Sebe 20 ve Zumer 17'ye göre mü’min olanlar Allah’a yönelenler diyebilir miyiz? Bu âyet-i kerimelerle Bakara 257 ve Nur 21 arasında ilişki var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Sebe 20 ve Zumer 17'ye göre mü’min olanlar Allah’a yönelenler diyebilir miyiz? Bu âyet-i kerimelerle Bakara 257 ve Nur 21 arasında ilişki var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sebe 20 ve Zumer 17'ye göre mü’min olanlar Allah’a yönelenler diyebilir miyiz? Bu âyet-i kerimelerle Bakara 257 ve Nur 21 arasında ilişki var mıdır?

Allahû Tealâ Sebe Suresinin 20. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor: “Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını yani hedefini yerine getirdi. Zannına sadık kaldı. Hedefine sadık kaldı. Hedefini başarıyla bitirdi. Ve böylece mü'minleri oluşturan bir tek fırka hariç, hepsi ona (iblise, şeytana) tâbî oldular.”

Bu âyet-i kerime ve Zumer Suresi 17. âyet-i kerimeye göre mü’min olanlar, Allah’a yönelenlerdir diyebilir miyiz?

Sebe-20:

34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu’minîn(mu’minîne).
Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluşturan bir fırka (Allah’a ulaşmayı dileyenler) hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.


Zumer-17:

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ibâdi.
Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!


Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Onlar taguta kul olmaktan içtinap ettiler, kaçındılar; kendilerini kurtardılar. Allah’a yöneldiler. Allah’a ulaşmayı dilediler. Onlara müjdeler vardır. Kullarımı müjdele.”

Bu iki âyetten bir sonuca gidiyoruz. Bir mü’min olanlar yani Allah’ın kulu olanlar var, bir de mü’min olmayanlar, tagutun; şeytanın kulu olanlar var. Zumer-17’de Allah’a yönelmeyenler şeytanın kulu olarak açık bir şekilde görünüyor. Sebe-20’de bu husus mü’minleri oluşturan bir tek fırka ve diğer bütün fırkalar, hepsi şeytana kul olanlar olarak görünüyor. Mü’minleri oluşturan tek fırkanın haricindeki bütün fırkalar hepsi şeytana kul olanlar olarak adlandırılıyor.

Kim Allah’a ulaşmayı dilerse o, Zumer-17’ye göre tagutun kulu değildir (şeytanın kulu değildir); Allah’ın kuludur. Bunların özelliği taguttan kendilerini kurtarmaları. Taguta kul iken Allah’a kul olmaları. Sebep, Allah’a ulaşmayı dilemek. Sebe-20’de de Allahû Tealâ, mü’minlerin taguta kul olanların dışında kalanlar olduğunu söylüyor. Öyleyse mü’minler Allah’a yönelenlerdir. Allah’a ulaşmayı dileyenler mü’mindirler. Diğerleri hepsi tagutun kulları olan kâfirlerdir.
 
Bu âyet-i kerimelerle (Sebe-20, Zumer-17) Bakara Suresinin 257. âyet-i kerimesi arasında ilişki var mıdır?

Vardır. Bakara-257’de Allahû Tealâ buyuruyor ki:

2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilân nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Allah, âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.


 “Allah, âmenû olanların dostudur. Onları zulmetten nura ulaştırır (onların kalplerini zulmetten nura ulaştırır).” diyor Allahû Tealâ. Kim bunlar? Âmenû olanlar yani Allah’ın kulu olanlar. Bir evvelki âyet-i kerimeye göre (Zumer-17’ye göre) Allah’ın kulu olanlar. Allah’ın dostları, Allah da onlara dost oluyor ve onları zulmetten nura çıkarıyor.

Allahû Tealâ diyor ki: “vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu: Ve o kâfirlere gelince onlar, tagutun dostlarıdır. Onlar da tagut tarafından nurdan zulmete ulaştırılır.”

İfade ne? Kâfirler. İfade, açık ve kesin olarak bir sonuca çıkıyor. Kâfirler, şeytanın dostlarıdır. Mü’minler, Allah’ın dostlarıdır. Bu âyet-i kerime ile Zumer-17 ve Sebe-20 arasında kesin bir illiyet rabıtası söz konusudur. Allah’ın dostu olmak, Allah’ın kulu olmak veya tagutun dostu olmak, şeytanın dostu olmak, şeytana kul olmak. Allahû Tealâ açıkça hüviyetini ortaya koyuyor. Mü’minler Allah’ın dostudur; onlar Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir. Kâfirler tagutun dostudur; Onlar Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerdir.

Bu âyet-i kerimeler (Sebe-20, Zumer-17, Bakara-257) ve Nûr Suresinin 21. âyet-i kerimesi arasında ilişki var mıdır?

Nûr-21:

24/NÛR-21: Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun).
Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah’ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi işitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir).


yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân: Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın.
ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri): Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa onlar, fuhuşla ve münkerle emrolunurlar.
(Şeytan onlara, münkerle ve fuhuşla emreder.)
ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden: Eğer Allah'ın rahmeti ve fazlı üzerinize olmazsa, içinizden hiçbiriniz ebediyyen tezkiye olmazsınız, olamazsınız. Sizden hiçbiriniz ebediyyen tezkiye olamazsınız.
ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu: Ve lâkin Allah dilediğini tezkiye eder.
vallâhu semî’un alîm: Allah işitir ve bilir.

Öyleyse iki türlü insan vardır. Şeytanın adımlarına tâbî olanlar; onlar şeytana veya taguta, yani insan ve cin şeytanlara, şeytanlardan herhangi bir gruba tâbî olanlar. Onlar münkerle ve fuhuşla emrolunuyorlar. Ama Allah’ın kulu olanlar, onlar Allahû Tealâ’nın dostlarıdır. Onların kalpleri zulmetten nura götürülür. Sebe-20 olsun, Zumer-17 olsun, Bakara-257 olsun; hepsinde Allah’a kul olmak ve şeytana kul olmak konuları işlenmiş. Allah’a dost olmak veya şeytana dost olmak. Görülüyor ki şeytana dost olanlar şeytan tarafından münkerle ve fuhuşla emrolunuyorlar ve nefs tezkiyesi yapmaları da mümkün değil. 

Benzer konular