Allah neden peygamberlerine zulüm yapılmasına müsaade etmiştir?
Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Allah neden peygamberlerine zulüm yapılmasına müsaade etmiştir?
Allah neden peygamberlerine zulüm yapılmasına müsaade etmiştir?
Allah'ın peygamberleri de peygamber olmayan resûlleri de insandırlar. Ve başka insanların mutlaka hidayetine sebep olmak üzere önceden seçilerek yaratılmışlarıdır. Yani seçimleri öncedendir. Kendilerine verilen herşey vehbidir. Kesbi (kişilerin kendi kazançları) değildir.
Öyleyse sevgili kardeşlerim, insanlar var yeryüzünde, insanlar zulüm makinesi olabilirler. Onların yaptıkları her davranış biçimleri, onların kaybetmelerine veya kazanmalarına sebebiyet verecektir. Allah'ın hiçbir resûlü olmamıştır ki, Allah ona bir vazife versin de o gittiği ülkede, vazifeli kılındığı ülkede, doğduğu ülkede insanlar ona hemen evet desinler. Açık ve kesin bir şekilde Allahû Tealâ diyor ki: “Bütün kavimlere Biz, resûl göndeririz. Her kavme gönderdiğimiz resûllü kavmi mutlaka inkâr ettiler.”
Öyleyse dînde zorlama yoktur. Ne peygamberin ne peygamber olmayan kavim resûlünün insanları zorlama yetkisi yoktur. Yetki Allah’ındır. O halde Allah'ın resûllerine zulüm bütün kavimlerde bütün boyutlarıyla yapılmıştır. Ve kıyamet gelinceye kadar da yapılacaktır. Şu anda da bütün kavimlerdeki resûller zulüm görüyor. Allahû Tealâ’nın neden müsaade etmesine gelince, insanların serbest iradesine değer vermesi sebebiyledir. Eğer Allahû Tealâ buna müsaade etmezse ne yapacaktır? O insanları bunu yapmaktan men edecektir. Men ettiği zaman o insanlar serbest iradeleriyle davranamamış olacaklardır. Eğer cehennemi hak edeceklerse, cehennemi hak edemeyeceklerdir veya cenneti hak edeceklerse onu da hak edemeyeceklerdir. Bu sebeple Allahû Tealâ kimsenin iradesine müdahalede bulunmaz.
Öyleyse sevgili kardeşlerim, insanlar var yeryüzünde, insanlar zulüm makinesi olabilirler. Onların yaptıkları her davranış biçimleri, onların kaybetmelerine veya kazanmalarına sebebiyet verecektir. Allah'ın hiçbir resûlü olmamıştır ki, Allah ona bir vazife versin de o gittiği ülkede, vazifeli kılındığı ülkede, doğduğu ülkede insanlar ona hemen evet desinler. Açık ve kesin bir şekilde Allahû Tealâ diyor ki: “Bütün kavimlere Biz, resûl göndeririz. Her kavme gönderdiğimiz resûllü kavmi mutlaka inkâr ettiler.”
16/NAHL-36: Ve lekad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâletu, fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah’a ulaşmayı dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaşmayı dileyenleri), Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).Öyleyse dînde zorlama yoktur. Ne peygamberin ne peygamber olmayan kavim resûlünün insanları zorlama yetkisi yoktur. Yetki Allah’ındır. O halde Allah'ın resûllerine zulüm bütün kavimlerde bütün boyutlarıyla yapılmıştır. Ve kıyamet gelinceye kadar da yapılacaktır. Şu anda da bütün kavimlerdeki resûller zulüm görüyor. Allahû Tealâ’nın neden müsaade etmesine gelince, insanların serbest iradesine değer vermesi sebebiyledir. Eğer Allahû Tealâ buna müsaade etmezse ne yapacaktır? O insanları bunu yapmaktan men edecektir. Men ettiği zaman o insanlar serbest iradeleriyle davranamamış olacaklardır. Eğer cehennemi hak edeceklerse, cehennemi hak edemeyeceklerdir veya cenneti hak edeceklerse onu da hak edemeyeceklerdir. Bu sebeple Allahû Tealâ kimsenin iradesine müdahalede bulunmaz.
