Enfâl-29'da geçen âmenûların henüz takva sahibi olmamış yani Allah'a ulaşmayı dilememiş insanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » Enfâl-29'da geçen âmenûların henüz takva sahibi olmamış yani Allah'a ulaşmayı dilememiş insanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Enfâl-29'da geçen âmenûların henüz takva sahibi olmamış yani Allah'a ulaşmayı dilememiş insanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

"29 Haziran 2004 tarihli kul olmak sohbetinizde, âmenû olamak kavramı ile ilgili olarak anlattıklarınızdan, Kur'ân-ı Kerim'de iki tip insanın âmenû olanlar şekilde nitelendirildiğini, bunlardan bir tanesinin sadece Allah'a inanan, diğerinin ise Allaha inanan ve Allah'a ulaşmayı dileyerek takva sahibi olan, böylece mü’min olan asıl âmenû olanlar şeklinde anladık.” diyor (doğru bir anlayış). Eğer doğru anlamışsak, Enfâl Suresinin 29. âyet-i kerimesinde geçen âmenû olarak nitelendirilen insanların, âyet-i kerimenin devamında, “Eğer takva sahibi olursanız, Allah size hak ve bâtılı ayırt edecek furkanlar verir ve sizin günahlarınızı örter.” denmesi sebebi ile Allah'a inanan ama henüz takva sahibi olmamış yani Allah'a ulaşmayı dilememiş insanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
 
Evet, orada durum aynen böyledir. Enfâl-29'da Allahû Tealâ diyor ki:

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.


"yâ eyyuhellezîne âmenû: Ey âmenû olanlar! Yani Allah'a karşı îmân sahipleri, Allah'a inananlar."

Ama burada ki inanmak birinci basamağı ifade etmiyor. Allah'a ulaşmayı dileme muhtevası yok burada.

"in tettekullâhe: Eğer Allah'a karşı takva sahibi olursanız."

Ne zaman başlıyor takva sahibi olmak? Allah'a ulaşmayı dilediğiniz an. Öyleyse henüz Allah'a karşı takva sahibi olmamışlar ama âmenû olmuşlar insanlar. Allah'a âmenû olmuşlar, Allah'a inanmışlar, Allah'ın kitaplarına inanmışlar ama Allah'a ulamayı dilememişler.

Allahû Tealâ diyor ki:
 
“Eğer takva sahibi olursanız, (yec’al lekum furkânen) Allah size furkanlar kılar.  
ve yukeffir ankum seyyiâtikum: Ve sizden seyyiatinizi örter.  

Allah'a ulaşmayı dilediğiniz takdirde mümkün bu.

"ve yagfir lekum: Daha sonra sizin  günahlarınızı  mağfiret eder  sevaba çevirir.  
vallâhu zul fadlil azîm: Ve Allah, büyük fazl sahibidir.” diyor.

Gerçekten üç ayrı cephede furkanlar veriyor Allahû Tealâ. 7 furkan ve kişinin bütün günahlarını da örtüyor. Burada ki “âmenû” kelimesi,  Allah'a ulaşmayı henüz dilememiş olan ama Allah'a inanmış olan kişi, “âmenû lillahi:  Allah'a inanan kişi."

Âyetlerin gelişinden hangisinde sadece Allahû Tealâ'nın, Allah'a inanmış olan bir kişiden bahsettiğini, Allah'a ulaşmayı henüz dilememiş bir kişiden bahsettiğini, hangisinde de Allah'a inanmış ve Allah'a ulaşmayı dilemiş bir kişiden bahsettiğini hemen görmek mümkün sevgili kardeşlerim.

Benzer konular