Cinn 21 ile Ahzâb 36 ve Enfâl 24 ve Enfâl 46 arasında bir ilişki var mı?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dalâlet » Cinn 21 ile Ahzâb 36 ve Enfâl 24 ve Enfâl 46 arasında bir ilişki var mı?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Cinn 21 ile Ahzâb 36 ve Enfâl 24 ve Enfâl 46 arasında bir ilişki var mı?

Cinn 21:

72/CİNN-21: Kul innî lâ emliku lekum darran ve lâ raşedâ(raşeden).
De ki: “Muhakkak ki ben, size bir zarar verme ve sizi irşad etme gücüne malik (sahip) değilim.”


“De ki: “Muhakkak ki; ben, size kendiliğimden ne bir zarar vermeye, ne de irşad etmeye malik değilim.”

Yani size zarar vermek, benden size bir zarar gelse bile bu benim tarafımdan değil Allahû Tealâ bana tasarruf ettiği için Allahû Tealâ tarafından gelecektir demek. Ve irşad etme yetkisini de ben kendi kendime vermedim. Allah bana verdi. Bu sebeple ben kendi kendime bunu yapamam. Allah’ın beni kullanarak sizi irşad etmesi söz konusu.

Ahzâb 36:

33/AHZÂB-36: Ve mâ kâne li mu’minin ve lâ mu’minetin izâ kadallâhu ve resûluhu emran en yekûne lehumul hıyeratu min emrihim, ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe kad dalle dalâlen mubînâ(mubînen).
Ve mü’min erkek ve mü’min kadının, Allah ve O’nun Resûl’ü, onlar için bir işin olmasına hükmettiği (karar verdiği) zaman, kendi işlerinde seçim hakkı olamaz. Ve kim, Allah ve O’nun Resûl’üne asi olursa (itaat etmezse), o taktirde apaçık bir dalâlet ile sapmış olur.


“Allah ve Resûl’ü, bir hüküm verdiği zaman mü’min erkek ile mü’min kadın için Allah ve Resûl’ünün hükmüne aykırı olan seçme hakkı yoktur. Kim, Allah ve  Resûl’üne isyan ederse andolsun ki o apaçık bir dalâlettedir.”

Bu Cinn 21’in “İrşad etme yetkisine malik değilim.” ifadesiyle onların dalâlette kalması arasında bir ilişki düşünülebilir. Kuvvetli bir ilişki değil ama isyan edenlerin irşad standartlarının dışına çıktıkları olayı var. Aslında 2. âyet-i kerime, Allah ve resûlüne bir şey sorulduğu zaman (bir hüküm verildiğinde)  Allahû Tealâ ve resûlü tarafından, onu almalarına rağmen kişilerin, onu değiştirerek kendilerinden bir şekle sokmaları söz konusu değil. Âyetin gerçek anlamı itibariyle düşünülürse aralarında gerçek anlamda bir ilişki söz konusu değil.

Devrin imamının vereceği Allah'tan aldığı emri tebliğ etmesiyle, insanların kendi ölçülerine göre kendilerine zarar veya fayda sağladığını düşünmesi konunun ayrı bir cephesi. Zayıf ilişkiden bahsedilebilir.

Enfâl 24:

8/ENFÂL-24: Yâ eyyuhâllezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm, va'lemû ennallâhe yehûlu beynel mer'i ve kalbihî ve ennehû ileyhi tuhşerûn (tuhşerûne).
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler), Allah ve Resûl’ü sizi, size hayat verecek şeylere davet ettiği zaman (davete) icabet edin! Ve Allah’ın kişi ile kalbi arasına girdiğini ve muhakkak sizin O’na haşrolunacağınızı bilin! (Hepinizin ruhu Allah’ta toplanacak ve Allah, ruhlarınıza meab olacak.)


yâ eyyuhellezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm: Ey âmenû olanlar, Allah ve Resûl’ü sizi, hayat verecek şeylere çağırdığı zaman.
va'lemû ennallâhe yehûlu beynel mer'i ve kalbihî: Bilin ki (muhakkak ki) Allah sizin ve kalbiniz arasına girer.
ve ennehû ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne): Ve O’na haşrolunacağınızı bilin! Yani hepinizin ruhu Allah’ta toplanacaktır.
 
Enfâl 46’ya bakalım. Bunların ikisinin arasındaki ilişkiyi irdeleyeceğiz.

8/ENFÂL-46: Ve etîullâhe ve resûlehu ve lâ tenâzeû fe tefşelû ve tezhebe rîhukum vasbirû, innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne).
Allah’a ve O’nun Resûl’üne itaat edin, niza etmeyin (anlaşmazlığa düşmeyin), yoksa zayıf düşersiniz ve kuvvetiniz (elinizden) gider. Sabredin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir.


ve etîullâhe ve resûlehu: Allah’a ve  Resûl’e itaat edin.
ve lâ tenâzeû: Ve anlaşmazlığa düşmeyin (niza etmeyin).
fe tefşelû ve tezhebe rîhukum vasbirû: Yoksa zayıf düşersiniz ve kuvvetiniz elinizden gider. Sabredin.
innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne): Muhakkak ki; Allah, sabredenlerle beraberdir.”

“Allah ve Resûl’üne itaat edin.” ifadesiyle yukarda: “Allah'a ve Resûl’ü sizi hayat verecek şeylere davet ettiği zaman icabet edin.” ifadesi, buradaki: “Allah ve Resûl’üne itaat edin.” ifadesiyle aynı hüviyette. Niza etmeyin (Allah ile ve Resûl’ü ile niza etmeyin). Aranızda da niza etmeyin. Ve zayıf düşersiniz, kuvvetiniz elinizden gider." diyor Allahû Tealâ.

Burada da bir ilişkiden bahsedilebilir.

Benzer konular