En’âm Suresinin 48. âyet-i kerimesinde: “Biz resûlleri uyarıcılar ve müjdeleyiciler olmaktan başka bir şey için göndermeyiz.” diyor. Burada Allah’ın geniş zaman kullanması, “Biz resûllerimizi uyarıcılar ve müjdeleyiciler olsunlar diye göndermekteyiz, şu anda da gönderiyoruz.” anlamına gelir mi?
Bütün devirlerde resûller olacağı için ve çoğul kullanıldığı için bu âyet, eğer Hz. Peygamberimiz (S.A.V) son resûl olsaydı, Allah, ‘Biz resûllerimizi uyarıcılar ve müjdeleyiciler olmasından başka bir şey için göndermedik.’ demez miydi?
En’âm-48:
mubeşşirine: Müjdelemek.
munzirine: Uyarmak.
Demek ki resûllerin 2 görevi var. Biri müjdelemek, ikincisi uyarmak. Âmenû olanları müjdelemek, olmayanları uyarmak.
fe men amene ve asleha: Kim âmenû olur da ıslah olursa.
fe la havfun aleyhim ve la hum yahzenun: Onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar.
“Artık onların mahzun olması söz konusu olmaz. İnsanlardan o resûllere kim uyarsa daimî zikre ulaştıkları zaman onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.”
“Şu anda da gönderiyoruz.” anlamına gelir mi diyor kardeşimiz.
Gelir. Çünkü Allahû Tealâ, “Resûl’ümü” diye Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den tekil olarak bahsetmiyor, “Resûllerimizi” diyor. Bütün devirlerdeki resûlleri ifade ediyor.
Kardeşimiz diyor ki: “Bu âyette, eğer Hz. Peygamberimiz (S.A.V) son resûl olsaydı; Allah, Biz resûllerimizi uyarıcılar ve müjdeleyiciler olmasından başka bir şey için göndermedik’ demez miydi?”
Hayır. Allahû Tealâ genellikle kullanıyor bu tarz bir ifadeyi. Allahû Tealâ’nın geçmiş zamanı, gelecek zamanı söz konusu değil. Gelecek zaman için Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki:
Allah’a göre bütün zamanlar geçmiştir. Burada geniş zaman kullanması, Allahû Tealâ’nın zamanına kesinlikle yani mutlaka şu zamanı gösteriyor diye bir zaman izafesine imkân bırakmıyor. Ama burada Allahû Tealâ resûlleri çoğul olarak kullandığı cihetle ve geniş zaman kullandığı cihetle böyle bir kanaata varılabilir ama mutlaka öyledir demek Kur'ân hükümlerine göre mümkün değil. Yalnız ne var ki, “Resûllerimizi biz müjdelesinler ve uyarsınlar diye göndeririz.” âyet-i kerimesiyle Mu’minûn Suresinin 44. âyet-i kerimesini birleştirirsek; “Biz resûllerimizi art arda göndeririz ve bütün kavimlere göndeririz. Hangi kavme resullerimizi gönderdiysek, o kavimler resûllerimizi inkâr ettiler.”