Allah'a ulaşmayı dileyince derecatı Allah'ın arttırdığı gibi, Allah'a ulaşmayı dilemeyince derecatları azalttığını anlatabilir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » Allah'a ulaşmayı dileyince derecatı Allah'ın arttırdığı gibi, Allah'a ulaşmayı dilemeyince derecatları azalttığını anlatabilir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah'a ulaşmayı dileyince derecatı Allah'ın arttırdığı gibi, Allah'a ulaşmayı dilemeyince derecatları azalttığını anlatabilir misiniz?

Sevgili Efendimiz! Kur'ân’ı sizden öğrendik. Allah'a ulaşmayı dileyince derecatı Allah'ın arttırdığı gibi, Allah'a ulaşmayı dilemeyince derecatları azalttığını anlatabilir misiniz?

İşte Allahû Tealâ Enfâl Suresinin 29. âyet-i kerimesinde diyor ki:

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.

“Ey âmenû olanlar (yani inananlar)! Takva sahibi olun.”

Allah'a ulaşmayı dilemeyen hiç kimse takva sahibi olamaz. İlk takva Allah'a ulaşmayı dilemektir. Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir inanana söylüyor Allahû Tealâ: “Ey âmenû olanlar!” diye. “Ey inananlar! Takva sahibi olun. Allah'a ulaşmayı dileyin ki; Allah size furkanlar versin ve günahlarınızı örtsün.” diyor.

Kim Allah'a ulaşmayı dilerse Allah ona furkanlar verir. Kapalı olan gözlerini açar. Görme hassasının üzerindeki gışaveti alır. Kulaklarındaki vakrayı alır. İşitme hassasının mührünü açar. Kalbinin mührünü açar. Kalbindeki ekinneti, idraki önleyen müesseseyi oradan söküp çıkarır ve kalbe ihbat koyar. İdraki sağlayan bir dizayn. Bu her işlemin ayrı bir furkanla yapılmasını ifade eder. Ve her furkanda bir kısım dereceyi Allahû Tealâ sevap hanesine kaydeder. 7 tane furkan tamamlandığında, o kişinin bütün günahları örtülür. Bunun mânâsı; o kişinin sevapları mutlaka var olacağı için, o kişinin sevapları günahlarından mutlaka fazla olacaktır. Kişinin gideceği yer mutlak olarak cennet olacaktır.

Enfâl Suresi 29. âyet-i kerime: Bu, Allah'a ulaşmayı dileyen kişinin, dilediği takdirde Allah'ın günahlarını örtmesi sebebiyle, o kişinin mutlaka Allah'ın cennetine kavuşacağını ispat eden âyet-i kerime.  

Bir kişi Allah'a ulaşmayı dilemezse ne olur? Allahû Tealâ diyor ki: Kehf Suresi 105. âyet-i kerime:

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.


“Onlar ki Allah'a mülâki olmayı inkâr ederler. Onların amelleri boşa gider.” diyor.

Bunlar Allah'a ulaşmayı dilemeyenler. İnkâr eden kişi, Allah'a ulaşmayı inkâr ediyorsa hiçbir zaman Allah'a ulaşmayı dilemeyecek demektir. Bu Kehf Suresinde, inkâr edenler açısından değerlendirme. Ama Allahû Tealâ Allah'a ulaşmayı dilemeyen kişilerin hüsranda olduğunu söylüyor. Allah'a ulaşmayı dilemeyen kişilerin hüsranda olduğunu söylüyor ve onların amellerinin boşa gittiğini söylüyor, Zumer Suresinin 65. âyet-i kerimesinde.

39/ZUMER-65: Ve lekad ûhıye ileyke ve ilâllezîne min kablike, le in eşrakte le yahbetanne ameluke ve le tekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne).
Ve andolsun ki, sana ve senden öncekilere: “Gerçekten eğer sen şirk koşarsan (Allah’a ulaşmayı dilemezsen), amellerin mutlaka heba olur. Ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.” diye vahyolundu.


Öyleyse, bir insan Allah'a ulaşmayı dilemiyorsa o kişi mutlak olarak hüsrandadır. Hüsranda olanlar, günahları sevaplarından fazla olanlardır. Allahû Tealâ Mu’minûn-103’te, günahları sevaplarından fazla olanların hüsranda olduğunu söylüyor:

23/MU'MİNÛN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.


“Onların gidecekleri yer cehennemdir.” diyor. Hüsranda olanların günahlarının, onu cehenneme götürmesi söz konusu.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ Zumer Suresinin 65. âyet-i kerimesinde, Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin hüsranda olduğunu ve hüsranda olanların bütün sevaplarının yok edileceğini söylüyor, heba olacağını (yok olacağını) söylüyor. Tıpkı bu demin söylediğimiz âyet-i kerimedeki gibi. Yani Kehf Suresinin 105. âyet-i kerimesinde olduğu gibi; “Kim Allah'a mülâki olmayı inkâr ederse, onun amelleri heba olur.” diyor Allahû Tealâ. Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin hüsranda olduğu ifade buyruluyor Mu’minûn Suresinin 103. âyet-i kerimesinde. Hüsranda olanlarınsa amellerinin boşa gideceğini söylüyor Allahû Tealâ, heba olacağını söylüyor. Yani kişi amelleri sebebiyle cennete giremez.

Sevgili kardeşlerim! İşte olaya baktığımız zaman görüyoruz ki; Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes hüsrandadır. Hüsranda olanların amelleri boşa gider. Amelleri boşa giderse o kişinin mutlaka günahları olacağı cihetle, mutlaka o kişi günahları sevaplarından fazla bir insandır. Gideceği yer, Mu’minûn-103’e göre cehennemdir. Hüsranda olanların gidecekleri yer, cehennem. Çünkü onların günahları sevaplarından mutlaka fazla oluyor.

İşte bir taraftan Allahû Tealâ Enfâl Suresinin 29. âyet-i kerimesinde; kim Allah'a ulaşmayı dilerse onların günahlarını örteceğini söylüyor. Bir taraftan da kim Allah'a ulaşmayı dilemezse onların amellerinin boşa gittiğini söylüyor.

O zaman 2 kişi düşünelim. Ekstrem bir misal olsun. Bir kişi 80 yıl yaşamış. 65 yıl ibadet etmiş. İslâm'ın 5 şartını yerine getirmiş ama Allah'a ulaşmayı dilememiş. Onun gideceği yer, o kişi hüsranda olduğu için cehennem. Çünkü Allahû Tealâ onun kazandığı bütün dereceleri örtüyor. Kazandığı bütün dereceler yok ediliyor Allahû Tealâ tarafından. Öbür taraftan başka bir kişi düşünelim. Bir sürü günah işlemiş ama bir gün Allah'a ulaşmayı dilemiş. Ertesi gün de ölmüş. Hiç ibadeti yok. Bu kişi, gideceği yer cennet olan birisidir. Çünkü Allah'a ulaşmayı dilemişse Allah mutlaka onun günahlarını Enfâl-29’a göre örtmüştür. Allah razı olsun.

Benzer konular