Nahl 121 ile Şûrâ 13 arasında illiyet rabıtası var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kur’ân-ı Kerim'deki Temel Emirler » Nahl 121 ile Şûrâ 13 arasında illiyet rabıtası var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nahl 121 ile Şûrâ 13 arasında illiyet rabıtası var mıdır?

Nahl 121’e bakıyoruz:  

16/NAHL-121: Şâkiran li en’umihî, ictebâhu ve hudâhu ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).
O'nun (Allah'ın) ni'metlerine şükredici idi. (Allah), onu seçti. Ve onu Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola) hidayet etti (ulaştırdı).


.“O’nun yani Allah’ın ni’metlerine şükredici idi. onu seçti. Ve onu Sıratı Mustakîm’e yani Allah’a ulaştıran yola hidayet etti (ulaştırdı).”

Şûrâ 13:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan: Sizin için de şeriat kıldığı dînden Nuh'a vasiyet ettiği şeyi.
vellezî evhaynâ ileyke: O şeyi ki Sana da vahyetti

Yani "Sana vahyederek vasiyet şeyi, Nuh'a da vasiyet şeyi, Allah sizin için de şeriat kıldı." diyor. Yani Sana vasiyet etmek suretiyle sizin için şeriat kıldı.”

ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme: Ve İbrâhîm’e (Hz. İbrâhîm’e) vasiyet ettiği şeyi de.
ve mûsâ: Ve Musa’ya vasiyet ettiği şeyi de.
ve îsâ: Ve İsa’ya vasiyet ettiği şeyi de.
en ekîmûd dîne: Dîni ikame edin (etmek) konusunda.
ve lâ teteferrekû fîh(fîhi): Fırkalara ayrılmamak konusunda.
kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi): Müşriklere onları davet ettiğin şey yani “Allah'a ulaşmayı dileyin ve takva sahibi olun ifadesi ağır geldi.” diyor Allahû Tealâ ve sonra da şunu söylüyor:
 
allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu): Allah dilediğini kendisine seçer ve onlardan kim Allah'a ulaşmayı dilerse onları kendisine ulaştırır.”

Âyet-i kerimenin (Şûrâ 13’ün) genel mânâsı Allahû Tealâ demiş oluyor ki;
 
“Dînde fırkalara ayrılmayın ve dîni ikame edin diye, dîn olarak Hz. Nuh’a, Hz. İbrâhîm’e ve Hz. Musa’ya, Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi ki onun esası; dînde fırkalara ayrılmayın ve dîni ikame edin. Onlara verdiği şeriatı sana da vahyetmek suretiyle Allah size de şeriat kıldı." diyor Allahû Tealâ.

Dînde fırkalara ayrılmayın ve dîni ikame edin diye, fırkalara ayrılmamak yani Allah'a ulaşmayı dileyin diye. Ve müşriklere (Allah'a ulaşmayı dilemeyen ve bu sebeple fırkalara ayrılmış olanlara) senin onlara söylediğin şey, Allah'a ulaşmayı dileyin ve fırkalara ayrılmayın emri ağır geldi diyor. Ve bunun sonunda da zaten söylüyor. Allah kimi dilerse onu kendisine seçiyor ve Allah dilediğini kendisine seçer ve o seçtiklerinden her kim Allah'a ulaşmayı dilerse onu kendisine ulaştırır.

Öyleyse bu iki âyet-i kerime arasında bir illiyet rabıtası söz konusu. Allahû Tealâ gördüğünüz gibi Allah onu seçiyor. Kullarından dilediğini seçer ve onu Sıratı Mustakîm’e ulaştırıyor. Kimi? O seçtiği kişi Allah'a ulaşmayı dilemiş olan birisi. Ve onu Sıratı Mustakîm’e ulaştırıyor Allahû Tealâ.

Burada da Sıratı Mustakîm üzerinden kendisine ulaştırıyor. Sıratı Mustakîm’e ulaşmadan hiç kimse Allah'a ulaşamaz. Öyleyse ikisi arasında kesin bir illiyet rabıtası söz konusu.   
 

Benzer konular