Aynı ifade. Sadece “fe” kelimesi hariç. Onu da devre dışı bırakalım.

“lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne): Onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.”

İkisinde de aynı şey var. Kimmiş bu insanlar? Allah'ın evliyası. Ve Yûnus-63:

10/YÛNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).
Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.


“ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne): Onlar, âmenû olmuşlardır (Allah’a ulaşmayı dilemişlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.”

10/YÛNUS-64: Lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhırati, lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).
Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah’ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir.


“lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhıreh(âhıreti): Onlara, dünyada da ahirette de müjdeler vardır (Dünya hayatında da, ahirette de müjdeler vardır).
lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi): Allah’ın kelimetullâhı (sözü) değişmez.
zâlike huvel fevzul azîm(azîmu): İşte O, fevz-ül azîmdir. En büyük fevzdir.”

Bakara Suresinin 38. âyet-i kerimesi, 2. hidayeti gösteriyor:

1. hidayet; Allah'a ulaşmayı dilediğiniz zaman hidayet üzeresiniz, 1. takvanın sahibisiniz.
Mürşidinize ulaşıp tâbî olduğunuz zaman 2. hidayettesiniz, 2. takvanın sahibisiniz.  

1.’si âmenûlar takvası.
2.’si tâbiiyet takvası.

Yûnus-62; Allah'ın evliyasına korku olmadığını, onların mahzun da olmadığını söylüyor. Tıpkı Bakara-38’deki ifade kullanılmış. Ama Allah'ın evliyasının başlangıç noktasına baktığımız zaman bunun Allah'a ulaşmayı dilediğimiz nokta olduğunu görüyoruz. Nitekim hemen arkasından geliyor: “Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne): Onlar, âmenû olmuşlardır ve takva sahibi olmuşlardır.”

Âmenû olan kişi, Allah'a ulaşmayı dileyen kişi ve kurtuluş onların.

Takvanın kademeleri; birisinde 2. takva (Bakara-38’de), diğerinde 1. takva. Âmenû olup Allah'a ulaşmayı diledikleri takva sahibi olma noktası.

Ama Yûnus-64’e baktığımız zaman bunun nihai takvaya kadar bütün takvaları da içerdiğini görüyoruz. Çünkü fevz-ül azîmi almış muhtevasına. Yani ruhun tesliminden sonra fizik vücudun teslimi, nefsin teslimi, irşada ulaşmak ve iradenin teslimi de devreye giriyor.

İlişki vardır. Çok açık bir ilişki vardır. Her ikisinde bir defa Allahû Tealâ: “Onlara korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır.” diyor. En baştaki korku, cehennem korkusudur. En sondaki korku da ‘Allah'ın üzerindeki sevgisi azalır mı?’ korkusudur. Ama onlar mahzun olmazlar, taa Allah'a ulaşmayı diledikleri noktadan taa en sonuna kadar; iradelerini Allah'a teslim ettikleri noktaya kadar.
 
Bu 2 grup âyet-i kerimeye göre (Bakara-38 ve Yûnus-62, 63, 64) “Allah'a ulaşmayı dileyenler hidayetçiye tâbî olacaklardır." diyebilir miyiz?

Allah'a ulaşmayı dileyenler 1. takvanın sahipleridir. Rûm-31:

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


“munîbîne ileyhi vettekûhu: O’na yönel. Yani Allah'a ulaşmayı dile ve takva sahibi ol.
ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne): Ve namaz kıl. Ve müşriklerden olma.”

İlk takva. Bakara Suresinin 38. âyet-i kerimesinde ise 2. takvadan bahsediyor. “Benden size hidayetim gelecek." diyor Allahû Tealâ. “Benden hidayet gelecek size. Kim o hidayeti getiren hidayetçiye tâbî olursa onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.”
 
2. kademesi kullanılmış. Bu 2 grup âyet-i kerimeye göre Allah'a ulaşmayı dileyenler mutlaka hidayetçiye tâbî olacak olanlardır. Eğer hayatları varsa 5-6 ay içersinde bu kişi mutlaka Allah'ın Zat’ına ruhunu ulaştırılacaktır; Allah'ın vechine yani Zat’ına.

Bu âyet-i kerimelerle (Bakara-38 ve Yûnus-62, 63, 64),  Tâhâ Suresi 123. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?

20/TÂHÂ-123: Kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvvun, fe immâ ye’tiyennekum minnî huden fe menittebea hudâye fe lâ yadıllu ve lâ yeşkâ.
(Allahû Tealâ şöyle) dedi: “İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size mutlaka hidayet gelecek. O zaman kim hidayetime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz.”


“kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun): Hepiniz oradan aşağıya inin. Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak.”

Bakara-38’de 1. ifade aynı:

“kulnâhbitû minhâ cemîa(cemîan): Dedik ki: Hepiniz oradan aşağıya inin.”
“Kkâlehbitâ minhâ cemîan: Allahû Tealâ şöyle dedi: Hepiniz aşağıya inin.
ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun): Birbirinize (bir kısmınız diğerine) düşman olarak.
fe immâ ye’tiyennekum minnî huden: Benden size mutlaka hidayet gelecek.
fe menittebea hudâye: Ve kim hidayetçiye tâbî olursa (hidayetçime tâbi olursa).
fe lâ yadıllu: O dalâlette olmaz.
ve lâ yeşkâ: Ve şâkî de olmaz.”

“Bu âyet-i kerimeler ile Taha Suresinin 123. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?”

İlişki kesin. Burada da Allahû Tealâ aynı şeyi söylüyor:

“Oradan aşağıya inin, birbirinize düşman olarak. Size hidayetim gelecek. Ve kim hidayetçime tâbi olursa o, dalâlette kalmaz ve şâkî de olmaz.”

Gene hidayetin 2. safhası anlatılıyor: Mürşide tâbi olunduğu nokta. Bakara-38 ile Tâhâ-123 arasında bir illiyet rabıtası vardır da denilebilir.

Benzer konular