Rûm 41'de insanların elleriyle kazandıkları sebebiyle, karada ve denizde fesat zuhur etmesiyle, Duhân 10'da semânın bir dumanla kaplanması arasında bir ilişki var mıdır? Rûm 41'de yaptıklarının bir kısmının onlara tattırılması için umulur ki onlar (Allah’a) dönerler (yönelirler) ile, Duhân 11'de bahsedilen elîm azap arasında bir ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dalâlet » Rûm 41'de insanların elleriyle kazandıkları sebebiyle, karada ve denizde fesat zuhur etmesiyle, Duhân 10'da semânın bir dumanla kaplanması arasında bir ilişki var mıdır? Rûm 41'de yaptıklarının bir kısmının onlara tattırılması için umulur ki onlar (Allah’a) dönerler (yönelirler) ile, Duhân 11'de bahsedilen elîm azap arasında bir ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Rûm 41'de insanların elleriyle kazandıkları sebebiyle, karada ve denizde fesat zuhur etmesiyle, Duhân 10'da semânın bir dumanla kaplanması arasında bir ilişki var mıdır? Rûm 41'de yaptıklarının bir kısmının onlara tattırılması için umulur ki onlar (Allah’a) dönerler (yönelirler) ile, Duhân 11'de bahsedilen elîm azap arasında bir ilişki var mıdır?

Şimdi bakalım âyetlere:

Rûm 41:    
 
30/RÛM-41: Zaheral fesâdu fîl berri vel bahri bimâ kesebet eydin nâsi, li yuzîkahum ba’dallezî amilû leallehum yerciûn(yerciûne).
İnsanların elleriyle kazandıkları sebebiyle karada ve denizde fesat zuhur etti (ortaya çıktı), yaptıklarının bir kısmının onlara tattırılması için. Umulur ki böylece onlar, (Allah’a) dönerler (yönelirler).


zaharel fesâdu fîl berri vel bahri bimâ kesebet eydin nâsi: Nâsın (insanların) elleriyle kazandıkları sebebiyle, karada ve denizde fesat zuhur etti yani ortaya çıktı.
li yuzîkahum ba’dallezî amilû leallehum yerciûn(yerciûne): Yaptıklarının bir kısmının onlara tattırılması için.

Amil olduklarının (yaptıklarının bazılarının) onlara tattırılması için. Onlar ki yaptılar, onun bazısını onlara tattırılması için.

leallehum yerciûn(yerciûne): Umulur ki onlar rûcû ederler. (Allah’a) dönerler (yönelirler).

Bir başka açıdan fesatdan rûcû ederler.

Duhân 10:

44/DUHÂN-10: Fertekib yevme te’tîs semâu bi duhânin mubîn(mubînin).
Artık göğün, apaçık duman (fitne) getireceği günü gözle.


"Göklerin açık bir dumanla kaplanacağı günü gözetle."

Duhân 11:

44/DUHÂN-11: Yagşân nâse, hâzâ azâbun elîm(elîmun).
(O fitne ki) insanları (insanların büyük kısmını) sarmıştır. İşte bu, elîm bir azaptır.


yagşân nâs (nâse): Nâsı saracak.
hâzâ azâbun elîm (elîmun): İşte bu elîm bir azaptır.

Duhân şu anda dünyayı sarmış durumdadır. Ve Allah’tan uzaklaşıldığının kesin bir işaretini tanamaktadır. Fesat ve fitne aynı istikamette kullanılıyor. Duhân Suresinde ki duman da, burada karada ve denizde zuhur eden fesat da, insanların elleriyle kazandıkları sebebiyle oluyor.

Burada da insanların elleriyle kazandığı azap var Duhân Suresinde. Çünkü Allahû Tealâ diyor ki;

“Onlara apaçık bir Resûl geldi de, onlar o Resûl için öğretilmiştir dediler, deli dediler, nerede onlarda ibret alma. Resûlün söylediklerini göz ardı ettiler ondan ibret almadılar.” Yani fitneye otomatik olarak girmiş oldular Resûlün sözlerini dinlemeyerek. Bu bütün insanları saracak olan elîm bir azaptır. Öğüt alsalardı, ondan kurtulacaklardı duman dağılacaktı ve insanlar gerçekten hidayete ereceklerdi, cennet sahibi olacaklardı. Ama dikkate almadılar ve toplum olarak karanlık bir hüviyette kaldılar.

Benzer konular