Hadîd-13, 14’te açıklanan münafıklar, dünya hayatında Allah'a ulaşmayı dilemeyip tagut tarafından Allah ile aldatılanlardır diyebilir miyiz?

Evvelâ İbrâhîm-22 ile Fâtır-5 arasında ilişkinin kesin olarak mevcut olduğunu görüyoruz, şimdide Hadîd-13, 14’de açıklanan münafıklar dünya hayatında Allah’a ulasmayı dilemeyip tagut tarafindan Allah ile aldatanlar diyebilirmiyiz.

Evet, aynı durumdalar. Hadîd-13:

Münafık erkeklerin ve münafık kadınların, âmenû olanlara: “Bizi bekleyin, sizin nurunuzdan bir parça alalım.” diyeceği gün, onlara: “Haydi arkanıza dönün ve nur arayın.” denir. Artık onların arasına, kapısı olan bir duvar çekilmiştir. Onun iç kısmında, orada rahmet ve onun dış tarafında, ondan (duvardan) önce azap vardır.


yevme yekûlul munâfikûne vel munâfikâtu lillezîne âmenûnzurûnâ naktebis min nûrikum: O gün münafık erkeklerle münafık kadınlar, îmân edenlere derler ki: ‘Bize bir bakın.
naktebis min nûrikum: Sizin nurunuzdan birazcık yararlanalım (iktibas edelim, alıp yararlanalım).
kîlerci’û verâekum fel temisû nûrâ(nûren): Onlara: ‘Arkanıza dönün de bir nur arayıp bulmaya çalışın.’ denir.
fe duribe beynehum bi sûrin lehu bâb(bâbun): Sonra aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir.
bâtınuhu fîhir rahmetu: Onun batını rahmettir. Görünmeyen yönü, manevî tarafı rahmettir.
ve zâhiruhu min kıbelihil azâb(azâbu): Zahirî ise (dış tarafı ise) bir kıble (yön) üzerinden azap.

Öyleyse 14’de de bakıyoruz bu, Hadîd 13.

Onlara seslenirler: “Biz, sizinle beraber olmadık mı?” (Onlar): “Evet, fakat siz kendinizi fitneye düşürdünüz, beklediniz ve şüphe ettiniz. Allah’ın emri (ölüm emri) gelinceye kadar emaniyye sizi aldattı. Ve garur (aldatanlar, şeytan ve avaneleri), sizi Allah ile (Allah “Gafur’dur, Rahîm’dir, sizi affeder.” diyerek) aldattı.” dediler.


Yunâdûnehum e lem nekun meakum: Münafıklar onlara seslenirler: ‘Biz, sizlerle birlikte değil miydik?’
kâlû belâ: Derler ki: ‘Evet.’
ve lâkinnekum fe tentum enfusekum: Ama siz kendinizi fitneye düşürdünüz.
ve terebbastum vertebtum ve garret kumul emâniyyu hattâ câe emrullâhi ve garrekum billâhil garûr(garûmu): Ve kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp aldattı (emaniye sizleri yanıltıp aldattı). Sonunda Allah'ın emri yani ölüm geliverdi. Ve o aldatıcı da yani tagut ta sizi Allah ile aldatmış oldu.

İşte bu aldanma müessesesi bir fitnedir. İnsanların %90’dan fazlası her gün günümüzde ne yazık ki; fitneye düşmüş durumdadır. Büyük kitleler en hazini konunun sevgili kardeşlerim, dînlerini yaşadıklarını zannedenler, samimi dîndarlar her cepheden aldatılmış durumdalar. Ve de bu insanlar inananların çoğunluğunu, büyük çoğunluğunu teşkil ediyor.

Her devirde Allah'a inananların sayısı inanmayanlardan fazladır. Ama ne yazık ki; inananlar, onların da %90’dan fazlası hep sevgili kardeşlerim, çok büyük bir kısmı hep aldatılmış durumda. Allah ile aldatılmış durumda. Allah’ın adı anılarak emaniyeler kendilerine kabul ettirilmiş durumda. Öyleyse bu insanlar Allah'a ulaşmayı dilemiyorlar. İblis temel faktörü unutturmayı başarmış insanlara. Ve o yoksa (Allah'a ulaşmayı dilemek yoksa) geri kalanların hangisi yapılırsa yapılsın bir hüküm ifade etmiyor Allah'a.

Allah'a ulaşmayı dilemeyen kişi dalâlette, küfürde, hüsranda ve mutsuz. Dînin dışında olan bir insan. Kurtuluşu ne yazık ki; mümkün değil. Ve insanlar kurtulacaklarını zannederek ibadet ediyorlar. Ve aslî unsuru gerçekleştiremedikleri için, iblis onları fitneye düşürdüğü için, unutturduğu için Allah'a ulaşmayı dilemeyi insanların kurtulması mümkün değil. İnsanların çok büyük bir kısmı Allah'ın ilmi ile aldatılmış. Asıllar saklanarak hedefler saklanarak vasıtalar hedef haline getirilerek insanlara korkunç bir tuzak hazırlanmış iblis ve onun takımı olan; insan ve cin şeytanlardan oluşan tagut tarafından.