Fetih 4’de belirtilen imanın artması konusunu ve yerlerin ve göklerin orduları ve bu orduların Allahû Tealâ’yla olan ilişkisini izah eder misiniz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » Fetih 4’de belirtilen imanın artması konusunu ve yerlerin ve göklerin orduları ve bu orduların Allahû Tealâ’yla olan ilişkisini izah eder misiniz?
Fetih 4’de belirtilen imanın artması konusunu ve yerlerin ve göklerin orduları ve bu orduların Allahû Tealâ’yla olan ilişkisini izah eder misiniz?
Fetih-4:
huvellezî enzeles sekînete fî kulûbil mu’minîne: O’dur ki mü’minlerin kalbine sekinneti indirmiştir. (Onların kalplerine, mü’minlerin kalplerine O’dur ki (O Yüce Allah’tır ki) sekinneti indirmiştir; indiren O’dur.)
li yezdâdû îmânen mea îmânihim: Îmânlarını îmân ile arttırmak için.
(yezdâdû îmânen mea îmânihim: Îmânlarını îmân ile tezyid etmek için, arttırmak için.)
ve lillâhi cunûdus semâvâti vel ard: Ve göklerin ve yerlerin orduları Allah’ındır.
ve kânallâhu alîmen hakîmâ: Allah bilir ve hikmet sahibidir.
Kardeşimiz, “Fetih-4’de belirtilen îmânın artması konusunu açıklar mısınız?” diyor.
Allahû Tealâ: “Mü’minlerin îmânlarını arttırmak için kalplerine sekinneti indiren O’dur.” diyor.
Buradaki seviye, 14. basamak. Mürşidimize ulaştığımız, önünde tâbî olduğumuz o basamak ve ne olur? Tâbî olduğumuz zaman Allah, nefsimizin kalbine îmân kelimesini yazar. Burada geçen îmân kelimesi hem kalbimize yazılan îmânı hem de kişinin îmân seviyesini anlatıyor. Kalbimize Allah’ın yazdığı o îmân kelimesi bir kutup oluşturur, manyetik alan oluşturur. Bu manyetik alan fazılları kendisine çeker ve artık nefsin kalbinde %2 rahmet birikimini aşmıştır kişi, 14. basamağa ulaşmıştır. Artık fazl birikimi başlayacaktır; %98’e kadar yükselecek bir fazl birikimi.
İşte Allah’ın katından insanların kalplerine sekinnet gelmesinin birinci faktörü; savaş sırasında insanların kalplerine huzur vermek. Buradaki mânâsı ise hem o istikamette; ordulardan da bahsettiği için harpte sekinnet vermek hem de Allah’ın katından gelen fazılların insanın nefsinin kalbine îmân kelimesinin yazılmasıyla gelip orada yerleşmeye başlamaları. Böyle insanlara Allahû Tealâ, “îmânı artan mü’min” diyor. Kişinin îmânını ne zaman arttırır? Kalbine îmân yazarak Allahû Tealâ, kişinin îmânını arttırır ve bu noktadan itibaren nefs tezkiyesi başlar. Ondan evvel başlayan nefs tezkiyesinin öncü kuvvetleri olan Allah’ın Rahîm esmasıyla tecellisinin neticesi olan rahmet nurlarının kalbe girdiğini gösterir. Rahmet nurları Rahîm esmasının tecellisi olduğunu ispat için nefsin kalbine girer, %2 olarak. Ondan sonra gelenler artık fazıllardır. Ve bu kişi, bu noktada îmânı artan bir mü’min olur.
48/FETİH-4: Huvellezî enzeles sekînete fî kulûbil mu’minîne li yezdâdû îmânen mea îmânihim, ve lillâhi cunûdus semâvâti vel ard(ardı), ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).
Mü’minlerin kalplerine, îmânlarını îmân ile artırsınlar diye sekîneti indiren, O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Ve Allah; Alîm’dir, Hakîm’dir.huvellezî enzeles sekînete fî kulûbil mu’minîne: O’dur ki mü’minlerin kalbine sekinneti indirmiştir. (Onların kalplerine, mü’minlerin kalplerine O’dur ki (O Yüce Allah’tır ki) sekinneti indirmiştir; indiren O’dur.)
li yezdâdû îmânen mea îmânihim: Îmânlarını îmân ile arttırmak için.
(yezdâdû îmânen mea îmânihim: Îmânlarını îmân ile tezyid etmek için, arttırmak için.)
ve lillâhi cunûdus semâvâti vel ard: Ve göklerin ve yerlerin orduları Allah’ındır.
ve kânallâhu alîmen hakîmâ: Allah bilir ve hikmet sahibidir.
Kardeşimiz, “Fetih-4’de belirtilen îmânın artması konusunu açıklar mısınız?” diyor.
Allahû Tealâ: “Mü’minlerin îmânlarını arttırmak için kalplerine sekinneti indiren O’dur.” diyor.
Buradaki seviye, 14. basamak. Mürşidimize ulaştığımız, önünde tâbî olduğumuz o basamak ve ne olur? Tâbî olduğumuz zaman Allah, nefsimizin kalbine îmân kelimesini yazar. Burada geçen îmân kelimesi hem kalbimize yazılan îmânı hem de kişinin îmân seviyesini anlatıyor. Kalbimize Allah’ın yazdığı o îmân kelimesi bir kutup oluşturur, manyetik alan oluşturur. Bu manyetik alan fazılları kendisine çeker ve artık nefsin kalbinde %2 rahmet birikimini aşmıştır kişi, 14. basamağa ulaşmıştır. Artık fazl birikimi başlayacaktır; %98’e kadar yükselecek bir fazl birikimi.
İşte Allah’ın katından insanların kalplerine sekinnet gelmesinin birinci faktörü; savaş sırasında insanların kalplerine huzur vermek. Buradaki mânâsı ise hem o istikamette; ordulardan da bahsettiği için harpte sekinnet vermek hem de Allah’ın katından gelen fazılların insanın nefsinin kalbine îmân kelimesinin yazılmasıyla gelip orada yerleşmeye başlamaları. Böyle insanlara Allahû Tealâ, “îmânı artan mü’min” diyor. Kişinin îmânını ne zaman arttırır? Kalbine îmân yazarak Allahû Tealâ, kişinin îmânını arttırır ve bu noktadan itibaren nefs tezkiyesi başlar. Ondan evvel başlayan nefs tezkiyesinin öncü kuvvetleri olan Allah’ın Rahîm esmasıyla tecellisinin neticesi olan rahmet nurlarının kalbe girdiğini gösterir. Rahmet nurları Rahîm esmasının tecellisi olduğunu ispat için nefsin kalbine girer, %2 olarak. Ondan sonra gelenler artık fazıllardır. Ve bu kişi, bu noktada îmânı artan bir mü’min olur.
Fetih-4’te belirtilen yerlerin ve göklerin orduları ve bu orduların Allahû Tealâ’yla olan ilişkisini izah eder misiniz?
Bu ordular, dünya üzerindeki ordular. Allah’ın ordularıyla şeytanın orduları. Son savaşa doğru gidecek dünya. İllüminatinin dizaynı içerisindeki şeytanın tarafıyla Allah’ın dostlarının bir araya gelmesi savaşa neden olacaktır. Ve burada; oradaki savaşta yerlerin ve göklerin fizik standartlardaki orduları var. Burada ise göklerin orduları Allah’ın katından gelen rahmet, fazl ve salâvât nurlarıdır. Allah’ın katından birbiri ardından gelir. Nefsin kalbine gelir, girer. Nefsin kalbine yerleşir. Yerleşince de yerlerin orduları olurlar. Allahû Tealâ: “Yerlerin ve göklerin orduları” demekle hem savaştaki fizik standartlardaki askerleri kastediyor hem de Allah’ın katından gelip de Allah’ın, göklerin ordularıyken kalbe gelip yerleşince yerlerin orduları haline gelen nurlardan bahsediyor.
Bu ordular, dünya üzerindeki ordular. Allah’ın ordularıyla şeytanın orduları. Son savaşa doğru gidecek dünya. İllüminatinin dizaynı içerisindeki şeytanın tarafıyla Allah’ın dostlarının bir araya gelmesi savaşa neden olacaktır. Ve burada; oradaki savaşta yerlerin ve göklerin fizik standartlardaki orduları var. Burada ise göklerin orduları Allah’ın katından gelen rahmet, fazl ve salâvât nurlarıdır. Allah’ın katından birbiri ardından gelir. Nefsin kalbine gelir, girer. Nefsin kalbine yerleşir. Yerleşince de yerlerin orduları olurlar. Allahû Tealâ: “Yerlerin ve göklerin orduları” demekle hem savaştaki fizik standartlardaki askerleri kastediyor hem de Allah’ın katından gelip de Allah’ın, göklerin ordularıyken kalbe gelip yerleşince yerlerin orduları haline gelen nurlardan bahsediyor.
