Zumer-18’de, “Onlar sözü dinler ve sözün güzeline uyarlar.” demesini Fussilet-33’le birleştirebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Zumer-18’de, “Onlar sözü dinler ve sözün güzeline uyarlar.” demesini Fussilet-33’le birleştirebilir miyiz?
Zumer-18’de, “Onlar sözü dinler ve sözün güzeline uyarlar.” demesini Fussilet-33’le birleştirebilir miyiz?
Zumer-18 ve Fussilet-33. Bakalım ne diyor Zumer-18’de Allahû Tealâ:
ellezîne yestemiûnel kavle: Onlar yani sahâbe sözü dinlerler, işitirler.
fe yettebiûne ahseneh (ahsenehu): Ve sözün Ahsen olanına tâbî olurlar.
ulâikellezîne hedâhumullâhu: İşte onlar Allah'ın hidayete erdirdikleridir. İşte onlar, Allah’ın O’na (Kendisine) ulaştırdıklarıdır.
ulâikellezîne: İşte onlar.
ve ulâike hum ulûl elbâb (elbâbi): Ve onlar ulûl’elbabtır.
Onlar Allah tarafından hidayete erdirilenlerdir (hedâ: Hidayete ermek, hum: Onlar, allâhu: Allah). Onlar Allah'ın hidayete erdirdikleridir. O hidayet, ruhun vechin nefsin ve iradenin Allah'ın teslimine kadar gitmemiş ama ulûl’elbab olmaya kadar gitmiş. Ruhtan sonra vechte teslim olmuş. Vechten sonra nefs de Allah’a teslim olmuş.
Fussilet 33:
“Muhakkak ki ben Allah’a teslim oldum diyerek Allah’a çağırandan ve nefsi ıslah edici ameller işleyenden daha güzel söz söyleyen kim vardır?"
Zumer-18’de: "Onlar sözü dinlerler ve sözün ahsen olanına( Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından söylenilenine) uyarlar." denilmesini, Fussilet-33 le birleştirebilir miyiz?
Fussilet-33’te, Sahâbenin, irşad makamının sahibi oldukları ifade ediliyor. Hem Allah’a davet ediyorlar, en güzel söz söyleyerek. Burada sahâbenin irşad makamında oldukları ifade ediliyor. Ve Allah’a teslim olacak, iradeyi teslim edecek seviyede amel işleyenlerden bahsediyor. Fussilet-33'te, irşad makamına ulaşanlar bahsediliyor. Burada da Allahû Tealâ’nın onları, ahsen olana uydukları için hidayete erdirmesi söz konusu. Hidayetin en üst hidayet olması mümkündür.
39/ZUMER-18: Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahsenehu, ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb(elbâbi).
Onlar, sözü işitirler, böylece onun ahsen olanına tâbî olurlar. İşte onlar, Allah’ın hidayete erdirdikleridir. Ve işte onlar; onlar ulûl’elbabtır (daimî zikrin sahipleri). ellezîne yestemiûnel kavle: Onlar yani sahâbe sözü dinlerler, işitirler.
fe yettebiûne ahseneh (ahsenehu): Ve sözün Ahsen olanına tâbî olurlar.
ulâikellezîne hedâhumullâhu: İşte onlar Allah'ın hidayete erdirdikleridir. İşte onlar, Allah’ın O’na (Kendisine) ulaştırdıklarıdır.
ulâikellezîne: İşte onlar.
ve ulâike hum ulûl elbâb (elbâbi): Ve onlar ulûl’elbabtır.
Onlar Allah tarafından hidayete erdirilenlerdir (hedâ: Hidayete ermek, hum: Onlar, allâhu: Allah). Onlar Allah'ın hidayete erdirdikleridir. O hidayet, ruhun vechin nefsin ve iradenin Allah'ın teslimine kadar gitmemiş ama ulûl’elbab olmaya kadar gitmiş. Ruhtan sonra vechte teslim olmuş. Vechten sonra nefs de Allah’a teslim olmuş.
Fussilet 33:
41/FUSSİLET-33: Ve men ahsenu kavlen mimmen deâ ilâllâhi ve amile sâlihan ve kâle innenî minel muslimîn(muslimîne).
Allah’a davet eden ve salih amel (nefs tasfiyesi) yapan ve: “Muhakkak ki ben teslim olanlardanım.” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?“Muhakkak ki ben Allah’a teslim oldum diyerek Allah’a çağırandan ve nefsi ıslah edici ameller işleyenden daha güzel söz söyleyen kim vardır?"
Zumer-18’de: "Onlar sözü dinlerler ve sözün ahsen olanına( Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından söylenilenine) uyarlar." denilmesini, Fussilet-33 le birleştirebilir miyiz?
Fussilet-33’te, Sahâbenin, irşad makamının sahibi oldukları ifade ediliyor. Hem Allah’a davet ediyorlar, en güzel söz söyleyerek. Burada sahâbenin irşad makamında oldukları ifade ediliyor. Ve Allah’a teslim olacak, iradeyi teslim edecek seviyede amel işleyenlerden bahsediyor. Fussilet-33'te, irşad makamına ulaşanlar bahsediliyor. Burada da Allahû Tealâ’nın onları, ahsen olana uydukları için hidayete erdirmesi söz konusu. Hidayetin en üst hidayet olması mümkündür.
Benzer konular
