İsrâ 45'te, "Sen Kur'ân'ı kıraat ettiğin zaman." denmesi sebebiyle bu engellerin yalnız tebliğ esnasında konulduğunu söyleyebilir miyiz? Yoksa bu engellere sahip insanlar bu engelleri Allah'a ulaşmayı dileyene kadar hep taşırlar mı?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyetler ve Sırları » İsrâ 45'te, "Sen Kur'ân'ı kıraat ettiğin zaman." denmesi sebebiyle bu engellerin yalnız tebliğ esnasında konulduğunu söyleyebilir miyiz? Yoksa bu engellere sahip insanlar bu engelleri Allah'a ulaşmayı dileyene kadar hep taşırlar mı?
share on facebook  tweet  share on google  print  

İsrâ 45'te, "Sen Kur'ân'ı kıraat ettiğin zaman." denmesi sebebiyle bu engellerin yalnız tebliğ esnasında konulduğunu söyleyebilir miyiz? Yoksa bu engellere sahip insanlar bu engelleri Allah'a ulaşmayı dileyene kadar hep taşırlar mı?

İsrâ-45 ve 46'da Allahû Tealâ uzuvlara engel konulmasından bahsediyor. İsrâ- 45'te, "Sen Kur'ân'ı kıraat ettiğin zaman." denmesi sebebiyle bu engellerin yalnız tebliğ esnasında konulduğunu söyleyebilir miyiz?
 
Bütün engeller tebliğ esnasında konulur. Bu da öyledir, hassalarda öyledir. Teblîğ sırasında insanların iki türlü hareketi vardır:

1- Teblîği kabul ederler, Allah’a ulaşmayı dilerler.
2- Kabul etmezler. Allah’a ulaşmayı dilemezler.

Allahû Tealâ kalplerinden geçeni mutlaka bilir. Eğer bir karşıt unsur yoksa ortada, yani kişi tebliğ yapana kızmamışsa, onunla tartışmamışsa sadece reddetmişse, onun hassalarına engeller konur. Eğer karşı çıkmışsa, öfkelenmişse o zamanda onun uzuvlarına engel konur. Engeller tebliğ sırasında konulur, evet.

"Yoksa bu engellere sahip insanlar bu engelleri Allah'a ulaşmayı dileyene kadar hep taşırlar mı?"

Tebliğ sırasında engeller konur ve engelleri Allah açmayı dileyene kadar insanlar hep taşırlar. Ondan evvel kimsede engel yoktur. Ne hassalarda engel vardır ne de uzuvlarda engel vardır. Engeller tebliğin arkasından konulur. Tebliğe karşı kişinin ne tepki göstereceği davranış biçimi. İşte şimdi kardeşimiz İsrâ-45 ve 46‘dan bahsediyor. İsrâ-45 ve 46’da Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in söylediklerine itiraz eden birileri var. Ve nefretle arkalarını dönen ona kinlenen, öfkelenen insanlar var. Onların hassalarının üzerine engeller koymuyor, uzuvları üzerine engeller koyuyor Allahû Tealâ.

İsrâ-45:

17/İSRÂ-45: Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhirati hicâben mestûrâ(mestûran).
Sen Kur’ân’ı kıraat ettiğin (okuduğun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaşmaya ve kıyâmet gününe) inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk).


"Sen, Kur’ân’ı kıraat ettiğin (okuduğun) zaman, seninle ahirete inanmayanlar arasına yani ölmeden evvel Allah'a ulaşmaya ve kıyamet gününe (hem ölmeden evvel insan ruhunun Allah'a ulaşmasına ahiret deniyor hem de kıyamet gününe de gene ahiret deniyor) ahirete inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık. Yani gözlerinin üzerine görmelerini engelleyen bir perde koyduk." diyor Allahû Tealâ.

17/İSRÂ-46: Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûran).
O’nu (Kur’ân’ı), fıkıh (idrak) etmelerine karşı, (fıkıh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onların kulaklarına vakra (işitme engeli) kıldık. Ve sen, Kur’ân’da Rabbinin tekliğini zikrettiğin zaman nefretle arkalarına döndüler.


ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten: Ve onların kalpleri üzerine ekinnet koyduk.
en yefkahûhu: İdrak etmelerini engellemek için. "Kalpleri üzerine ekinnet koyduk." diyor Allahû Tealâ.
ve fî âzânihim vakrâ(vakren): Ve kulaklarının üzerine vakra koyduk. Kulaklara vakra isminde bir engel koymuş.
ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu: Sen Kur’ân’da Rabbinin tekliğini zikrederek onlara okuduğun zaman. Kur’ân’da Rabbinin tekliğini zikrettiğin zaman.
vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren): Nefretle arkalarını dönerler.

Öyleyse böyle bir dizaynda Allah’ın Bakara-6 ve 7’de ve Nisâ-23’de koyduğu hassalar üzerindeki engeller (tebliğe karşı çıkmayan ama tebliği kabul de etmeyen insanlar üzerine), uzuvlar üzerine engeller ise, karşı çıkan ve nefret edenler, kin güdenler, öfkelenenler üzerine konuyor. Hassalar ve uzuvlar ayrı ayrı standartlarda
konuyor.

Benzer konular