Allah’ı ulaşmayı dilemeyle neyi kastediyorsunuz?
Allah’ı ulaşmayı dilemeyle neyi kastediyorsunuz?
Hocam! Allah’ı dilemeyle neyi kastediyorsunuz? Biraz açıklar mısınız? Allah’ı dilemek, Allah’a ulaşmak, O’nun emirlerini yerine getirmek değil midir?
Hayır, değildir. Bugün İslâm âlemi, İslâm’ın 5 şartını yerine getiriyor. Namaz kılıyorlar. Oruç tutuyorlar. Zekât veriyorlar. Kelime-i şahadet getiriyorlar ve hacca gidiyorlar. Namaz, oruç, hac, kelime-i şahadet ve zekât. İslâm’ın 5 tane şartı. Bunları yerine getiriyorlar diye cennete gideceklerini zannediyorlar. Bir defa daha altını, üç defa çizerek söylüyoruz.
İslâm’ın 5 şartını yerine getirmekle, hiç kimsenin ama hiç kimsenin cennete girmesi mümkün değildir sevgili kardeşlerim!
Bunları söylemekten dilimizde tüy bitti. Ama dilimizde tüy de bitse, üzeri nasırla da kaplansa ömrümüz boyunca biz size bunları söyleyeceğiz. Bilmeyenler de öğrensinler. Ve şu cehennem denilen belâdan kurtulsunlar diye.
“Allah’ı dilemek, tek bir dilde mi olur?”
Hayır. Her dilde o dilin lisanıyla kişi söyler Allah’a, Kendisine ulaşmayı dilediğini. Allah da onunla onun lisanıyla konuşur zaten.
“Biz Allah’a ulaşmayı istiyoruz ve diliyoruz.” diyor kardeşimiz. Ama ne demek istiyorsunuz?
Biz size şimdi soralım. Allah’a ulaşmayı gerçekten istiyor musunuz? Diliyor musunuz? Evvelâ sual şu: “Allah’a ulaşmak O’nun emirlerini yerine getirmek değil midir?”
Hayır, değildir. Allah’ın emirleri namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek, kelime-i şahadet getirmek. Onun ötesinde Allah’ı zikretmektir. Onun da ötesinde Allah’a ulaşmayı dilemektir.
Bu 7 tane farz, İslâm’ın 5 şartının değil; 7 şartına ulaştırır. Kur’ân-ı Kerim’de 7 sayısı mutlak olarak asıldır. Bunun da 7 olması Kur’ân ahkâmı gereğidir.
“Biz Allah’a ulaşmayı istiyoruz ve diliyoruz.” diyor kardeşimiz. Ama “O’nun emirlerini yerine getirmek, Allah’a ulaşmayı dilemek değil midir?” diye soruyor kardeşimiz. Belli ki; Allah’a ulaşmayı dilememiş. Eğer ‘Diledim.’ diyorsanız sualimiz var.
Namaz kılmak, sizin için bir zevk oldu mu? Oruç tuttuğunuz zaman (her perşembe oruç tutmalısınız), size açlık değil de zevk veriyor mu orucunuz? Zikir yaptığınız zaman büyük bir huzuru yaşıyor musunuz? Zekât verdiğiniz zaman ‘Benim zaten buna ihtiyacım vardı. Ne diye onu başkalarına verdim.’ diye içinizden dövünmüyorsunuz, değil mi?
Eğer bütün bunlar varsa o zaman Allah’a ulaşmayı dilediniz. Yoksa namaz kıldığınız için, zekât verdiğiniz için, hacca gittiğiniz için Allah’a ulaşmayı dilemiş olamazsınız.
Hayır, değildir. Bugün İslâm âlemi, İslâm’ın 5 şartını yerine getiriyor. Namaz kılıyorlar. Oruç tutuyorlar. Zekât veriyorlar. Kelime-i şahadet getiriyorlar ve hacca gidiyorlar. Namaz, oruç, hac, kelime-i şahadet ve zekât. İslâm’ın 5 tane şartı. Bunları yerine getiriyorlar diye cennete gideceklerini zannediyorlar. Bir defa daha altını, üç defa çizerek söylüyoruz.
İslâm’ın 5 şartını yerine getirmekle, hiç kimsenin ama hiç kimsenin cennete girmesi mümkün değildir sevgili kardeşlerim!
Bunları söylemekten dilimizde tüy bitti. Ama dilimizde tüy de bitse, üzeri nasırla da kaplansa ömrümüz boyunca biz size bunları söyleyeceğiz. Bilmeyenler de öğrensinler. Ve şu cehennem denilen belâdan kurtulsunlar diye.
“Allah’ı dilemek, tek bir dilde mi olur?”
Hayır. Her dilde o dilin lisanıyla kişi söyler Allah’a, Kendisine ulaşmayı dilediğini. Allah da onunla onun lisanıyla konuşur zaten.
“Biz Allah’a ulaşmayı istiyoruz ve diliyoruz.” diyor kardeşimiz. Ama ne demek istiyorsunuz?
Biz size şimdi soralım. Allah’a ulaşmayı gerçekten istiyor musunuz? Diliyor musunuz? Evvelâ sual şu: “Allah’a ulaşmak O’nun emirlerini yerine getirmek değil midir?”
Hayır, değildir. Allah’ın emirleri namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek, kelime-i şahadet getirmek. Onun ötesinde Allah’ı zikretmektir. Onun da ötesinde Allah’a ulaşmayı dilemektir.
Bu 7 tane farz, İslâm’ın 5 şartının değil; 7 şartına ulaştırır. Kur’ân-ı Kerim’de 7 sayısı mutlak olarak asıldır. Bunun da 7 olması Kur’ân ahkâmı gereğidir.
“Biz Allah’a ulaşmayı istiyoruz ve diliyoruz.” diyor kardeşimiz. Ama “O’nun emirlerini yerine getirmek, Allah’a ulaşmayı dilemek değil midir?” diye soruyor kardeşimiz. Belli ki; Allah’a ulaşmayı dilememiş. Eğer ‘Diledim.’ diyorsanız sualimiz var.
Namaz kılmak, sizin için bir zevk oldu mu? Oruç tuttuğunuz zaman (her perşembe oruç tutmalısınız), size açlık değil de zevk veriyor mu orucunuz? Zikir yaptığınız zaman büyük bir huzuru yaşıyor musunuz? Zekât verdiğiniz zaman ‘Benim zaten buna ihtiyacım vardı. Ne diye onu başkalarına verdim.’ diye içinizden dövünmüyorsunuz, değil mi?
Eğer bütün bunlar varsa o zaman Allah’a ulaşmayı dilediniz. Yoksa namaz kıldığınız için, zekât verdiğiniz için, hacca gittiğiniz için Allah’a ulaşmayı dilemiş olamazsınız.
Benzer konular
