Mu'minûn Suresinin 44. âyet-i kerimesinde tekzip edilen resûllerin, A'râf Suresinin 43. âyet-i kerimesine göre hak ile gelen resûller olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Mu'minûn Suresinin 44. âyet-i kerimesinde tekzip edilen resûllerin, A'râf Suresinin 43. âyet-i kerimesine göre hak ile gelen resûller olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mu'minûn Suresinin 44. âyet-i kerimesinde tekzip edilen resûllerin, A'râf Suresinin 43. âyet-i kerimesine göre hak ile gelen resûller olduğunu söyleyebilir miyiz?

Mu'minûn Suresinin 44. âyet-i kerimesi:

23/MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).
Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.


summe erselnâ rusulenâ tetrâ: Sonra resûllerimizi birbiri ardından (ardı arkası kesilmeksizin) gönderdik.
kullemâ câe ummeten resûluhâ: Her ümmete resûlleri geldikçe.
kezzebûhu: O resûlleri (o resûlü) yalanladılar (tekzip ettiler).
fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan: Onları birbiri arkasından helâk ettik.
ve cealninâhum ehâdîs(ehâdîse): Onları efsane kıldık.
fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne): Mü'min olmayan kavim uzak olsun.
 
Öyleyse Allahû Tealâ ard arda resûller gönderiyor (birbirinin ardından gönderiyor) ve bütün kavimlere gönderiyor.

A'râf Suresinin 43. âyet-i kerimesi:

7/A'RÂF-43: Ve neza'nâ mâ fî sudûrihim min gıllin, tecrî min tahtihimul enhâr(enhâru), ve kâlûl hamdu lillâhillezî hedânâ li hâzâ ve mâ kunnâ li nehtediye lev lâ en hedânallâh(hedânallâhu), lekad câet rusulu rabbinâ bil hakk(hakkı), ve nûdû en tilkumul cennetu ûristumûhâ bimâ kuntum ta'melûn(ta'melûne).
Onların göğüslerinde, (nefsin kalbindeki) afetlerinden ne varsa çekip aldık. Onların altlarından nehirler akar. “Bizi buna hidayet eden Allah’a hamdolsun. Allah’ın, bizi hidayete erdirmesi olmasaydı, biz hidayete ermezdik. Andolsun ki Rabbimizin resûlleri hak ile gelmiştir.” dediler. “Yapmış olduklarınızdan dolayı varis kılındığınız cennet işte budur.” diye nida olunurlar.


ve neza'nâ mâ fî sudûrihim min gıllin tecrî min tahtihimul enhâr(enhâru): Biz onların göğüslerinden (yani nefsinin kalbinin afetlerinden) ne varsa çekip aldık. Onların altlarından nehirler akar.
ve kâlûl hamdu lillâhillezî hedânâ li hâzâ: “Bizi buna hidayet eden Allah'a hamdolsun.” derler.
ve mâ kunnâ li nehtediye levlâ en hedânallâh(hedânallâhu): Bizi Allah'ın hidayete erdirmesi olmasaydı, biz hidayete ermezdik.
lekad câet rusulu rabbinâ bil hakk(hakkı): Andolsun ki resûller bize Rabbimizden hak ile gelmişler.
ve nûdû en tilkumul cennetu ûristumûhâ bimâ kuntum ta'melûn(ta'melûne): “Yapmış olduklarınızdan dolayı varis kılındığınız cennet işte budur.” diye nida olunurlar.

“Mu'minûn Suresinin 44. âyet-i kerimesinde tekzip edilen resûllerin, A'râf Suresinin 43. âyet-i kerimesine göre hak ile gelen resûller olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Elbette. Ancak öldükleri gün, tekzip ettikleri resûllerin hak ile geldiklerini öğrenmiş olacaklar. Kıyâmet günü de aynı olay söz konusu.

Benzer konular