Hidayeti ‘doğru yol’ olarak adlandırıyorlar. Hidayet nedir, açıklar mısınız Muhterem Efendimiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Hidayeti ‘doğru yol’ olarak adlandırıyorlar. Hidayet nedir, açıklar mısınız Muhterem Efendimiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hidayeti ‘doğru yol’ olarak adlandırıyorlar. Hidayet nedir, açıklar mısınız Muhterem Efendimiz?

Hidayet; insanın ruhunu, fizik bedenini, nefsini ve iradesini Allah'a teslim etmesidir. Bu sebeple dînimize “İslâm dîni” adını vermiş Allahû Tealâ. İslâm teslim olan demek.

* Kişi ruhunu Allah'a teslim edecektir, 1.
* Fizik bedenini Allah'a teslim etmelidir, 2.
* Nefsini Allah'a teslim etmelidir ki; daimî zikirde gerçekleşebilir, 3.
* Ve iradesini Allah'a teslim etmelidir.

Allahû Tealâ hepsinin teslimini istiyor ve dînimiz bu sebeple İslâm dîni adını almıştır. Teslim dîni, teslimler dîni… Ruhumuzu da fizik bedenimizi de nefsimizi de irademizi de Allah'a teslim etmek… Peki, zor bir şey mi? Hayır, değil sevgili kardeşlerim! Bir insanın Allah'a ulaşmayı dilemesi, tek başına o kişinin ruhunun Allah'a ulaşması için yeterli bir sebeptir. Çünkü Allahû Tealâ’nın sözü var. Kur'ân-ı Kerim’de Allahû Tealâ buyuruyor ki:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” Yani “Kim ruhunu Bana ulaştırmayı dilerse, Ben onun ruhunu Kendime ulaştırırım. Ben ulaştırırım, ona bu imkânları Ben veririm. Onu Ben o hedefe götürürüm.”

Öyleyse Allahû Tealâ ne istiyor? Bizden istediği şey, sadece bizim mutluluğumuz. Ruhunu Allah'a teslim eden bir insanla ruhunu Allah'a teslim etmemiş bir insan aynı standartta olabilir mi sevgili kardeşlerim? Ruhunu Allah'a teslim etmiş olan bir insan, İslâm dîninin 1. teslimini gerçekleştirmiştir. Sonra fizik bedeninin teslim edecektir, 2. teslim. Sonra daimî zikre ulaşacak nefsini teslim edecektir. Daha sonra iradesini Allah'a teslim edecektir.

* Ruhun,
* Fizik bedenin,
* Nefsin ve
* İradenin Allah'a teslimi; 4 tane teslim.

Bu teslimlerin her birisi, bizi daha üst, daha üst, daha üst boyutta mutluluğa ulaştıracaktır.

Allahû Tealâ buna dayalı olarak sadece insanların mutluluğunu istediği için bu kanunları koymuş. “İmkânları vermiş.” demek belki daha doğru. Kim daimî zikre ulaşırsa onun nefsinin kalbinde hiç afet kalmaz. Daimî zikrin sahibi olan bir insan, nefsinin kalbindeki bütün afetleri çok kısa bir zamanda yok eder ve nefsinin kalbi pırıl pırıl nurlarla dolar. İşte o kişi nurlu bir insandır. O kişi ruhunu Allah'a ulaştırmıştır. Daha mutlu olması mümkün mü? Tâbiî. Eğer fizik vücudunu Allah'a teslim etmeyi başarırsa o kişi daha mutlu olacaktır. Daha mutlu olması mümkün mü? Evet. Ruhunu ve fizik vücudunu Allah'a teslim ettikten sonra nefsini de Allah'a teslim ederse daha mutlu olacaktır. Daha ötesi var mı? Evet, var. Ruhunu, vechini, nefsini, Allah'a teslim ettikten sonra iradesini de Allah'a teslim eden kişi en büyük mutluluğa ulaşacaktır. Bütün insanlar için mutlulukların en yükseği iradesini de Allah'a teslim etmektir. “Ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimi” teslimlerin tamamlanmasıdır.

Allahû Tealâ dînimize bu sebeple İslâm dîni adını vermiş. Yani teslim olanların dîni.

Allah razı olsun.

Benzer konular