Nisâ Suresi 136. âyet-i kerimesindeki âmenû hangi âmenû sınıfına giriyor, açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âmenû » Nisâ Suresi 136. âyet-i kerimesindeki âmenû hangi âmenû sınıfına giriyor, açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nisâ Suresi 136. âyet-i kerimesindeki âmenû hangi âmenû sınıfına giriyor, açıklar mısınız?

Nisâ 136:

4/NİSÂ-136: Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâhi ve resûlihî vel kitâbillezî nezzele alâ resûlihî vel kitâbillezî enzele min kabl(kablu). Ve men yekfur billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulihî vel yevmil âhıri fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîden).
Ey âmenû olanlar! Allah'a ve O'nun Resûl'üne ve Resûl'üne indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği Kitab'a îmân edin. Ve kim, Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, resûllerini ve yevm'il âhiri (sonraki ahir gününü) inkâr ederse, o taktirde uzak bir dalâletle sapmış olur.


yâ eyyuhellezîne âmenû: Ey âmenû olanlar!
âminû billâhi: Allah'a âmenû olmayı.
ve resûlihî: O'nun Resûl'üne âmenû olmayı.
vel kitâbillezî nezzele alâ resûlihî: Ve Resûl'üne indirdiği Kitap'a îmân etmeyi.
vel kitâbillezî enzele min kabl (kablu): Ve ondan evvel indirilen kitaplara îmân etmeyi.
ve men yekfur billâhi: Kim Allah'ı inkâr ederse.
ve melâiketihî: Ve meleklerini.
ve kutubihî: Ve kitaplarını.
ve rusulihî: Ve resûllerini.
vel yevmil âhıri: Ve Allah'a dünya hayatını yaşarken ulaşmayı.
fe kad dalle dalâlen baîdâ (baîden): Onlar uzak bir dalâlet içindedirler.    

Dikkat edin, başka insanları yoldan çıkaranlara da Allahû Tealâ uzak bir dalâlet içindedir diyordu Nisâ 167’de ve 168’de:

4/NİSÂ-167: İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden).
Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah’ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.

4/NİSÂ-168: İnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfira lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan).
Muhakkak ki inkâr edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah’a ulaştıran Sıratı Mustakîm’e) hidayet edecek değildir.


Burada da “Allah’a (1), meleklerine (2), kitaplarına (3) ve resûllerine(4) ve Allah’a mülaki olma gününü kim inkar ederse, onlar uzak bir dalâlet içindedirler.” diyor Allahû Tealâ. Burada aynı şey var; Allah’a ulaşma gününü inkar etmek demek, bütün insanları Allah’ın yolundan men etmek demektir.

Burada “Allah’a îmân edin, Resûl'üne îmân edin ve o kitapları ki O Resûl'ün üzerine indirilmiştir; O'na îmân edin ve O kitapları ki O’ndan önce indirmiştir, onlara da îmân edin.” diyor Allahû Tealâ.

Burada kitaplara îmân etmek iki ayrı açıdan değerlendirilebilir. Kişi “Bu kitap Allah tarafından indirilmiştir.” diye sadece îmân eder. Bir de kitabı inceler, bakar ki Kitap Allah’a ulaşmayı dilemekle başlıyor. Kişinin inancı Allah’a ulaşma dileğine muhtevi ise o kişi 1. derecede âmenû olan kişidir. Eğer bu seviyeden sonra mürşidine ulaşmışsa, tâbî olmuşsa 2. seviyededir. Burada Allahû Tealâ'nın âmenûden kastı, aşağıda cehenneme gidecek olanları kesin olarak açıkladığına göre, buradaki âmenû kelimesi, mutlaka Allah’ın kitaplarına inanmaktan başka Allah’a, resûllerine, kitaplarına ve bu Resûl'den (Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den) evvelki indirdiği kitaplara inanan kişi ise, bu mutlaka o kitaplardan en azından Kur’ân-ı inceleyen ve de oradaki Allah’a ulaşma talebini gören değerlendiren birisidir diye görünüyor.


Benzer konular