Kehf Suresi 10 ve Nisâ 75 âyetlerini açıklar mısınız? Âyeti kerimelerde geçen kişilerin mürşidin vasıflarını bilen, kendilerinin kurtuluş vasıtaları olduğunun idrakinde olan kişiler olduğunu söyleyebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Kehf Suresi 10 ve Nisâ 75 âyetlerini açıklar mısınız? Âyeti kerimelerde geçen kişilerin mürşidin vasıflarını bilen, kendilerinin kurtuluş vasıtaları olduğunun idrakinde olan kişiler olduğunu söyleyebilir miyiz?
Kehf Suresi 10 ve Nisâ 75 âyetlerini açıklar mısınız? Âyeti kerimelerde geçen kişilerin mürşidin vasıflarını bilen, kendilerinin kurtuluş vasıtaları olduğunun idrakinde olan kişiler olduğunu söyleyebilir miyiz?
Kehf 10 ve Nisâ 75 e bakıyoruz şimdi. Diyor ki Kehf 10'da:
Gençler mağaraya sığındıkları zaman şöyle dediler: "Rabbimiz bize Senin Kat’ından bir Rahmet ver ve bize emrimizden, Senin emirlerinden bize ait olan Rahmet ve Salâvâtı ulaştıracak kişiyi (mürşidi) tayin et." Öyleyse bir mürşid talebi söz konusu Kehf 10'da.
Nisâ 75'e bakıyoruz:
"Size ne oluyor ki, siz niçin 'Ey Rabbimiz! Bizi bu kasabanın zalim ahalisinden kurtar. Kat’ından bir velî ve Kat’ından bize bir yardımcı kıl.' diyen zayıf ve aciz erkekler, kadın ve çocuklar için Allah yolunda savaşmıyorsunuz.
Bize bir velî, vec’al lenâ: Bizim için kıl,
min ledunke: Senin Kat’ından ve gizli ilminden.
veliyyâ(veliyyen): bir evliya kıl, dost kıl, yardımcı kıl, mürşid kıl bize.
rabbenâ ahricnâ min hâzihil karyetiz zâlimi ehluhâ: Bizi bu zalim kavmin elinden kurtar.
Bu iki âyet için de mürşidin vasıflarını bilen ve kendilerini kurtuluş vasıtalarının mürşitler olduğunun idrakinde olan insanlar olduğu neticesine ulaşıyoruz.
18/KEHF-10: İz evâl fityetu ilâl kehfi fe kâlû rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten ve heyyi' lenâ min emrinâ raşedâ(raşeden).
Gençler mağaraya sığındıkları zaman şöyle dediler: “Rabbimiz, bize Senin katından bir rahmet ver. Ve bize emrimizden (bizim içimizden, senin emirlerinden bize ait olan rahmet ve salâvâtı ulaştıracak kişiyi) mürşidi tayin et.”Gençler mağaraya sığındıkları zaman şöyle dediler: "Rabbimiz bize Senin Kat’ından bir Rahmet ver ve bize emrimizden, Senin emirlerinden bize ait olan Rahmet ve Salâvâtı ulaştıracak kişiyi (mürşidi) tayin et." Öyleyse bir mürşid talebi söz konusu Kehf 10'da.
Nisâ 75'e bakıyoruz:
4/NİSÂ-75: Ve mâ lekum lâ tukâtilûne fî sebîlillâhi vel mustad’afîne miner ricâli ven nisâi vel vildânillezîne yekûlûne rabbenâ ahricnâ min hâzihil karyetiz zâlimi ehluhâ, vec’al lenâ min ledunke veliyyâ(veliyyen), vec’al lenâ min ledunke nasîrâ(nasîran).
Ve size ne oluyor ki Allah’ın yolunda ve "Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan bu kasabadan bizi çıkar ve katından bir velî ve katından bize bir yardımcı kıl (gönder)." diyen zayıf ve aciz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?"Size ne oluyor ki, siz niçin 'Ey Rabbimiz! Bizi bu kasabanın zalim ahalisinden kurtar. Kat’ından bir velî ve Kat’ından bize bir yardımcı kıl.' diyen zayıf ve aciz erkekler, kadın ve çocuklar için Allah yolunda savaşmıyorsunuz.
Bize bir velî, vec’al lenâ: Bizim için kıl,
min ledunke: Senin Kat’ından ve gizli ilminden.
veliyyâ(veliyyen): bir evliya kıl, dost kıl, yardımcı kıl, mürşid kıl bize.
rabbenâ ahricnâ min hâzihil karyetiz zâlimi ehluhâ: Bizi bu zalim kavmin elinden kurtar.
Bu iki âyet için de mürşidin vasıflarını bilen ve kendilerini kurtuluş vasıtalarının mürşitler olduğunun idrakinde olan insanlar olduğu neticesine ulaşıyoruz.
