Tegâbun 11. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
Tegâbun 11. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
Tegâbun-11:
“mâ esâbe min musîbetin illâ bi iznillâh, ve men yu'min billâhi yehdi kalbeh, vallâhu bikulli şey'in alîm: Allah'ın izni olmadan, kimseye bir musîbet isabet etmez. Ve kim, Allah’a âmenû olursa, Allah onun kalbine ulaşır. Ve Allah herşeyi bilendir.” âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişi, Allah'a ulaşmayı dilediği zaman, Allahû Tealâ’dan ard arda hediyeler alır:
• O kişinin gözlerindeki, hicab-ı mestureyi alır Allahû Tealâ.
• Görme hassasının üzerindeki gışavetin mührünü açar.
• O kişinin kulaklarındaki vakrayı alır.
• İşitme hassasının mührünü açar.
• O kişinin kalbindeki ekinneti alır, yerine ihbat koyar. Ve böylece o kişiyi mükâfatlandırır.
Bundan sonraki işlem:
• Allah, o kişinin kalbine ulaşır.
• Ve kalbinin nur kapısını Allah'a çevirir.
Kalbe ulaşması, burada ifade edilen, kalbe ulaşma; Allah’ın o kişinin kalbinin nur kapısını, Allah'a çevirmesi içindir. Bu âyette bunu söyleyen Allahû Tealâ, Tegâbun-11’de bunu söyleyen Allahû Tealâ diyor ki Kaf Suresinin 33. âyet-i kerimesinde:
“Allah, Allah'a ulaşmayı dileyenlerin, kalbini Allah’a çevirir. Allah'a döndürür.” diyor. İşte Allahû Tealâ, kalbi Allah'a döndürmek için, o kişinin kalbine ulaşıyor.
64/TEGÂBUN-11: Mâ esâbe min musîbetin illâ bi iznillâhi, ve men yu'min billâhi yehdi kalbehu, vallâhu bikulli şey'in alîm(alîmun).
Allah’ın izni olmadıkça bir musîbet isabet etmez. Ve kim Allah’a îmân ederse (âmenû olursa), (Allah) onun kalbine ulaşır. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.
“mâ esâbe min musîbetin illâ bi iznillâh, ve men yu'min billâhi yehdi kalbeh, vallâhu bikulli şey'in alîm: Allah'ın izni olmadan, kimseye bir musîbet isabet etmez. Ve kim, Allah’a âmenû olursa, Allah onun kalbine ulaşır. Ve Allah herşeyi bilendir.” âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişi, Allah'a ulaşmayı dilediği zaman, Allahû Tealâ’dan ard arda hediyeler alır:
• O kişinin gözlerindeki, hicab-ı mestureyi alır Allahû Tealâ.
• Görme hassasının üzerindeki gışavetin mührünü açar.
• O kişinin kulaklarındaki vakrayı alır.
• İşitme hassasının mührünü açar.
• O kişinin kalbindeki ekinneti alır, yerine ihbat koyar. Ve böylece o kişiyi mükâfatlandırır.
Bundan sonraki işlem:
• Allah, o kişinin kalbine ulaşır.
• Ve kalbinin nur kapısını Allah'a çevirir.
Kalbe ulaşması, burada ifade edilen, kalbe ulaşma; Allah’ın o kişinin kalbinin nur kapısını, Allah'a çevirmesi içindir. Bu âyette bunu söyleyen Allahû Tealâ, Tegâbun-11’de bunu söyleyen Allahû Tealâ diyor ki Kaf Suresinin 33. âyet-i kerimesinde:
50/KAF-33: Men haşiyer rahmâne bil gaybi ve câe bi kalbin munîbin.
Gaybda Rahmân’a huşu duyanlar ve münib (Allah’a ulaşmayı dileyen) bir kalple (Allah’ın huzuruna) gelenler (için).“Allah, Allah'a ulaşmayı dileyenlerin, kalbini Allah’a çevirir. Allah'a döndürür.” diyor. İşte Allahû Tealâ, kalbi Allah'a döndürmek için, o kişinin kalbine ulaşıyor.
