Dînde tevhidin sağlanabilmesi için öğrencilerin mürşidlerinin sözüne, bir ölünün yıkayıcısına teslim olduğu gibi teslim olması gerektiği hususu, günümüzde istihza ile anlatılmaktadır. Bu hususun teyidi için Ahzâb Suresinin 36. âyet-i kerimesini delil olarak gösterebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Dînde tevhidin sağlanabilmesi için öğrencilerin mürşidlerinin sözüne, bir ölünün yıkayıcısına teslim olduğu gibi teslim olması gerektiği hususu, günümüzde istihza ile anlatılmaktadır. Bu hususun teyidi için Ahzâb Suresinin 36. âyet-i kerimesini delil olarak gösterebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Dînde tevhidin sağlanabilmesi için öğrencilerin mürşidlerinin sözüne, bir ölünün yıkayıcısına teslim olduğu gibi teslim olması gerektiği hususu, günümüzde istihza ile anlatılmaktadır. Bu hususun teyidi için Ahzâb Suresinin 36. âyet-i kerimesini delil olarak gösterebilir miyiz?

Dînde tevhidin sağlanabilmesi için öğrencilerin mürşidlerinin sözüne, bir ölünün yıkayıcısına teslim olduğu gibi teslim olması gerektiği hususu, günümüzde istihza ile anlatılmaktadır. Bu hususun teyidi için Ahzâb Suresinin 36. âyet-i kerimesini delil olarak gösterebilir miyiz?

Yani “Kime mürşidin söylediğine mutlaka itaat edilmesi lâzımgeldiğini söylersek alay konusu edilmektedir.” diyor.

Ahzâb-36:

33/AHZÂB-36: Ve mâ kâne li mu’minin ve lâ mu’minetin izâ kadallâhu ve resûluhu emran en yekûne lehumul hıyeratu min emrihim, ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe kad dalle dalâlen mubînâ(mubînen).
Ve mü’min erkek ve mü’min kadının, Allah ve O’nun Resûl’ü, onlar için bir işin olmasına hükmettiği (karar verdiği) zaman, kendi işlerinde seçim hakkı olamaz. Ve kim, Allah ve O’nun Resûl’üne asi olursa (itaat etmezse), o taktirde apaçık bir dalâlet ile sapmış olur.


“ve mâ kâne li mu’minin ve lâ mu’minetin izâ kadallâhu ve resûluhu emren en yekûne lehumul hıyeretu min emrihim: Mü'min erkek ve mü'min kadının, Allah ve O’nun Resûl’ü, onlar için bir işin olmasına hükmettiği karar verdiği zaman, kendi işlerinde bir seçim hakkı 1olamaz.
ve men ya’sıllahe ve resûlehu fe kad dalle dalâlen mubînâ: Kim Allah'a ve Resûl’üne asi olursa o apaçık bir şekilde sapmış olur, apaçık bir dalâlet içinde olur.”

Burada Allahû Tealâ açık açık:

“ve mâ kâne li mu’minin ve lâ mu’minetin: Mü'min erkeğin de mü'min kadının da olmaz.
izâ kadallâhu ve resûluhu emren en yekûne: Allah ve Resûl’ü tarafından bir işin kaza edilmesi emredildiği zaman.
lehumul hıyeretu min emrihim: Onların emrinde bir seçim hakkı olamaz.” diyor.

Öyleyse Allahû Tealâ “Allah ve Resûl’ü” diyor; yalnız “Allah” demiyor. Allah ve Resûl’ü emrettiği zaman, emrettiği şeyin derhal gerçekleşmesi gerekir. Bu âyet-i kerimesi, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için Allah ve Resûl’ünün emrinin dışında bir şeyi yapmasının mümkün olmadığını, yapmaması gerektiğini çok açık bir şekilde söylüyor, Ahzâb Suresinin 36. âyet-i kerimesi.

Benzer konular