Âli İmrân Suresinin 61. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Buradaki yemin hangi standartlarda geçerlidir? Yemini sadece resûl mü teklif edebilir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Âli İmrân Suresinin 61. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Buradaki yemin hangi standartlarda geçerlidir? Yemini sadece resûl mü teklif edebilir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân Suresinin 61. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Buradaki yemin hangi standartlarda geçerlidir? Yemini sadece resûl mü teklif edebilir?

Âli İmrân Suresinin 61. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Buradaki yemin hangi standartlarda geçerlidir? Yemini sadece resûl mü teklif edebilir? Çok hassas bir konu olan yemin müessesesini biz nefs sahibi talebelerinize açıklar mısınız?

Âli İmrân-61:

3/ÂLİ İMRÂN-61: Fe men hâcceke fîhi min ba’di mâ câeke minel ilmi fe kul teâlev ned’u ebnâenâ ve ebnâekum ve nisâenâ ve nisâekum ve enfusenâ ve enfusekum summe nebtehil fe nec’al la’netallâhi alel kâzibîn(kâzibîne).
Artık kim sana gelen ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışırsa o zaman de ki: “Gelin, sizler ve bizler de dahil olmak üzere oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım (bir araya toplanalım). Sonra dua edelim, böylece Allah’ın lânetini yalancıların üzerine kılalım.”


fe men hâcceke fîhi: Sana, bunda insanlar seninle tartışırlarsa (tartıştıkları takdirde).
min ba’di mâ: O şey sana geldikten sonra.
câeke: Geldikten sonra.
minel ilmi: İlimden (o şey, bu şey sana geldikten sonra).
fe: O zaman.

“Bu ilimden olan bu şey sana geldikten sonra eğer seninle tartışırlarsa.”

kul: De ki.
fe: O zaman.
kul: De ki.
teâlev ned’u ebnâenâ: Haydi gelin.
ebnâenâ ve ebnâekum: Çocuklarımızı ve çocuklarınızı çağıralım.
ve nisâenâ ve nisâekum: Hanımlarımızı ve hanımlarınızı çağıralım.
ve enfusenâ ve enfusekum: Ve kendimizi ve kendinizi davet edelim (çağıralım).
summe nebtehil: Sonra dua edelim.
fe nec’al: O zaman, böylece kılalım (davet edelim).
la’netallâhi: Allah’ın lânetini.
alel kâzibîn: Tekzip edenlerin, yalancıların üzerine (olması için Allah’a dua edelim, yalvaralım. Allah’a kelimesini kullanmamış ama Allah’a yalvaralım, dua edelim).

Bu yemin, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e Hz. İsa konusunda kendisiyle tartıştıkları takdirde Necran kavminden birilerine karşı yapılması emredilen bir yemindir. Bu devirde de Allahû Tealâ bu yemini bizim yapmamızı emir buyurdu. Kim Mehdi (A.S)’ın Allahû Tealâ’nın indinde bir değeri olduğunu, onun kimliğinden şüphe etmek suretiyle düşürmeye çalışırsa ve bunu başkalarına açıklarsa o zaman bizim üzerimize Allah’ın emri hak olur. O kişiyle yeminleşiriz. Ve yeminleştiklerimiz öldüler. Allahû Tealâ bunu niçin yapar? Bizi aşar. O, Allah’ın bileceği şey. Ama biz O’ndan bu emri aldığımız için geri kalan hiçbir olay bizi alâkadar etmez. Ya inanır insan ya inanmaz. İnanmayanı davet ederiz. Eğer kendisine güvenirse gelir Kur'ân’a el basar. Bu Âli İmrân Suresinin 61. âyet-i kerimesinin üzerine iki taraf da el basar ve karşılıklı yeminleşiriz. Üstelik hanımlarımızı, çocuklarımızı almamız da emrolunmuyor. Bizim olmamız da gerekli değil, kardeşlerimizden herhangibiriyle bu yeminleşme yapılabilir. Ama olayın sonuçları o kişiyle Allah arasındadır. Şartlar iki tarafın da Kur’ân-ı Kerim’in üzerine ellerini basarak, Âli İmrân Suresinin 61. âyet-i kerimesinin üzerine basarak Allah’ın lânetinin Allah’ın indinde yalan söyleyen kişinin üzerine olması şeklinde.

Benzer konular