Enfâl-12, 13 ile Mulk-8, 9, 10 ve Zumer-71 arasında bir ilişki var mıdır?
Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Enfâl-12, 13 ile Mulk-8, 9, 10 ve Zumer-71 arasında bir ilişki var mıdır?
Enfâl-12, 13 ile Mulk-8, 9, 10 ve Zumer-71 arasında bir ilişki var mıdır?
Mulk-8, 9, 10:
Mulk-8:
tekâdu temeyyezu minel gayz: Cehennem neredeyse gayzından çatlayacak gibi olur.
kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ: Her bir grup oraya, cehenneme ilka edildiğinde, ulaştırıldığında cehennem bekçileri onlara sual ederler.
e lem ye’tikum nezîr: Size nezir gelmedi mi, ikaz edici, uyarıcı gelmedi mi?
Mulk-9:
kâlû belâ: Dediler ki, Evet.
kad câenâ nezîrun: Bize nezir geldi.
fe kezzebnâ: Ve o zaman biz onları tekzib ettik, yalanladık.
ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in: Ve biz onlara dedik ki, Allah hiçbir şey indirmemiştir.
in entum illâ fî dalâlin kebîr: Biz sizi açık bir sapıklıkta, apaçık bir dalâlet için görüyoruz. Siz açık bir dalâlet içindesiniz.”
Mulk-10:
“ve kâlû lev kunnâ nesmau ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr: Derler ki: ‘Eğer biz işitmiş ve akletmiş olsaydık burada, ateş ehlinin içinde mi olurduk?’ ”
Burada Allahû Tealâ ‘nezir’ kelimesini kullanıyor.
Şimdi Zumer-71’e bakıyoruz:
vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ: Kâfirler zümre zümre, bölük bölük cehenneme sürülürler.
hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ: Onlar cehennemin kapısına geldikleri zaman.
ve kâle lehum hazenetuhâ: O zaman onlara, onun cehennemin bekçileri derler ki.
e lem ye'tikum rusulun minkum: Sizlere sizden resûller gelmedi mi?
yetlûne aleykum âyâti rabbikum: Size Rabbinizin âyetlerini okumadılar mı?
ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ: Ve size bugün buraya geleceğinizi söylemediler mi?
Yani “Size Allah'ın âyetlerini okuyup ‘Şu âyetler gereğince, sen Allah'a ulaşmayı dilemiyorsun, gideceğin yer cehennemdir.’ demediler mi size?”
Âmenû olanları müjdelemek, âmenû olmayanları uyarmak nezirlerin işi. Resûllerin işi de aynı.
kâlû belâ: Dediler ki, Evet (yani nezir bize geldi).
ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn: Ve azap kelimesi kâfirlerin üzerine hak oldu.
Böylece görüyoruz ki, Zumer-71’de resûl adıyla, Mulk-8, 9, 10’da nezir adıyla aynı hüviyetteki insanlardan bahsediyor Allahû Tealâ. Anlaşılıyor ki Mulk-8, 9, 10’daki nezirler de resûller.
67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun).
(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu. 67/MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).
Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.”67/MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).
Ve: “Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.” dediler. Mulk-8:
tekâdu temeyyezu minel gayz: Cehennem neredeyse gayzından çatlayacak gibi olur.
kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ: Her bir grup oraya, cehenneme ilka edildiğinde, ulaştırıldığında cehennem bekçileri onlara sual ederler.
e lem ye’tikum nezîr: Size nezir gelmedi mi, ikaz edici, uyarıcı gelmedi mi?
Mulk-9:
kâlû belâ: Dediler ki, Evet.
kad câenâ nezîrun: Bize nezir geldi.
fe kezzebnâ: Ve o zaman biz onları tekzib ettik, yalanladık.
ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in: Ve biz onlara dedik ki, Allah hiçbir şey indirmemiştir.
in entum illâ fî dalâlin kebîr: Biz sizi açık bir sapıklıkta, apaçık bir dalâlet için görüyoruz. Siz açık bir dalâlet içindesiniz.”
Mulk-10:
“ve kâlû lev kunnâ nesmau ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr: Derler ki: ‘Eğer biz işitmiş ve akletmiş olsaydık burada, ateş ehlinin içinde mi olurduk?’ ”
Burada Allahû Tealâ ‘nezir’ kelimesini kullanıyor.
Şimdi Zumer-71’e bakıyoruz:
39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alâl kâfirîn(kâfirîne).
Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapıları açılır. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranızdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceğinizi (söyleyerek) uyarsın?” (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu.vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ: Kâfirler zümre zümre, bölük bölük cehenneme sürülürler.
hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ: Onlar cehennemin kapısına geldikleri zaman.
ve kâle lehum hazenetuhâ: O zaman onlara, onun cehennemin bekçileri derler ki.
e lem ye'tikum rusulun minkum: Sizlere sizden resûller gelmedi mi?
yetlûne aleykum âyâti rabbikum: Size Rabbinizin âyetlerini okumadılar mı?
ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ: Ve size bugün buraya geleceğinizi söylemediler mi?
Yani “Size Allah'ın âyetlerini okuyup ‘Şu âyetler gereğince, sen Allah'a ulaşmayı dilemiyorsun, gideceğin yer cehennemdir.’ demediler mi size?”
Âmenû olanları müjdelemek, âmenû olmayanları uyarmak nezirlerin işi. Resûllerin işi de aynı.
kâlû belâ: Dediler ki, Evet (yani nezir bize geldi).
ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn: Ve azap kelimesi kâfirlerin üzerine hak oldu.
Böylece görüyoruz ki, Zumer-71’de resûl adıyla, Mulk-8, 9, 10’da nezir adıyla aynı hüviyetteki insanlardan bahsediyor Allahû Tealâ. Anlaşılıyor ki Mulk-8, 9, 10’daki nezirler de resûller.
