Muhammed 32’yi açıklar mısınız?
Muhammed 32'yi açıklar mısınız? Bu âyet için geçenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının sizin aleyhinize yaptığı basın açıklaması karşısında geçerlidir diyebilir miyiz?
Muhammed 32:
"innellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi ve şâkkur resûle min ba’di mâ tebeyyene lehumul hudâ"
Burada Allahû Tealâ, "Onlar ki kâfirlerdir ve Allah'ın yolundan menederler ve Resûl’u inkar ederler.Onlar için hidayet belli olduktan sonra Resûl’u inkar ederler."
Evet bu durum bizim durumumuza tam olarak uyuyor. Çünkü hidayet açık seçik belli olmuştur. 4. ihtarla birlikte konu tamamlanmıştır. Hidayet çağında yaşadığımız kesinleşmiştir. Hiç kimsede mevcut olmayan bir ilmi, hidayetin ne olduğunu asırlardan beri ilk defa açıklamayı Allahû Tealâ bize nasip kılmıştır. İnsanların hidayeti tamamen unuttuğu bir devrede hidayet çağına girmeyi nasip etti Allahû Tealâ bize öğrettiği ilimle. Burada da Resûl’den şüphe etmişlerdir. Allah’a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarır.
Muhammed 32:
47/MUHAMMED-32: İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi ve şâkkûr resûle min ba’di mâ tebeyyene lehumul hudâ len yedurrûllâhe şey’â(şey’en), ve seyuhbitu a’mâlehum.
Muhakkak ki inkâr edenler, Allah’ın yolundan men edenler ve onlara hidayet açıkça belli olduktan sonra resûle muhalefet edenler, onlar Allah’a hiçbir şeyle asla zarar veremezler. Ve (Allah) onların amellerini heba edecek."innellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi ve şâkkur resûle min ba’di mâ tebeyyene lehumul hudâ"
Burada Allahû Tealâ, "Onlar ki kâfirlerdir ve Allah'ın yolundan menederler ve Resûl’u inkar ederler.Onlar için hidayet belli olduktan sonra Resûl’u inkar ederler."
Evet bu durum bizim durumumuza tam olarak uyuyor. Çünkü hidayet açık seçik belli olmuştur. 4. ihtarla birlikte konu tamamlanmıştır. Hidayet çağında yaşadığımız kesinleşmiştir. Hiç kimsede mevcut olmayan bir ilmi, hidayetin ne olduğunu asırlardan beri ilk defa açıklamayı Allahû Tealâ bize nasip kılmıştır. İnsanların hidayeti tamamen unuttuğu bir devrede hidayet çağına girmeyi nasip etti Allahû Tealâ bize öğrettiği ilimle. Burada da Resûl’den şüphe etmişlerdir. Allah’a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarır.
ve se yuhbitu a’mâlehum: Onların amellerini (Allahû Tealâ) boşa çıkarır. diyor.
len yedurrûllâhe şey’â (şey’en): Onlar hiçbir şekilde Allah’a bir zarar veremezler.
Buradaki Resûl’den şüphe edenler “min ba’di mâ tebeyyene lehumul hudâ” onlar için hidayet belli olduktan sonra da Resûl’den şüphe etmeye devam ediyorlar. Şu anda diyanet işleri başkanlığının ve üst seviye din adamıyım diye geçinenlerin hepsinin durumu budur. Hepsi risalet kesin olarak tebeyyün etmesine rağmen, beyân edilmesine rağmen, onlar için hidayet kesinlikle belli olmasına rağmen, onlar Resûlden şüphe etmektedirler. Bu Muhammed Suresinin 32. âyet-i kerimesi bugünkü durumu ve bizi açıklıyor. Ve bugünkü din adamlarına da en güzel cevaptır.
Artık hidayet çağının içindeyiz sevgili kardeşlerim. Hidayet güneşi doğmuştur. Bütün dünyaya ışık verecektir. Ve bizim ülkemizdeki din adamları da dinlerini öğreneceklerdir. Evet! Bizden öğreneceklerdir. Allah’ın öğrettiği kişiden. Acaba biz bu ilimi nereden öğrendik? Hiç kimsenin aklına gelmiyor mu sevgili kardeşlerim biz bu ilimi nereden öğrendik? Neden mehdi kelimesi hidayet üzere olan, hidayet sahibi ve hidayete erdiren anlamlarını taşıyor? Neden şimdiye kadar böyle bir müessese mevcut değildi? Çünkü hidayet kavramı bilinmiyordu. Hidayete ne diyorlardı? Doğru yol.
Sevgili kardeşlerim, hidayeti saklamak için 23 tane Kur’ân-ı Kerim mealinde ne kadar köklü değişiklikler yapıldığını sizlerin hepinizin gözleri önüne serdik. 4 tane ihtarla 100’den fazla belki 200’den fazla âyet-i kerime verdik. Îslâm’ın 7 safhada 4 teslimini ve 28 basamağın bütününü verdik. Ne mezhep imamları tarafından, ne de başkaları tarafından bu açıklamalar Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’den sonra, hiç yapılmamıştı. Hidayet şimdi ortaya çıkıyor. Hidayet bugün açıklanan bir kavram.
len yedurrûllâhe şey’â (şey’en): Onlar hiçbir şekilde Allah’a bir zarar veremezler.
Buradaki Resûl’den şüphe edenler “min ba’di mâ tebeyyene lehumul hudâ” onlar için hidayet belli olduktan sonra da Resûl’den şüphe etmeye devam ediyorlar. Şu anda diyanet işleri başkanlığının ve üst seviye din adamıyım diye geçinenlerin hepsinin durumu budur. Hepsi risalet kesin olarak tebeyyün etmesine rağmen, beyân edilmesine rağmen, onlar için hidayet kesinlikle belli olmasına rağmen, onlar Resûlden şüphe etmektedirler. Bu Muhammed Suresinin 32. âyet-i kerimesi bugünkü durumu ve bizi açıklıyor. Ve bugünkü din adamlarına da en güzel cevaptır.
Artık hidayet çağının içindeyiz sevgili kardeşlerim. Hidayet güneşi doğmuştur. Bütün dünyaya ışık verecektir. Ve bizim ülkemizdeki din adamları da dinlerini öğreneceklerdir. Evet! Bizden öğreneceklerdir. Allah’ın öğrettiği kişiden. Acaba biz bu ilimi nereden öğrendik? Hiç kimsenin aklına gelmiyor mu sevgili kardeşlerim biz bu ilimi nereden öğrendik? Neden mehdi kelimesi hidayet üzere olan, hidayet sahibi ve hidayete erdiren anlamlarını taşıyor? Neden şimdiye kadar böyle bir müessese mevcut değildi? Çünkü hidayet kavramı bilinmiyordu. Hidayete ne diyorlardı? Doğru yol.
Sevgili kardeşlerim, hidayeti saklamak için 23 tane Kur’ân-ı Kerim mealinde ne kadar köklü değişiklikler yapıldığını sizlerin hepinizin gözleri önüne serdik. 4 tane ihtarla 100’den fazla belki 200’den fazla âyet-i kerime verdik. Îslâm’ın 7 safhada 4 teslimini ve 28 basamağın bütününü verdik. Ne mezhep imamları tarafından, ne de başkaları tarafından bu açıklamalar Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’den sonra, hiç yapılmamıştı. Hidayet şimdi ortaya çıkıyor. Hidayet bugün açıklanan bir kavram.
Benzer konular
