Muhammed 2'de ifade edilen âmenû olanların durumlarının düzeltilmesi konusuna açıklık getirir misiniz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » Muhammed 2'de ifade edilen âmenû olanların durumlarının düzeltilmesi konusuna açıklık getirir misiniz?
Muhammed 2'de ifade edilen âmenû olanların durumlarının düzeltilmesi konusuna açıklık getirir misiniz?
Muhammed 2:
vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve âmanû: Onlar ki âmenû olmuşlardır ve nefsi ıslah edici ameller işlemişlerdir.
bi mâ nuzzile alâ muhammedin: Muhammed'e indirilen şeye yani Kur'ân'a îmân edenler.
ve huvel hakku min rabbihim: Ve o, Rabbinden bir haktır yani Kur'ân'ı Kerim.
keffere anhum seyyiâtihim: Allah onların seyyiatlerini örter.
ve asleha bâlehum: Ve durumlarını düzeltip ıslâh etmiştir.
Âmenû olanların durumlarının düzeltilmesi. Amenû olan bir kişi, bu kişi Allah’a ulaşmayı dilemiş. Nefs tezkiyesine başladığına göre, Allah’a ulaşmayı dileyen bu kişi mürşidine de ulaşmış. Nefs tezkiyesi söz konusu olmuş. Ve nefs tezkiyesinin neticesinde o kişiler önceleri Allah’ın yasak ettiği fiilleri işlerken, emrettiklerini gerçekleştirmezken, sonra Allah’ın dizaynını en güzel şekilde gerçekleştiriyor kişi. Zikir yapıyor. Ve Allah’a ulaşmayı dilediği ve mürşidine tâbî olduğu için, bu zikir onun kalbine Allah’ın katından rahmet, fazl ve salavat getiriyor. Ve % 2 rahmetin ardından kalbinde fazıllar toplanmaya başlıyor. Ve kişi nefsini tezkiye ediyor. İşte bu o kişinin durumunun Allahû Tealâ tarafından düzeltilmesidir. Kötüden iyiye doğru bir gidiştir. Daha sonra bu gidiş, fizik vücudun teslimiyle, nefsin teslimiyle asıl hedefine ulaşacak, kişi tamamen islah olacaktır.
47/MUHAMMED-2: Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve âmenû bi mâ nuzzile alâ muhammedin ve huvel hakku min rabbihim keffera anhum seyyiâtihim ve asleha bâlehum.
Âmenû olan ve salih amel (nefsi tezkiye edici ameller) yapanların ve Hz. Muhammed (S.A.V)’e indirdiğimiz Şey’e (Kur’ân-ı Kerim’e) ve O’nun Rab’lerinden bir hak olduğuna inananların günahlarını (Allah) örttü ve onların hallerini ıslâh etti.vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve âmanû: Onlar ki âmenû olmuşlardır ve nefsi ıslah edici ameller işlemişlerdir.
bi mâ nuzzile alâ muhammedin: Muhammed'e indirilen şeye yani Kur'ân'a îmân edenler.
ve huvel hakku min rabbihim: Ve o, Rabbinden bir haktır yani Kur'ân'ı Kerim.
keffere anhum seyyiâtihim: Allah onların seyyiatlerini örter.
ve asleha bâlehum: Ve durumlarını düzeltip ıslâh etmiştir.
Âmenû olanların durumlarının düzeltilmesi. Amenû olan bir kişi, bu kişi Allah’a ulaşmayı dilemiş. Nefs tezkiyesine başladığına göre, Allah’a ulaşmayı dileyen bu kişi mürşidine de ulaşmış. Nefs tezkiyesi söz konusu olmuş. Ve nefs tezkiyesinin neticesinde o kişiler önceleri Allah’ın yasak ettiği fiilleri işlerken, emrettiklerini gerçekleştirmezken, sonra Allah’ın dizaynını en güzel şekilde gerçekleştiriyor kişi. Zikir yapıyor. Ve Allah’a ulaşmayı dilediği ve mürşidine tâbî olduğu için, bu zikir onun kalbine Allah’ın katından rahmet, fazl ve salavat getiriyor. Ve % 2 rahmetin ardından kalbinde fazıllar toplanmaya başlıyor. Ve kişi nefsini tezkiye ediyor. İşte bu o kişinin durumunun Allahû Tealâ tarafından düzeltilmesidir. Kötüden iyiye doğru bir gidiştir. Daha sonra bu gidiş, fizik vücudun teslimiyle, nefsin teslimiyle asıl hedefine ulaşacak, kişi tamamen islah olacaktır.
