Ankebût-26’da belirtilen Allah’a hicret etmeyi Allah’a ulaşmak olarak anlayabilir miyiz? Bu âyetin muhtevasını vehbi olarak seçilen nebîlerin de Kur’ân-ı Kerim’deki 28 basamağı yaşadıklarına delil olarak gösterebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Fena Makamı (1. teslim: ruh teslimi) » Ankebût-26’da belirtilen Allah’a hicret etmeyi Allah’a ulaşmak olarak anlayabilir miyiz? Bu âyetin muhtevasını vehbi olarak seçilen nebîlerin de Kur’ân-ı Kerim’deki 28 basamağı yaşadıklarına delil olarak gösterebilir miyiz?
Ankebût-26’da belirtilen Allah’a hicret etmeyi Allah’a ulaşmak olarak anlayabilir miyiz? Bu âyetin muhtevasını vehbi olarak seçilen nebîlerin de Kur’ân-ı Kerim’deki 28 basamağı yaşadıklarına delil olarak gösterebilir miyiz?
Ankebût-26:
fe âmene lehu lût: Ve bundan sonra Lut âmenû oldu.
(Hz. Lut âmenû oldu. Ondan sonra O’na; Hz. İbrâhîm’e îmân etti yani tâbî oldu.)
ve kâle: Ve dedi ki.
innî muhâcirun ilâ rabbî: Muhakkak ki ben, Rabbime hicret edeceğim; ruhumu hayattayken Allah'a ulaştıracağım.
innehu: Muhakkak ki O.
huvel azîzul hakîm: Muhakkak ki Allah, Azîzdir, Hakîmdir.
“Ankebût-26’da belirtilen Allah’a hicret etmeyi Allah’a ulaşmak olarak anlayabilir miyiz?”
Elbette. Tâbiiyetten sonra ruhun vücuttan ayrılarak Allah’a doğru yola çıktığını, Kur’ân-ı Kerim açık bir şekilde ifade ediyor. Ruh, Allah’a doğru yola çıkıyor ve neticede Allah’a ulaşıyor.
“Bu âyetin muhtevasını vehbî olarak seçilen nebîlerin de Kur’ân-ı Kerim’deki 28 basamağı yaşadıklarına delil olarak gösterebilir miyiz?” Elbette gösterebiliriz. Zaten yaşamadan ulaşmak mümkün mü? Bütün nebîler, bütün resûller aynı yolları birer birer geçmişlerdir; her biri kendi mürşidlerine tâbî olarak. Hz. İbrâhîm Lut (A.S)’ın mürşidiydi. Lut (A.S), Hz. İbrâhîm’e tâbî oldu. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in mürşidi Cebrail (A.S)’dı.
29/ANKEBÛT-26: Fe âmene lehu lût (lûtun) ve kâle innî muhâcirun ilâ rabbî, innehu huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Bundan sonra Lut (A.S), O’na (İbrâhîm (A.S)’a) îmân etti (tâbî oldu) ve dedi ki: "Muhakkak ki ben, Rabbime hicret edecek olanım (ruhumu yaşarken Allah’a ulaştıracağım). Muhakkak ki O; Azîz’dir (çok yücedir), Hakîm’dir (hüküm sahibidir)."fe âmene lehu lût: Ve bundan sonra Lut âmenû oldu.
(Hz. Lut âmenû oldu. Ondan sonra O’na; Hz. İbrâhîm’e îmân etti yani tâbî oldu.)
ve kâle: Ve dedi ki.
innî muhâcirun ilâ rabbî: Muhakkak ki ben, Rabbime hicret edeceğim; ruhumu hayattayken Allah'a ulaştıracağım.
innehu: Muhakkak ki O.
huvel azîzul hakîm: Muhakkak ki Allah, Azîzdir, Hakîmdir.
“Ankebût-26’da belirtilen Allah’a hicret etmeyi Allah’a ulaşmak olarak anlayabilir miyiz?”
Elbette. Tâbiiyetten sonra ruhun vücuttan ayrılarak Allah’a doğru yola çıktığını, Kur’ân-ı Kerim açık bir şekilde ifade ediyor. Ruh, Allah’a doğru yola çıkıyor ve neticede Allah’a ulaşıyor.
“Bu âyetin muhtevasını vehbî olarak seçilen nebîlerin de Kur’ân-ı Kerim’deki 28 basamağı yaşadıklarına delil olarak gösterebilir miyiz?” Elbette gösterebiliriz. Zaten yaşamadan ulaşmak mümkün mü? Bütün nebîler, bütün resûller aynı yolları birer birer geçmişlerdir; her biri kendi mürşidlerine tâbî olarak. Hz. İbrâhîm Lut (A.S)’ın mürşidiydi. Lut (A.S), Hz. İbrâhîm’e tâbî oldu. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in mürşidi Cebrail (A.S)’dı.
