Saff Suresinin 14. ve Âli İmrân Suresinin 52. âyet-i kerimelerinde ifade buyurulan Allah’ın yardımcıları olma konusuna açıklık getirir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'ın Yardımcısı Olmak » Saff Suresinin 14. ve Âli İmrân Suresinin 52. âyet-i kerimelerinde ifade buyurulan Allah’ın yardımcıları olma konusuna açıklık getirir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Saff Suresinin 14. ve Âli İmrân Suresinin 52. âyet-i kerimelerinde ifade buyurulan Allah’ın yardımcıları olma konusuna açıklık getirir misiniz?

Saff-14:

61/SAFF-14: Yâ eyyuhâllezîne âmenû kûnû ensârallâhi kemâ kâle îsâbnu meryeme lil havâriyyîne men ensârî ilâllâh(ilâllâhi), kâlel havâriyûne nahnu ensârullâh(ensârullâhi), fe âmenet tâifetun min benî isrâîle ve keferet tâifetun, fe eyyednâllezîne âmenû alâ aduvvihim fe asbehû zâhirîn(zâhirîne).
Ey âmenû olanlar! Allah’ın yardımcıları olun! Meryemoğlu İsa (A.S)’ın havarilere: “Kim Allah’a (ulaşmak için) benim yardımcılarım olur?” dediği zaman, havarilerin: “Biz Allah’ın yardımcılarıyız.” dediği gibi. Bunun üzerine İsrailoğulları’ndan bir grup îmân etti, bir grup inkâr etti. O zaman îmân edenleri düşmanlarına karşı destekledik. Böylece onlar üstün geldiler.


yâ eyyuhellezîne âmenû kûnû ensârallâhi: Ey âmenû olanlar! Allah'ın yardımcıları olun.
kemâ kâle îsebnu meryeme lil havâriyyîne men ensârî ilâllâhi: Meryemoğlu İsa’nın havarilere Allah’a ulaşırken benim yardımcılarım kimdir demesi gibi.
kâlel havâriyûne: Havvariler dediler ki.
nahnu ensârullâh: Biz Allah’ın yardımcılarıyız.
(Allah’a ulaştırmakta senin yardımcınız biz; Allah’ın yardımcıları.)
fe âmenet tâifetun min benî isrâîle ve keferet tâifeh fe eyyednellezîne âmenû alâ aduvvihim fe asbehû zâhirîn: Böylece İsrailoğullarından bir topluluk îmân etmiş. Bir topluluk da inkâr etmişti. Sonunda biz âmenû olanları düşmanlarına karşı destekledik. Onlar da üstün geldiler.  

Havariler: “nahnu ensârullâhi: Allah’ın yardımcıları biziz.” diyorlar.

“Allah’a ulaştırmakta benim yardımcılarım kimlerdir?”

“O yardımcılar bizleriz.” diyorlar. “ilâllâhi” kelimesi geçmiş, Allah’a doğru Allah’a ulaştırmak.

Bütün havariler, Hz. İsa’nın Allah’a ulaştırmak konusundaki yardımcıları; herkese gidip ruhu Allah’a ulaştırmanın farz olduğunu, Allah’a ulaşmayı dilemenin farz olduğunu anlatanlar.   
 
Âli İmrân-52:

3/ÂLİ İMRÂN-52: Fe lemmâ ehassa îsâ min humul kufre kâle men ensârî ilâllâh(ilâllâhi), kâlel havâriyyûne nahnu ensârullâh(ensârullâhi), âmennâ billâh(billâhi), veşhed bi ennâ muslimûn(muslimûne).
Fakat İsa, onlardan inkâr hissedince “Allah’a (giden yolda) benim yardımcılarım kimlerdir?” dedi. Havariler: “Biz Allah’ın yardımcılarıyız, Allah’a îman ettik (ruhumuzu ölmeden önce Allah’a ulaştırmayı diledik) ve bizim (Allah’a) teslim olduğumuza şahit ol.” dediler.


“İsa, onlardan inkâr hissedince Allah'a ulaştıran yolda yardımcılarım kimlerdir, dedi (Allah’a doğru giderken, Allah’a ulaştıran yolda benim yardımcılarım kimlerdir, dedi). Havariler de yardımcılar biziz. Allah'a âmenû olduk. Allah’ın yardımcıları biziz, dediler.” Yani “Allah’a götüren yolda, Allah’a ulaştırmakta yardımcılar bizleriz. Ve Allah’a âmenû olduk.”

Buradaki âmenû olmak, havarilerin de iradelerini de Allah’a teslim ettiklerini gösteriyor.

veşhed: Şahit ol ki
bi ennâ muslimûne: Biz Allah’a teslim olanlarız.

Allah’ın yardımcıları; her ikisinde de havariler, iradelerini de Allah’a teslim etmiş olarak Allah’ın yardımcıları standartlarında, tıpkı ensar ve muhacirîn gibi.

Benzer konular