İbrâhîm 4' göre aynı lisanı konuşan insan topluluğuna yani bütün kavimlere Allah resûl gönderiyor. Nahl 36'ya göre bütün ümmetlere resûl gönderiliyor. Ümmet kavramının kapsamı nedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » İbrâhîm 4' göre aynı lisanı konuşan insan topluluğuna yani bütün kavimlere Allah resûl gönderiyor. Nahl 36'ya göre bütün ümmetlere resûl gönderiliyor. Ümmet kavramının kapsamı nedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

İbrâhîm 4' göre aynı lisanı konuşan insan topluluğuna yani bütün kavimlere Allah resûl gönderiyor. Nahl 36'ya göre bütün ümmetlere resûl gönderiliyor. Ümmet kavramının kapsamı nedir?

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd ve şükrediyorum ki; bizleri tekrar biraraya getirdi. Efendimiz, inşaallah bir sorum olacak: “Bizim sitedeki bilgisayarın hafızasını araştırdım, böyle bir soru sorulmadığı için cevabı yok. (Bakalım sual neymiş?)

İbrâhîm 4’teki “kavim” kelimesi anlaşılıyor. Aynı lisanı konuşan insan topluluğuna Allah resûl gönderiyor. Yani bütün kavimlere. Aynı anlamda Nahl 36, burada da bütün ümmetlere resûl gönderiliyor.

14/İBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâu, ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, Hikmet Sahibi’dir.


Allahû Tealâ Nahl 36’da gerçekten aynı şeyi söylüyor. Diyor ki:

16/NAHL-36: Ve lekad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâletu, fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah’a ulaşmayı dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaşmayı dileyenleri), Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).


“Biz bütün ümmetlere resûl göndeririz ki; o ümmette bulunan insanları dalâletten kurtarsın da hidayete erdirsin. Bir kısmı bu yüzden hidayete erdiler. Bir kısmınınsa üzerine dalâlet hak oldu.”  diyor Allahû Tealâ.

“Ümmetin kapsamı nedir?” diye soruyor kardeşimiz.

Ümmet konusundaki genel tarif; bir nebîye, bir peygambere tâbî olan toplulukların hepsi. Ama ümmet aynı zamanda; kendisine resûl gönderilen her kavimdeki kişiler hem o resûlün gönderildiği kavimdir hem de o resûlün gönderildiği ümmettir.

Mu’minûn 44’te Allahû Tealâ: “Biz bütün ümmetlere resûl göndeririz ve ardarda göndeririz.” diyor.

23/MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).
Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.


Oradaki ifade ardarda söz konusu olunca biliyoruz ki; peygamberler arasında fetret devirleri var. Nebîler arasında fetret devirleri var. Ama Allahû Tealâ Mu’minûn 44’te: “Biz bütün ümmetlere ardarda resûl göndeririz.” diyor. “Ardı arası kesilmeksizin göndeririz.” diyor. Ayrıca: “Hangi kavme resûl gönderdiysek mutlaka resûllerini inkâr ettiler.” diyor.

Anlaşılıyor ki; Allahû Tealâ Nahl Suresinin 36. âyet-i kerimesinde de gene kavimleri kastediyor. Her kavme resûl gönderiyor. Ve ardı arası kesilmeden gönderdiğine göre gönderdiği resûller peygamber olamazlar.

Öyleyse her kavme gönderildiği kesindir. Peygamberler olsaydı ardı arası kesilmeden gönderilmeleri mümkün değildi. Çünkü nebîler arasında fetret devirleri mevcut. Ardı arası kesilmeden nebî göndermesi söz konusu değil Allahû Tealâ’nın. Bu durumda 3 âyeti birleştirdiğimiz zaman Nahl 36, İbrâhîm 4 ve Mu’minûn 44; kavimle ümmet kelimesini Allahû Tealâ’nın Nahl 36’da aynı istikamette kullandığını tespit ediyoruz.

Allah razı olsun.

Benzer konular