Takvayı anlatır mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Takva » Takvayı anlatır mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Takvayı anlatır mısınız?

Bugün çok mutluyum. Diğer şehirlerden gelen kardeşlerimizle hep birlikteyiz. Allah'ın doğrularını ve Kur’ân-ı Kerim gerçeklerini Allah’ın tayin ettiği devrin imamından dinlemeyi nasip ettiği için Allah’a hamd ediyorum, şükrediyorum. Kendimi çok çok bahtlı hissediyorum. Siz bizim güneşimizsiniz, nurumuzsunuz, hidayet rehberimiz ve yardımcımızsınız. Sizin dualarınızla her zorluğu yeniyoruz. Çok, çok güçlüyüz.

Bugün bir televizyonda, bir hocaya takvayı sordular ve cevap olarak da: “Allah’tan korkmak, sakınmak” diye cevap verdi. Bir de sizden dinleyebilir miyiz? Ellerinizden öperim. Sevgilerimi, saygılarımı sunar, her konuda dualarınızı beklerim.

Sevgili kardeşlerim! Bizim dîn âlimlerimiz Arapça'yı belki iyi bilmelerinin bir muhtevası olarak Kur’ân-ı Kerim’e alırlarken de nerede “takva” kelimesi geçmişse, hep “Allah’tan korkmak” olarak, “sakınmak” olarak değerlendirmişler, bu kelimelerle Türkçeleştirmişler.

Şimdi burada, Kur’ân-ı Kerim’de 7 safha takva var. Sadece Allah’a ulaşmayı dileyenlerin takva sahibi olacağını 1. takva olarak Rûm Suresinin 31. âyetinde görüyoruz:

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


“Allah’a ulaşmayı dile ve takva sahibi ol.”

Ondan evvel hiç kimse takva sahibi olamaz. İşte Yûnus Suresinin 62, 63, 64. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor:

10/YÛNUS-62: E lâ inne evlîyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Muhakkak ki Allah’ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?

10/YÛNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).
Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.

10/YÛNUS-64: Lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhırati, lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).
Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah’ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir.


“O Allah’ın evliyası var ya, onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmazlar. Onlar âmenûdurlar (Allah’a ulaşmayı dilemişlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır. Onlara, dünya hayatında da ahiret hayatında da müjdeler vardır.” diyor Allahû Tealâ. Bu da 1. takva; Allah’a ulaşmayı dileyenlerin takvasıdır.

Mürşidimize ulaştığımız zaman takva sahibi olmayı Allahû Tealâ Mâide Suresinin 35. âyet-i kerimesinde anlatıyor:

5/MÂİDE-35: Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler); Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.


eyyuhellezîne âmenû : Bu âmenû olan, Allah’a ulaşmayı dileyen birisi.
ettekûllâhe: Takva sahibi ol.
vebtegû ileyhil vesîlete: “O’na (Allah’a) ulaştırmaya vesile olacak kişiyi Allah’tan iste.” diyor Allahû Tealâ.

Allahû Tealâ: “Allah’a ulaştırmaya vesile olacak kişiyi Allah’tan iste.” diyor. Öyleyse Allah’tan birisinin (insanın) istenmesi lâzımdır. Allah’a ulaştıracak kişiyi Allah’tan istediğimiz zaman bir takvanın sahibi oluyoruz. Mürşidimize ulaştığımız zaman (tâbî olduğumuz zaman) 2. takva söz konusudur. Tâbiiyet; Allahû Tealâ mutlaka tâbî olmamızı emrediyor, bu tâbiiyettir. Sonra ruhumuzu Allah’a ulaştırıyoruz. Ulaştırdığımız zaman yeniden bir takvanın sahibiyiz. Ruhumuzu Allah’a ulaştırdığımız zaman 3. takva, fizik vücudumuzu Allah’a teslim ettiğimiz zaman 4. takva, nefsimizi Allah’a teslim ettiğimiz zaman 5. takva, ihlasa ulaştığımız zaman 6. takva ve bi hakkın takvaya ulaştığımız zaman 7. takva!

Allahû Tealâ Âli İmrân-102’de: “Onlar, nasıl bir takvayla takva sahibi olmuşlarsa, siz de onlar gibi hakka tukâtihî takvanın sahibi olun.” diyor.

3/ÂLİ İMRÂN-102: Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekullâhe hakka tukâtihî ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).
Ey âmenû olanlar, Allah’a karşı “O’nun hak takvası” ile (bi hakkın takva, en üst derece takva ile) takva sahibi olun! Ve sakın siz, (Allah’a) teslim olmadan ölmeyin!


Burası son safha; 7. safhadır. Öyleyse her safhada ayrı bir takva söz konusudur. Ama Kur’ân’ı incelediğimiz zaman bu takvaların hangisi olursa olsun, hepsi için aynı kelimenin kullanıldığını görüyoruz. Aynı açıklama: “Allah’tan korkmak ve sakınmak” 7 safhanın 7’si için de Kur’ân-ı Kerim’imizde “takva” kelimesi kullanılmış. Ama şu anda bizim aklımıza aradakiler gelmedi. Ama 1.sini, 2.sini ve 7.sini sizlere ulaştırdık. Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın takva müessesesi 7 tane safhayı içeriyor gördüğünüz gibi.

Benzer konular