Mü’min olmakla takva ehli olmak aynı mı, ayrı mı anlamlar ifade eder?

Anasayfa » Ana Sayfa » Takva » Mü’min olmakla takva ehli olmak aynı mı, ayrı mı anlamlar ifade eder?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mü’min olmakla takva ehli olmak aynı mı, ayrı mı anlamlar ifade eder?

Hayır, aynı! Mü’min olmak da 7 safha içerir. Aynı safhalarda, 7 kademe mü’min olmak vardır ama Allahû Tealâ; Kur’ân-ı Kerim’de, sadece inanıp da Allah’a ulaşmayı dilemeyenlere de gene “mü’min” adını kullanıyor. Ama onların kurtulamayacağı da ifade ediliyor. Yani Kur’ân-ı Kerim’de mü’min olmak; 7 kademe değil, 8 kademe içeriyor. Bunlardan 7’si; Allah’a ulaşmayı dilemekten başlayarak, 7 safha, 7 tane mü’min olmayı ifade ediyor. Bunlar Allah’a ulaşmayı dileyen mü’minler. Bir de gene Allah’a inanan ama Allah’a inandığı için kurtulacağını zanneden ama kurtulması mümkün olmayan insanlar var!

Kardeşlerim! Bu, bir inanç haline gelmiş ülkemizde ve dünyadaki İslâm’da. Zannediyorlar ki; “Allah’a inanıyorlar.” diye Allah’ın cennetine gidecek. Çünkü kıyâmet günü, Peygamber Efendimiz (S.A.V) onlara şefaat edecek.

Böyle bir şey yok! Şefaat, bu dünya üzerinde ve kişi; Allah’a ulaşmayı dilediği takdirde, mürşidine ulaştığı takdirde gerçekleşen bir olaydır. Herşey ne kadar yanlış anlaşılmış. Nasıl, insanlar ham hayallerle kurtulacaklarını zannediyorlar. Topyekûn, kitle halinde cehenneme doğru gidiyor insanımız! Farkında değil misiniz sevgili kardeşlerim?

Öyleyse Mulk Suresinin 8, 9, 10. âyetlerinde Allahû Tealâ’nın ifade ettiği: “Kıyâmet günü, cehennem neredeyse gayzından köpürecek gibi olur. Cehennem bekçileri, kapıya gelen (kapıda birikmiş olan) kâfirlere kapıyı açarak derler ki: ‘Allah’ın nezirleri, size gelip de size Allah’ın âyetlerini söylemediler mi? (yani âmenû olanları müjdelemediler mi? Âmenû olmayanları (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri,) onları ihtar etmediler mi? İnzar etmediler mi?)’ Onlar da (cehenneme girenler) derler ki: ‘Geldiler ama:

1-Biz, onlara inanmadık.
2-Allah hiçbir şey indirmemiştir ve biz, sizi dalâlette görüyoruz.’ dedik.” diyor Allahû Tealâ.

67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun).
(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu.

67/MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).
Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.”

67/MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).
Ve: “Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.” dediler.


Burada: “Allah hiçbir şey indirmemiştir.” dediklerine göre; bu insanlar, Allah’ın varlığını kesin olarak biliyorlar ama kitap indirmeyeceği kanısındalar. Öyleyse işte bunlar da Allahû Tealâ’ya inananlar ama gittikleri yerin cehennem olduğu da bu âyette kesinleşiyor.

Benzer konular