Zumer 36 ile Zumer 23 âyetleri ile Nahl Suresinin 36. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Zumer 36 ile Zumer 23 âyetleri ile Nahl Suresinin 36. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Zumer 36 ile Zumer 23 âyetleri ile Nahl Suresinin 36. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır?

39/ZUMER-36: E leysallâhu bi kâfin abdehu, ve yuhavvifûneke billezîne min dûnihî, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâdin.
Allah kuluna kâfi değil mi? Ve seni, O’ndan (Allah’tan) başkaları ile (başka ilâhlarla, putlarla) korkutuyorlar. Allah kimi dalâlette bırakırsa, o zaman onun için bir hidayetçi (mehdi) yoktur.


39/ZUMER-23: Allâhu nezzele ahsenel hadîsi kitâben muteşâbihen mesâniye takşaırru minhu culûdullezîne yahşevne rabbehum, summe telînu culûduhum ve kulûbuhum ilâ zikrillâhi, zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).
Allah, ihdas ettiği (nurların) ahsen olanlarını (rahmet, fazl ve salâvâtı), ikişer ikişer (salâvât-rahmet ve salâvât-fazl), Kitab’a müteşabih (benzer) olarak indirdi. Rab’lerinden huşû duyanların ciltleri ondan ürperir. Sonra onların ciltleri ve kalpleri Allah’ın zikriyle yumuşar, sükûnet bulur (yatışır). İşte bu, Allah’ın hidayetidir, dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi yoktur.


16/NAHL-36: Ve lekad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâletu, fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah’a ulaşmayı dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaşmayı dileyenleri), Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).


ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen: Andolsun ki Biz, bütün ümmetlerde resûl beas ederiz, vücuda getiririz, dünyaya getiririz, onu orada hayatta kılarız.
eni’budûllâhe: Bana, Allah kul olsunlar diye.
vectenibût tâgût(tâgûte): Ve taguttan içtinap etsinler, insan ve cin şeytanlardan kaçınsınlar, kurtarsınlar kendilerini diye.
fe minhum men hedallâhu: Ve onlardan bir kısmı hidayete erdiler.
ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu): Ve onlardan bir kısmının ise onların üzerine dalâlet hak oldu.”

Allah'a ulaşmayı dileyenler hidayete ermişler, dilemeyenlerin üzerime dalâlet hak olmuş. Mürşide ulaşanlar, resûle ulaşıp da tâbî olanlar daha sonraki hidayete ermişler. Tâbî olmayanlar 2. hidayete erememişler. Ama Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin durumu da aşağıda anlatılıyor.

“ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu):
Ama bunlardan bir kısmının üzerine dalâlet hak oldu.” diyor Allahû Tealâ.

Onlar resûle tâbî olmayanlar değil Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerdir.

fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne): Arzda, dünya üzerinde dolaşın ve bakın tekzip edenlerin, yalanlayanların akıbeti nasıl oldu.

Öyleyse sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım, Allahû Tealâ “Hidayet üzere olunan nokta, dalâletten kurtululan noktadır.” diyor ve hidayette olanların gidecekleri yer cennettir. Dalâlette olanların gideceği yer cehennemdir. Kâfirlerin gideceği yer cehennemdir. Mü’minlerin gideceği yer cennettir.

Tüm güzelliklerin başladığı nokta, Allah'a ulaşmayı dileme noktasıdır. 3. basamak otomatik olarak kişiyi 7. basamağa götürür. Hâlbuki mürşide ulaşmak ve 2. hidayete ulaşmak, 14. basamaktadır. 12 tane ihsan alarak 2. hidayete ulaşılır. Ama Allah'a ulaşmayı dileyen kişi 7 tane ihsanla 1. hidayete ulaşır. Ve bu insanlar, kişinin 2. hidayete ulaşması noktasına kadar 12 tane ihsana ulaşırlar.

Benzer konular