Âli İmrân Suresinin 19 ve 85. âyet-i kerimelerine göre dînin 4 teslim ile Allah'a teslim olmak olduğunu biliyoruz. Bu teslimlerin Rûm Suresinin 30 ve 31. âyetlerinde ifade edilen hanif fıtratıyla olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?
Anasayfa » Ana Sayfa » Takva » Âli İmrân Suresinin 19 ve 85. âyet-i kerimelerine göre dînin 4 teslim ile Allah'a teslim olmak olduğunu biliyoruz. Bu teslimlerin Rûm Suresinin 30 ve 31. âyetlerinde ifade edilen hanif fıtratıyla olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?
Âli İmrân Suresinin 19 ve 85. âyet-i kerimelerine göre dînin 4 teslim ile Allah'a teslim olmak olduğunu biliyoruz. Bu teslimlerin Rûm Suresinin 30 ve 31. âyetlerinde ifade edilen hanif fıtratıyla olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?
Âli İmrân-19 ve 85’e bakıyoruz şimdi:
inned dîne indâllâhil islâm(islâmu): Allah’ın indinde dîn muhakkak ki; İslâm’dır.
ve mahtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumulılmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb(hısâbı): O kitap verilen kimseler, kendilerine ilim geldikten sonra sırf kendi aralarındaki ihtiras yüzünden ihtilâfa düştüler. Kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse (bilsin ki;) Allah, SERİ'UL HİSAB'tır.”
Âli İmrân-85:
“Kim İslâm'dan başka bir dîn ararsa (isterse) ibtiga ederse ve o dîn kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette HASİRÎN'lerden (HÜSRAN'da olanlardan) olacaktır.”
Burada İslâm’dan muradın; ruhun Allah'a ulaştırılmasıyla başlayan bir müessese olduğu kesinlik kazanıyor. Çünkü hüsran giriyor devreye. Sadece Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin bulunduğu durum; Allah'a ulaşmayı dilemeyenler, İslâm’ın dışındakiler. Rûm-30:
fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen): Kendini hanif olarak dîne doğrult.
fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ: Allah'ın hanif fıtratıyla ki; Allah insanları hanif fıtratıyla yaratmıştır.
lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi): Allah'ın yarattıklarında değişiklik göremezsin. Yani ne insanları hanif fıtratıyla yaratmaktan vaz geçer ne de kâinatın tek dîni olan hanif dîninin dışında başka bir dîni Allahû Tealâ insanlara verir. Ne dîni değişir ne de sadece o dîni yaşayabilecek olan hanif fıtratı o dîni sadece o dini yaşayacak olan özelliği değişir kişinin.
zâliked dînul kayyimu: İşte Kayyum olan dîn budur.
ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne): Ama insanların çoğu bilmezler.
Rûm-31:
munîbîne ileyhi: O'na dön. O’na ulaş. Allah'a ulaşmayı dile.
munîbîne ileyhi: O'na yönel, O’na ulaşmayı dile.
vettekûhu: Ve takva sahibi ol.
ve ekîmûs salâte: Ve namaz kıl.
ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne): Ve müşriklerden olma.
“Âli İmrân Suresinin 19 ve 85. âyet-i kerimelerine göre dînin 4 teslim ile Allah'a teslim olmak olduğunu biliyoruz. Bu teslimlerin Rûm Suresinin 30 ve 31. âyetlerinde ifade edilen hanif fıtratıyla olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?”
Rûm Suresinin 30 ve 31. âyetleri evvelâ hanif dînini anlatıyor. Sonra da Allah'a ulaşmayı dileyerek kişinin takva sahibi olmasını ve şirkten kurtulmasını anlatıyor. Âli İmrân-85’de geçen hüsranda olma müessesesi şirkte olmakla aynı paralelde. Kim Allah'a ulaşmayı dilemezse o kişinin kazandığı dereceler itibariyle gideceği yerin cehennem olduğunu söylediğine göre Allahû Tealâ Yûnus-7 ve 8’de:
Ve hüsranda olanlar kaybettikleri dereceler kazandıkları derecelerden fazla olanlar olduğuna göre ve İslâm’dan başka dîn arayanların hüsranda olanlar olacağı kesinleştiğine göre Allahû Tealâ’nın İslâm’dan muradı; Allah'a ulaşmayı dilemekle başlayan bir teslimler dizisi. Ama Allahû Tealâ’nın âyetlerini inkâr etme müessesesinde evvelâ Allah'a ulaşmayı inkâr etmek yer alıyor. Ulaşmayı, Allah'a ulaşmayı inkâr edenlerin ise takva sahibi olmaları Allah'a ulaşmayı dilemeleri mümkün değil. Onlar şirkte kalmaya mahkûmlar.
Hanif fıtratı; insanların ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah'a teslim etmesini mümkün kılan bütün insanların fıtratının adı. Âli İmrân Suresinin 19. âyet-i kerimesi ve 85. âyet-i kerimesi 4 teslim ile Allah'a teslim olmayı ifade etmiyor. Bu muhteva sadece İslâm kelimesiyle alâkalı. Eğer İslâm kelimesinin mânâsından hareket ederek buraya varıyorsak İslâm gerçekten ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimi demektir.
Öyleyse açıkça Allahû Tealâ açıkça 4 teslimden bahsetmiyor ama İslâm kelimesini kullandığına göre bu, 4 teslimden bahsetmek bizim için mümkündür. İslâm’ın muhtevasını bilen herkes bilir ki İslâm; ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimini ihata eder. Bütün sahâbe bunları gerçekleştirmiştir. Rûm-30’da da hanif dîni ifade ediliyor. Hanif dîni; İslâm dîni. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in Kur’ân’daki dîninin adı: İslâm dîni. Ve buradaki muhtevaya baktığımız zaman İslâm dîni ve hanif dîni aynı dîn olduğu cihetle Rûm-30’la- 31’i de dâhil edebiliriz. Âli İmrân Suresinin 19 ile 85 arasında bir ilişkiden bahsetmek mümkündür.
3/ÂLİ İMRÂN-19: İnned dîne indâllâhil islâm(islâmu), ve mâhtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb(hısâbı).
Muhakkak ki Allah'ın indinde dîn, İslâm'dır (teslim dînidir). Kendilerine kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hased sebebiyle ihtilâfa düştüler. Ve kim Allah'ın âyetlerini örterse (inkâr ederse), o taktirde, muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.
inned dîne indâllâhil islâm(islâmu): Allah’ın indinde dîn muhakkak ki; İslâm’dır.
ve mahtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumulılmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb(hısâbı): O kitap verilen kimseler, kendilerine ilim geldikten sonra sırf kendi aralarındaki ihtiras yüzünden ihtilâfa düştüler. Kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse (bilsin ki;) Allah, SERİ'UL HİSAB'tır.”
Âli İmrân-85:
3/ÂLİ İMRÂN-85: Ve men yebtegi gayral islâmi dînen fe len yukbele minhu, ve huve fîl âhirati minel hâsirîn(hâsirîne).
Ve kim İslâm'dan başka bir dîn ararsa, o taktirde kendisinden asla kabul edilmez ve o, ahirette "hüsranda olanlar"dan olur.“Kim İslâm'dan başka bir dîn ararsa (isterse) ibtiga ederse ve o dîn kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette HASİRÎN'lerden (HÜSRAN'da olanlardan) olacaktır.”
Burada İslâm’dan muradın; ruhun Allah'a ulaştırılmasıyla başlayan bir müessese olduğu kesinlik kazanıyor. Çünkü hüsran giriyor devreye. Sadece Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin bulunduğu durum; Allah'a ulaşmayı dilemeyenler, İslâm’ın dışındakiler. Rûm-30:
30/RÛM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfen, fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâhi, zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseran nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Artık hanif olarak kendini (vechini) dîn için ikame et, Allah’ın hanif fıtratıyla ki;
Allah, insanları onun üzerine (hanif fıtratıyla) yaratmıştır. Allah’ın yaratmasında
değişme olmaz. Kayyum olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak)
dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen): Kendini hanif olarak dîne doğrult.
fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ: Allah'ın hanif fıtratıyla ki; Allah insanları hanif fıtratıyla yaratmıştır.
lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi): Allah'ın yarattıklarında değişiklik göremezsin. Yani ne insanları hanif fıtratıyla yaratmaktan vaz geçer ne de kâinatın tek dîni olan hanif dîninin dışında başka bir dîni Allahû Tealâ insanlara verir. Ne dîni değişir ne de sadece o dîni yaşayabilecek olan hanif fıtratı o dîni sadece o dini yaşayacak olan özelliği değişir kişinin.
zâliked dînul kayyimu: İşte Kayyum olan dîn budur.
ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne): Ama insanların çoğu bilmezler.
Rûm-31:
30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.munîbîne ileyhi: O'na dön. O’na ulaş. Allah'a ulaşmayı dile.
munîbîne ileyhi: O'na yönel, O’na ulaşmayı dile.
vettekûhu: Ve takva sahibi ol.
ve ekîmûs salâte: Ve namaz kıl.
ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne): Ve müşriklerden olma.
“Âli İmrân Suresinin 19 ve 85. âyet-i kerimelerine göre dînin 4 teslim ile Allah'a teslim olmak olduğunu biliyoruz. Bu teslimlerin Rûm Suresinin 30 ve 31. âyetlerinde ifade edilen hanif fıtratıyla olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?”
Rûm Suresinin 30 ve 31. âyetleri evvelâ hanif dînini anlatıyor. Sonra da Allah'a ulaşmayı dileyerek kişinin takva sahibi olmasını ve şirkten kurtulmasını anlatıyor. Âli İmrân-85’de geçen hüsranda olma müessesesi şirkte olmakla aynı paralelde. Kim Allah'a ulaşmayı dilemezse o kişinin kazandığı dereceler itibariyle gideceği yerin cehennem olduğunu söylediğine göre Allahû Tealâ Yûnus-7 ve 8’de:
10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.
10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).Ve hüsranda olanlar kaybettikleri dereceler kazandıkları derecelerden fazla olanlar olduğuna göre ve İslâm’dan başka dîn arayanların hüsranda olanlar olacağı kesinleştiğine göre Allahû Tealâ’nın İslâm’dan muradı; Allah'a ulaşmayı dilemekle başlayan bir teslimler dizisi. Ama Allahû Tealâ’nın âyetlerini inkâr etme müessesesinde evvelâ Allah'a ulaşmayı inkâr etmek yer alıyor. Ulaşmayı, Allah'a ulaşmayı inkâr edenlerin ise takva sahibi olmaları Allah'a ulaşmayı dilemeleri mümkün değil. Onlar şirkte kalmaya mahkûmlar.
Hanif fıtratı; insanların ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah'a teslim etmesini mümkün kılan bütün insanların fıtratının adı. Âli İmrân Suresinin 19. âyet-i kerimesi ve 85. âyet-i kerimesi 4 teslim ile Allah'a teslim olmayı ifade etmiyor. Bu muhteva sadece İslâm kelimesiyle alâkalı. Eğer İslâm kelimesinin mânâsından hareket ederek buraya varıyorsak İslâm gerçekten ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimi demektir.
Öyleyse açıkça Allahû Tealâ açıkça 4 teslimden bahsetmiyor ama İslâm kelimesini kullandığına göre bu, 4 teslimden bahsetmek bizim için mümkündür. İslâm’ın muhtevasını bilen herkes bilir ki İslâm; ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimini ihata eder. Bütün sahâbe bunları gerçekleştirmiştir. Rûm-30’da da hanif dîni ifade ediliyor. Hanif dîni; İslâm dîni. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in Kur’ân’daki dîninin adı: İslâm dîni. Ve buradaki muhtevaya baktığımız zaman İslâm dîni ve hanif dîni aynı dîn olduğu cihetle Rûm-30’la- 31’i de dâhil edebiliriz. Âli İmrân Suresinin 19 ile 85 arasında bir ilişkiden bahsetmek mümkündür.
Benzer konular
