Duhân Suresinin 12, 13, 14. âyetlerini açıklar mısınız?
Duhân Suresinin 12, 13, 14. âyetlerini açıklar mısınız?
Duhân-12:
“Rabbimiz, azabı bizden kaldır. Muhakkak ki biz, mü'minleriz.”
İşte bu devirdeki insanlar, Allahû Tealâ’ya böyle söylüyorlar. “Bu azabı bizden kaldır çünkü biz mü'minleriz.” diyorlar. Çünkü muhtevada huzursuz insanlar. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes huzursuzdur.
Duhân-13:
“ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubîn: Onlara açıklayan bir resûl gelmişti. Ama ondan ibret almadılar.”
Ne demişti resûl onlara? “Allah'a ulaşmayı dileyin, yoksa gideceğiniz yer cehennem.” Onlar bundan ibret almadılar. Neden? Çünkü aldatıldılar.
Duhân-14:
"summe tevellev anhu: Ve ondan, yüz çevirdiler.”
“ve kâlû muallemun mecnûn: Ona “öğretilmiş” ve “deli” dediler. Şeytan tarafından öğretilmiş, şeytandan vahiy alıyor ve deli dediler.” diyor.
Bundan sonrası var. Onunla, ondan ibret almadıkları gibi, ondan yüz çevirmişler. Bizden de... Bu âyetler bizden bahsediyor. Bu devrin resûlünden bahsediyor. Onlara, hangi tarikattalarsa o kardeşlerimize, bu âyetlerin bize ait olduğunu söyleyin. Onlar da hatırlayacaklardır olayları. Bunun aynen geçerli olduğunu, kabul edeceklerdir.
44/DUHÂN-12: Rabbenâkşif annâl azâbe innâ mu’minûn(mu’minûne).
Rabbimiz, azabı bizden kaldır. Muhakkak ki biz, mü’minleriz.“Rabbimiz, azabı bizden kaldır. Muhakkak ki biz, mü'minleriz.”
İşte bu devirdeki insanlar, Allahû Tealâ’ya böyle söylüyorlar. “Bu azabı bizden kaldır çünkü biz mü'minleriz.” diyorlar. Çünkü muhtevada huzursuz insanlar. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes huzursuzdur.
Duhân-13:
44/DUHÂN-13: Ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubîn(mubînun).
Onlara (herşeyi) açıklayan bir resûl gelmişti. (Buna rağmen resûlün söylediklerinden) ibret almadılar.“ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubîn: Onlara açıklayan bir resûl gelmişti. Ama ondan ibret almadılar.”
Ne demişti resûl onlara? “Allah'a ulaşmayı dileyin, yoksa gideceğiniz yer cehennem.” Onlar bundan ibret almadılar. Neden? Çünkü aldatıldılar.
Duhân-14:
44/DUHÂN-14: Summe tevellev anhu ve kâlû muallemun mecnûn(mecnûnun).
Ve (O’NA) (şeytan tarafından vahyedilerek) “öğretilmiş” ve “deli” dediler ve sonra O’NDAN yüz çevirdiler. "summe tevellev anhu: Ve ondan, yüz çevirdiler.”
“ve kâlû muallemun mecnûn: Ona “öğretilmiş” ve “deli” dediler. Şeytan tarafından öğretilmiş, şeytandan vahiy alıyor ve deli dediler.” diyor.
Bundan sonrası var. Onunla, ondan ibret almadıkları gibi, ondan yüz çevirmişler. Bizden de... Bu âyetler bizden bahsediyor. Bu devrin resûlünden bahsediyor. Onlara, hangi tarikattalarsa o kardeşlerimize, bu âyetlerin bize ait olduğunu söyleyin. Onlar da hatırlayacaklardır olayları. Bunun aynen geçerli olduğunu, kabul edeceklerdir.
