Kur’ân’da Allah, anlattığınız temel farzları emretmesine rağmen, neden bunlardan habersiz olmuşum?
Anasayfa » Ana Sayfa » İslâm » Kur’ân’da Allah, anlattığınız temel farzları emretmesine rağmen, neden bunlardan habersiz olmuşum?
Kur’ân’da Allah, anlattığınız temel farzları emretmesine rağmen, neden bunlardan habersiz olmuşum?
“Benim merak ettiğim; Kur’ân’da Allah, anlattığınız temel farzları emretmesine rağmen, neden bunlardan habersiz olmuşum?”
Sadece siz mi sevgili kardeşlerim? O yazıyı okuduğum kardeşimiz de aynı standartlarda. Allah’ın söylediklerinden hiç haberdar değil. Ne kadar güzel söylüyorsun, sevgili kardeşim!
“Neden bunlardan habersiz kalmışım?” diyorsun.
İşte bunlar da böyle. Bunlardan habersiz. Yetmez, Diyanet İşleri Teşkilâtı’nın büyük kısmı bunlardan habersiz. Yetmez, İlâhiyat fakültesindeki profesörlerin, doçentlerin, asistanların büyük kısmı bunlardan habersiz, %90’dan fazlası. Öğrencilerin de %90’dan fazlası habersiz. Ol mâhîler ki derya içredir. Deryayı bilmezler. Ve bütün o insanlara dînlerini öğretmekle mükellefiz.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Diyor ki kardeşimiz: “Bu zamana kadar bu gafleti ve sebeplerini açıklar mısınız?”
Bu gafletin arkasında sadece şeytan var. İnsanların bunları bilmeleri halinde, bütün insanlar Allah’a ulaşmayı dileyecek. Hepsi cennete gidecekler. İşte buna mâni olabilmek için iblisin, Allahû Tealâ diyor ki:
“Sen, Kur’ân’ı değiştiremezsin.”
Kur’ân’ın kendisi tarafından değiştirilemeyeceğini çok iyi biliyor. Ne yapması lâzım? Kur’ân’ı unutturması lâzım. Kur’ân’daki hakikatleri insanlara unutturması lâzım. 14 asırdan beri buna uğraşıyor. Bugün, bunu net olarak başarmış durumda.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Gelen haber bunu gösteriyor ki; zamanımız dolmuş. Sevgili kardeşlerim! Allah hepinizden razı olsun. Bu bapta söylemek istediklerimizin hepsini, suallere tamamen huzurlarınızda cevap veremedik. Ama geri kalanları inşaallah gene bizden alacaksınız. Nur TV’de bütün suallerinizin cevabı inşaallah yayınlanacak.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allah’a sonsuz hamd ve şükrederiz ki; bir defa daha Allah’ın bir zikir sohbetinde birlikte olduk. Bu birliktelik sevgili kardeşlerim, bize büyük mutluluklar verdi. Her ne kadar bazı kardeşlerimiz sürçü lisan ettilerse de bu, onların ilim seviyeleri itibariyle tabii bir olgudur.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Biz, insanların dost kılınması için, birbirlerine düşman olması için değil, birbirlerine dost olmaları için, Allah yolunda el ele, gönül gönüle, Osmanlı zamanındaki gibi bir mutluluk çağını yaşamak için buradayız. Ve bu çağ mutlaka yaşanacaktır. Hidayet Çağı’na hamdolsun ki girdik. Böyle insanların varlığı neticeyi değiştiremez. Düşmanlar bir gün mutlaka dost olacaktır.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allah’ın huzurunda hepinizi selâmlıyoruz. Ve de hepinizin sonsuz mutluluklara ulaşmasını Yüce Rabbimizden diliyoruz.
Sadece siz mi sevgili kardeşlerim? O yazıyı okuduğum kardeşimiz de aynı standartlarda. Allah’ın söylediklerinden hiç haberdar değil. Ne kadar güzel söylüyorsun, sevgili kardeşim!
“Neden bunlardan habersiz kalmışım?” diyorsun.
İşte bunlar da böyle. Bunlardan habersiz. Yetmez, Diyanet İşleri Teşkilâtı’nın büyük kısmı bunlardan habersiz. Yetmez, İlâhiyat fakültesindeki profesörlerin, doçentlerin, asistanların büyük kısmı bunlardan habersiz, %90’dan fazlası. Öğrencilerin de %90’dan fazlası habersiz. Ol mâhîler ki derya içredir. Deryayı bilmezler. Ve bütün o insanlara dînlerini öğretmekle mükellefiz.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Diyor ki kardeşimiz: “Bu zamana kadar bu gafleti ve sebeplerini açıklar mısınız?”
Bu gafletin arkasında sadece şeytan var. İnsanların bunları bilmeleri halinde, bütün insanlar Allah’a ulaşmayı dileyecek. Hepsi cennete gidecekler. İşte buna mâni olabilmek için iblisin, Allahû Tealâ diyor ki:
15/HİCR-9: İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).
Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim’i), Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz.“Sen, Kur’ân’ı değiştiremezsin.”
Kur’ân’ın kendisi tarafından değiştirilemeyeceğini çok iyi biliyor. Ne yapması lâzım? Kur’ân’ı unutturması lâzım. Kur’ân’daki hakikatleri insanlara unutturması lâzım. 14 asırdan beri buna uğraşıyor. Bugün, bunu net olarak başarmış durumda.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Gelen haber bunu gösteriyor ki; zamanımız dolmuş. Sevgili kardeşlerim! Allah hepinizden razı olsun. Bu bapta söylemek istediklerimizin hepsini, suallere tamamen huzurlarınızda cevap veremedik. Ama geri kalanları inşaallah gene bizden alacaksınız. Nur TV’de bütün suallerinizin cevabı inşaallah yayınlanacak.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allah’a sonsuz hamd ve şükrederiz ki; bir defa daha Allah’ın bir zikir sohbetinde birlikte olduk. Bu birliktelik sevgili kardeşlerim, bize büyük mutluluklar verdi. Her ne kadar bazı kardeşlerimiz sürçü lisan ettilerse de bu, onların ilim seviyeleri itibariyle tabii bir olgudur.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Biz, insanların dost kılınması için, birbirlerine düşman olması için değil, birbirlerine dost olmaları için, Allah yolunda el ele, gönül gönüle, Osmanlı zamanındaki gibi bir mutluluk çağını yaşamak için buradayız. Ve bu çağ mutlaka yaşanacaktır. Hidayet Çağı’na hamdolsun ki girdik. Böyle insanların varlığı neticeyi değiştiremez. Düşmanlar bir gün mutlaka dost olacaktır.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allah’ın huzurunda hepinizi selâmlıyoruz. Ve de hepinizin sonsuz mutluluklara ulaşmasını Yüce Rabbimizden diliyoruz.
Benzer konular
