Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesinde: "Muhakkak ki biz Allah içiniz." diyenlerin Allah'a ulaşmayı dileyerek âmenû olanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesinde: "Muhakkak ki biz Allah içiniz." diyenlerin Allah'a ulaşmayı dileyerek âmenû olanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesinde: "Muhakkak ki biz Allah içiniz." diyenlerin Allah'a ulaşmayı dileyerek âmenû olanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

"Muhakak ki biz Allah içiniz." diyenler. Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir. Yani Allah’a ulaşmayı dileyerek âmenû olanlardır. Evet söyleyebiliriz. "Allah’a mutlaka ulaşacağız." diyen bu insanlar âmenû olanlardır. Henüz ne mürşidlerine  ulaşmışlardır, ne Allah’a ulaşmışlardır ama âmenû olmuşlardır. "Biz muhakkak ki Allah içiniz, mutlaka O’na ulaşacağız." diyen herkes âmenû olmuştur. Âyete bakalım şimdi beraberce:

2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lânfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).
Dînde zorlama yoktur. irşad yolu (hidayet yolu, Allah’a ulaştıran yol), gayy yolundan (dalâlet yolundan, şeytana, cehenneme ulaştıran yoldan) açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. Artık kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olur, Allah’a ulaştıran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan urvetul vuskaya (sağlam bir kulba, mürşidin eline) tutunmuştur. Allah Sem’î’dir, Alîm’dir.


lâ ikrâhe fîd dîni: Dînde zorlama yoktur.
kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi): İrşad yollarıyla gayy yolları birbirinden kesin şekilde ayrılmıştır.
fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi: Kim tagutu inkâr ederse ve Allah’a âmenû  olursa.  
fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ: O Allah’tan kopması mümkün olmayan bir kulpa sımsıkı yapışır.
vallâhu semîun alîm(alîmun): Allah Sem’î’dir, Alîm’dir. Ve Allah işitir ve bilir.

Burada bir yanlışlık olmuş sevgili kardeşlerim. Aslında Hüseyin’in, "Biz Allah içiniz." diyenlerden bahsettiğine göre, bu âyetin Bakara-256 değil 156 olması lâzım. Bakara-156’da Allahû Tealâ ne diyordu:

2/BAKARA-156: Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O’na döneceğiz (ulaşacağız).” derler.


"Onlar kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman derler ki: "Muhakkak ki  biz Allah içiniz ve mutlaka Allah'a ulaşacağız."

Ondan sonra ki âyet-i kerimede (157’de de)  Allahû Tealâ’da diyor ki:

2/BAKARA-157: Ulâike aleyhim salâvâtun min rabbihim ve rahmetun ve ulâike humul muhtedûn(muhtedûne).
İşte onlar (dünya hayatında Allah’a mutlaka döneceklerinden emin olanlar) ki Rab’lerinden salâvât ve rahmet onların üzerinedir. İşte onlar, onlar hidayete ermiş olanlardır.


"İşte hidayete erecek olanlar onlardır. Allah'ın rahmeti ve salâvâtı onların üzerinedir." Bakara Suresinin 156. âyet-i kerimesinde: "Muhakkak ki biz Allah içiniz." diyenler, evet Allah'a ulaşmayı dileyerek âmenû olanlardır.
Âyet 256 değil 156 olacak.

Benzer konular