Fussilet Suresi 17, İnsan Suresi 3 ve Bakara Suresinin 175. âyetleri arasında bir ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Fussilet Suresi 17, İnsan Suresi 3 ve Bakara Suresinin 175. âyetleri arasında bir ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Fussilet Suresi 17, İnsan Suresi 3 ve Bakara Suresinin 175. âyetleri arasında bir ilişki var mıdır?

Şimdi bakalım Fussilet 17 ne diyor:

41/FUSSİLET-17: Ve emmâ semûdu fe hedeynâhum festehabbûl amâ alâl hudâ fe ehazethum sâıkatul azâbil hûni bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
Ve Semud (kavmine) gelince, o zaman onları hidayete erdirdik. Buna rağmen hidayete karşı âmâ olmayı sevdiler (tercih ettiler). Bu sebeple kazanmış olduklarından dolayı onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakaladı.


ve Semud kavmine gelince, o zaman onları hidayete erdirdik. Buna rağmen hidayete karşı âmâ olmayı sevdiler, "hub" ettiler âmâ olmaya karşı. Yani eğer hidayet üzere olsalardı kör olan gözleri açılacaktı, kapalı olan kalpleri açılacaktı, kapalı olan kulakları açılacaktı ve Allah yolunda çok şeyler kazanacaklardı.

fe ehazethum: O zaman onları yakaladı.
sâıkatul azâbil hûni: “hûn” Ağır, alçaltıcı azabın yıldırımı onları kazandıkları negatif puanlardan dolayı, negatif derecelerden dolayı yakaladı, ahzetti.

İnsan Suresinin 3. âyet-i kerimesi:

76/İNSÂN (DEHR)-3: İnnâ hedeynâhus sebîle immâ şâkiran ve immâ kefûran.
Muhakkak ki Biz, onu (Allah’a ulaştıran) yola hidayet ettik. Fakat o, ya (Allah’a ulaşmayı diler) şükreden olur, ya da (Allah’a ulaşmayı dilemez) küfreden olur.


innâ hedeynâhus sebîle: Muhakkak ki; Biz, onu (insanı) sebîle hidayet ederiz, ulaştırırız.
immâ şâkiren: Ve kişi dilerse şakirlerden olur, şükredenlerden olur yani sebîle ulaşır.
ve immâ kefûrâ(kefûren): Dilerse kâfirlerden olmayı tercih eder. O zaman biz onu hidayete, sebîle ulaştıracak iken o kişi küfrü seçer ve o zaman ulaştırmayız diyor Allahû Tealâ.

Kişi birincisinde şükür yolunu seçmiştir, ikincisinde küfür yolunu seçmiştir. Allah'ın yolları herkese açıktır. Kim Allah'ın şükür yolunu seçerse, hidayet yolunu seçmiştir. O hidayete erer diğeri de küfür de kalır. Bakara 175:

2/BAKARA-175: Ulâikellezîneşteravud dalâlete bil hudâ vel azâbe bil magfireh(magfireti), fe mâ asberehum alen nâr(nâri).
İşte onlar ki hidayet karşılığında dalâleti, mağfiret karşılığında da azabı satın alanlardır. Öyleyse onları ateşe karşı bu kadar sabırlı kılan nedir?


ulâikellezîneşteravud dalâlete bil hudâ vel azâbe: İşte onlar hidayete karşı dalâleti satın almışlardır.
vel azâbe: Ve azabı satın almışlardır.
bil magfireh(magfireti): Mağfirete karşılık
fe mâ asberehum alen nâr(nâri): Bunlar ateşe karşı ne kadar sabırlılar.

“Bunlar arasında bir ilişki var mı?” diye soruyor kardeşimiz.

Açık bir şekilde bir ilişki var; hep hidayetle dalâlet. Hidayeti hep kullanmış Allahû Tealâ. Karşılığında bazen dalâlet diyor, bazen küfre düşmekten bahsediyor, bazen de âmâ olmaktan bahsediyor. Üçü de dalâlette olmanın ayrı ayrı fonksiyonlarıdır. Kim Allah'a ulaşmayı dilemezse onun gözleri kördür. Bu sebeple Allahû Tealâ onlara Fussilet 17’de “âmâ” diyor. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes hidayete karşılık kör olmayı tercih etmişlerdir. İnsan Suresi 3. âyet-i kerimede şükredenlerden olmak, hidayette olmak ve karşılığı hidayette olmamak küfredenlerden olmak şeklinde anlatılmış. Bakara 175’te de hidayete karşılık dalalet kullanılmış. Üçü de aynı şeyleri söylüyor.

Allah razı olsun.

Benzer konular