Fâtır Suresinin 32. âyet-i kerimesinde belirtilen; kitabın miras bırakılması hususunu açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » Fâtır Suresinin 32. âyet-i kerimesinde belirtilen; kitabın miras bırakılması hususunu açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Fâtır Suresinin 32. âyet-i kerimesinde belirtilen; kitabın miras bırakılması hususunu açıklar mısınız?

Fâtır Suresinin 32. âyet-i kerimesinde diyor ki Allahû Tealâ:

35/FÂTIR-32: Summe evresnâl kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li nefsihî, ve minhum muktesidun, ve minhum sâbikun bil hayrâti bi iznillâhi, zâlike huvel fadlul kebîr(kebîru).
Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Böylece onlardan bir kısmı nefsine zulmedicidir, onlardan bir kısmı muktesittir. Onlardan bir kısmı da Allah’ın izniyle hayırlarda yarışanlardır. İşte o ki o, büyük fazıldır.


“summe evresnâl kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ: Sonra kullarımızdan seçtiklerimize kitabı miras bıraktık.
fe minhum zâlimun li nefsihî: Onların bir kısmı nefslerine zulmeder.
ve minhum muktesid: Bir kısmı muktesittir yani yemin sahibidir. Gideceği yer Allah'ın cennetidir. Ama üst seviyeye yükselememiştir. Yani sadece sevapları günahlarından fazladır. Bir kısmı ise Allah'ın izniyle hayırlarda yarışanlardır. İşte bu fazl’ıl kebîr'dir.” diyor Allahû Tealâ.

Kitabın kimlere miras bırakıldığını söylüyor: “Bu miras bırakılanlardan, kitabın gerçek varisleri fazl’ıl kebîr'in sahipleridir. Büyük fazlın sahipleridir.”

Allahû Tealâ burada fazl’ıl azîm kullanmamış. Fazl’ıl kebîr, yemin sahiplerinin, fazl’ıl azîmin dışında kalanlarıdır. Hayırlarda yarışanlar ulûl'elbab, ihlâs ve salâh makamlarını kapsar. Ama bunlardan fazl’ıl kebîrin sahipleri salâh makamının 1, 2, 3, 4. kademelerinde olanlardır. Fazl’ıl azîmin sahipleri, 5. kademesinde olanlardır.

Öyleyse Allahû Tealâ: “Kitabı Biz onlara miras bıraktık.” diyor yani kitabın tatbikatının, bu insanlar tarafından tahakkuk ettirildiğini söylüyor. Bir kısmı nefsine zulmedenler. Kitabın muhtevasına hizmet etmeyi yani Allah'a ulaşmayı dilemek istemiş ama dileyemeden gitmiş bu dünyadan. İçinden böyle bir talep geçmiş kişinin. Ama gideceği yer ne yazık ki cennet olmuyor. Yani ben de Allah'a ulaşmayı dilesem tarzında bir düşüncenin sahibi olmak başka, ben Allah'a ulaşmayı diliyorum demek başka. Bu dilemek de dil ile değil kalp ile olacak. Dilemeyenlerin kim olurlarsa olsunlar, gidecekleri yer mutlak olarak cehennem. Bunu herkes biliyor. Öyleyse insanların gidecekleri yer cehennem olabilir, cennet olabilir ama kişi Allah'a ulaşmayı dilemediyse gideceği yer muhakkak cehennemdir.

Kitap miras olarak onlara da bırakılmış. Ama mirasa riayet edenler var, mirasa riayet etmeyenler var. Mirasa riayet edenlerden hayırlarda yarışanlar asıl varislerdir. Onlar mirasın kıymetini bilenlerdir. Mirası hayatlarına tatbik edenlerdir. Öyleyse bu insanların içinde hayırlarda yarışanlar ulûl'elbab, ihlâs ve salâh kademesinin bütünüdür. Ama hayırlarda yarışanlardan fazl’ıl kebîr'in sahipleri ulûl'elbab, ihlâs makamının sahipleri ve salâh makamının ilk 4 kademesini ihata eder. Fazl’ıl azîmin sahipleri ise 5. kademeyi ifade eder.

Benzer konular