Her türlü tebliğe ve bilgilendirmeye rağmen resûl ile nebî kavramlarının birbirine karıştırılmasında art niyet aramalı mıyız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Resûl ve Nebî » Her türlü tebliğe ve bilgilendirmeye rağmen resûl ile nebî kavramlarının birbirine karıştırılmasında art niyet aramalı mıyız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Her türlü tebliğe ve bilgilendirmeye rağmen resûl ile nebî kavramlarının birbirine karıştırılmasında art niyet aramalı mıyız?

Sevgili Efendimiz! Ellerinizden hürmetle ve hasretle öperim. Her türlü tebliğe ve bilgilendirmeye rağmen resûl ile nebî kavramlarının birbirine karıştırılmasında art niyet aramalı mıyız?

Sevgili kardeşlerim! Buradaki art niyete beraberce bakalım. İnsanlar bir dîn öğrenmişler. Kur’ân’daki dîn öğretisini değil, insanların öğrettiği dîni öğrenmişler ve Kur’ân’ı devre dışı bırakmışlar. Bizim bu devirdeki vazifemiz, Kur’ân’daki hükümleri onlara öğretmek.

Öyleyse gerek resûl ve nebî kavramlarında gerek diğer bütün kavramlarda Kur’ân’daki kavramların dışında bir şeyler genel kabul görmüş. Dîn, dîn olmaktan tamamen çıkarılmış. Buradaki konu, art niyetten ziyade inat diyebilirsiniz. Nefsin bir afeti olan inat. Dîn adamlarına yani “Biz dînimizi bilmiyoruz da sen mi bize dîn öğreteceksin?” tarzındaki bir düşünceyi hiç yakıştıramıyoruz. O kardeşlerimiz bir gün görecekler ki; biz bu ilmi kendimizden almadık. Bizi buna Allah ulaştırdı. Bize bu ilmi, Allah öğretti! Belli değil mi? Şu dünyada, hiçbir kaynakta bu bilgileri hiç kimse bulamaz. Sadece bizim üniversitemizde öğretilir. İnsanların dînden kopması için iblis, asırlar boyunca her şeyi yapmış ve dînin bütün temel faktörlerini devre dışı bırakmayı başarmış. 7 safhanın 7’sini de yok etmiş.

Şimdi biz onlara bunu söylediğimiz zaman bu insanlar, dîn öğreticileri yani zannediyorlar ki; bizim söylediklerimizi onlar kabul ederlerse, onların bir önemi kalmayacak. Hâlbuki bizim onlara ihtiyacımız var. Biz onlarla beraber bu görevi üstlenmek mecburiyetindeyiz. Onlar bizim düşmanımız değil, dostumuz! Ama onlar bizi düşman olarak görüyorlar. Onlar bize düşmanlar.

Sevgili kardeşlerim! Biz onları, Allah’ın ilmini öğrenmeye davet ediyoruz. Biliyor musunuz? Bütün üniversitelere, o üniversitede konferans vermek için davetiyeler çıkardık. Son defa gene çıkardık. Diyanet İşleri Başkanlığı’na, orada konferans vermek üzere davette bulunduk. Ama korkuyorlar. Kaçıyorlar bu insanlar bizden, suallerimize cevap veremeyecekler diye. Çünkü öğrendikleri dîn, bizim Allah tarafından öğrendiğimiz dînle aynı dîn değil! Dîn tamamen devre dışı kalmış.

“Yoksa bu garabet duruma nasıl bir anlam vermeliyiz?” diye soruyor kardeşimiz.

Bu durum, bir garabet durumudur. Ama anlam şöyle vereceksiniz: Bu kardeşlerimiz; bir önemleri kalmayacağını düşünüyorlar. Oysaki onlar, bu ülkenin irfan ordusu. İnsanlara ilmi değil, irfanı da öğretmekle vazifeli olanlar. Ama irfan konusunda hiçbir ilmin sahibi değiller. İlimleri de eksik ve yanlış.

Bununla onlara hakaret ettiğimizi sakın zannetmeyin, sevgili kardeşlerim! Biz onlara, Allah’ın ilmini öğretmeye çalışıyoruz. Bilmiyorlar. Bilmemekte de haklı değiller mi? Sevgili kardeşlerim! Kim neyi öğrenirse, sadece o kadarını öğretebilir. Bu kardeşlerimize dîn öğretilmedi ki! Onlara dînlerini öğretenler de onlar gibi. Kur’ân’daki İslâm’ı bilmeyenler! Ne İmam Hatip liselerinde ne üniversitelerimizde Kur’ân’ın lafzı ve Kur’ân’ın ruhu okunmaz ve anlatılmaz. Bütün bir Kur’ân anlatımı, hayır, oralarda böyle bir şey yok!

İnsanlar bir kısım âyetleri öğrenmişlerdir, çevrelerinden. O âyetlerle konuşurlar sadece. Ama Kur’ân’ın gerçek çatısını, 7 safhadan oluştuğunu, ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmenin farz olduğunu, bütün sahâbenin Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile bunları yaşadığını bilmezler. Ve biz bunları söylüyoruz diye, bize düşman olurlar.

Sevgili kardeşlerim! Onlar bize düşman olsunlar. Biz onlara hiçbir zaman düşman olmayacağız. Onlar bizim dostumuzdur. Ve de bir gün inşaallah el ele gönül gönüle bir beraberlikle bütün dünyayı aydınlatacağız. Hıristiyanları da Yahudileri de dünyadaki çeşitli dîn inançlarını da inşaallah pırıl pırıl bir dünyaya ulaştıracağız. Onlar da bu konuda zaten istekliler.

Benzer konular